TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AK Parti'li 4 eski bakan hakkında hazırlanan fezlekelerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Abone olTBMM Başkanı Cemil Çiçek dün yaşanan fezleke tartışmaları üzerine basın toplantısı düzenledi. Çiçek, fezlekelerin okunmamasının evrensel hukuka uygun olduğunu, bu nedenle okunmadığını söyledi.
Çiçek, AK Parti'li milletvekillerinin 'soruşturma komisyonu' kurulması içinde Meclis Başkanlığı'na başvuru yaptığını açıkladı.
Cemil Çiçek'in açıklamaları şöyle...
SORUŞTURMA METNİ 8 CÜMLE
Soruşturmanın metni 8 cümleden ibaret. Bir de deniliyor ki özel hayatın ihlali yaşanıyor diyor. Sayın milletvekilleri soruşturma istiyor, Meclis soruşturmasıyla yapılmasını istiyor. Meclis platformunda 105 soruşturma önergesinin 95'i iddiaları soruşturmak istiyor.4'ü Danıştay'dan 39'u da Sayıştay'dan olmak üzere yazılar geliyor. Meclis'e geliyor Genel Kurul'a sunuluyor. Meclis soruşturması nasıl bir işlem bunun iyi bilinmesi lazım. Meclis soruşturmasının da siyasi bir yöntem olduğu algısı var. Yazılmış yazıları okudum, arkadaşlarımızı dinledik.
Meclis soruşturması siyasi değil Meclisin yürüttüğü adli bir faaliyettir. İşlem yapmak noktasında olanlar hukuki işlem yapılacak. Bana gelen bir talep söz konusu olduğunda hukuken değerlendirmek mecburiyetindeyiz. Kimilerinin hoşuna gider kimilerinin hoşuna gitmez. Karar verecek hukuktur.
"YADIRGANACAK BİR DURUM YOK"
Biz Meclis soruşturmasını değerlendirirken hukuken değerlendirmeye, adli işleme olduğunu göz ardı etmeden değerlendirmek zorundayız. Bir hukuk faaliyeti olduğuna göre elbette bize gelen talepleri ceza muhakamesi kurallarına göre değerlendirme zorunluluğumuz var. Hukukun önemli kısmını TBMM oluşturuyor bunda yadırganacak bir durum yok. Genel bir söylem olarak konuşuruz ama gözardı ettiğimiz durumlar var.
"İLK DEFA TBMM ÖNÜNE GELİYOR"
Meclis soruşturması yasamanın yargı faaliyettir. Ortada bir tereddüt varsa ilk defa karşılaştığımı bir durum ise kendi yorumumuzla birlikte diğer hukukçularla birlikte sormaya çalışırız. Böyle bir konu ilk defa TBMM önüne böyle bir şekilde geliyor. Savcılıktan Meclis'e ilk kez böyle yazı geldi. Yazılanlardan bakıyorum bir konu daha karışıyor. Bu yazı 4 bakanın dokunulmazlığının kaldırılması yazısı değildir. Bu yazılar 4 eski bakanla ilgili. Dokunulmazlığın kaldırılması değil.
"ORTALIK ZATEN KARIŞIK"
Yazının özü 4 eski bakan hakkındaki yazı bilgilendirmedir. Bu ilk defa geliyor dedik. Önceki yazılar açıklıkla geliyor. Ama bu gelen yazının bir özelliği var. Burada da bir hukuk tartışması yapılabilir ama bu tartışmayı bugün burada açmak istemiyorum. Topu oraya attı falan ortalık zaten karışık bir kapı da aralamak istemiyorum.
"SİZİN İSTEĞİNİZE GÖRE YÖNLENECEK DEĞİL"
Bu ülkede gerginliklerin azaltılması, siyasi ortamın bir şekilde sonlanması isteniyorsa kim ne diyorsa, ne karar veriyorsa hukuku baz almak zorundadır. Kuralı koyan da kurala uymuyor, böyle bir tablo çıkıyor karşımıza işte. Bu kanundan doğan bir gizliliktir. Savcılıktan ortadan kaldırılamaz. Hazırlık soruşturması devam ediyor.Bu sizin isteğinize göre yönlenecek değildir. Hazırlık soruşturmasında gizlilik esastır.
"KURALI KOYUYORSANIZ UYACAKSINIZ"
Bir Meclis Başkanı dese ki ben başkanım, halkı temsil ediyorum, halkımda öğrense dese, kalksa yayınlamak istese yayınlayamaz.. Bunu diyemez hukuk izin vermez. Değiştirmek isterseniz 71. maddeyi değiştireceksiniz. Kuralı koyuyorsanız uyacaksınız. Bir savcı soruşturmasıyla ilgili bu zamanda gizlilik mi olur, anlamı yok, soruşturmayı ortalıkta yapacağım diyemez 157. madde buna izin vermez.
"HUKUK O ZAMAN CİNAYETE DÖNÜŞÜR"
Gizliliğin 2 nedeni var. Biri insanları haklı haksız karalanmasını önlemek diğeri de delillerin karartılmasını önlemektir. Bu insanların itibarlarını hesaba kattığınızda, lekeleyeceksiniz 2 sene sonra kusura bakmayın mı diyeceksiniz. Hukuk o zaman cinayete dönüşür. Bu dosyalarda 2 dosya geldi. İstanbul'da dosyanın gizliliği devam ediyor. Ankara'da aleni olacaksa nasıl devam ettireceğiz.
"ÖRTBAS ETME GİBİ BİR NİYETİM YOK"
Bu benim keyfi düşüncelerim değil. Usul hukuku hocalarının görüşleridir. Meclis Başkanı olarak hukuka uymak zorundayım. Kimsenin suçu varsa örtbas etme gibi bir görevim, niyetim yok. Hukuku kullanmak için ne bir niyetim, ne bir amacım olur. Ama kuralı koyanlar uymazlarsa sızlanmaları bugünlerde sıkça yaşıyoruz.
"ÜMİT EDERİZ İÇ TÜZÜĞE UYGUN KOMİSYON KURULUR"
Yani fezlekelerin bilgiye sunulup sunulmaması şart değildir buna gerek yoktur, bu benim fikrim değildir. 5 tane soruşturma önergesi verildi dün. Madem verdiniz okumadığınız halde nasıl verdiniz diye sorarlar. Ümit ederiz iç tüzüğüne uygun olarak komisyon kurulur. 5 tane soruşturma önergesi var. Dosyayı bilmiyoruz nasıl yazdık bu bir. Bizim yaptığımız işlemler bugüne kadar ki uygulamalar ve yazılar… Kaldı ki zaten bu işin bu mecrada sürdürülecek olması bu tartışmalara engel değil. Bu tartışmalar sürecektir.
Hukuk ne diyor, parlamento ne diyor bunları açıklamaya çalıştım. Bu gizlilik Meclis Başkanı'nın tasarrufuyla ortadan kaldırılacak bir gizlilik değildir. Gelin o zaman beraber bir çözüm bulalım. 157. Maddenin değişmesi lazımdır. Kuralı burada koy ama onun dışında Türkiye’de moda haline geldi. Hukuku göz ardı ettik, makalelerle sorun çözmeye çalıştır.
Tutuklu vekillerle ilgili verilmeyen demeç kalmadı. Bunu konuşanlar siyasetçiyse bu durumu neden çözemedik o zaman 3 senedir. 83., 84., 76. Madde orada duruyoruz. Biz sizlere gazetecilere demeç vererek sorunu çözmeye çalıyoruz. Tutuklu vekil kalmadı. Bir vekilin hükmü kesinleştiği için içeride.
"ENGİN ALAN İSYANINDA HAKLIDIR"
Engin Alan isyan ediyor, haklıdır. Aynı durumda olan diğer vekil dışarıdadır. Biri içeride biri dışarıda. Buna çözüm bulmak lazım. Ben hiçbir şeye kilit vurulması taraftarı değilim.Ama her şey ortaya çıkartırken hukuk içinde çözelim.
"BEN NİYET OKUYAMAM"
Ceza muhakemesi hukuku çerçevesinde işlem yapacağım. Bu dosyalar burada duruyor geri verilmesi gibi bir şey söz konuş değil. Hukukçuların önemli kısmı bu dosyaların bize bu safhada gönderilmemesi gerekiyordu. Ben niyet okuyamam. Türkiye’nin en büyük sorunu zaten bu. Savcıların niyeti buydu, şuydu ben bilemem. Suçlamalarda deniliyor ki oraya geldi oradan gönderildi. Bu dosyalar Başbakanlık üzerinden geliyordu bize. 2012 genelgesiyle doğrudan Meclis Başkanı'na gönderilsin denilmiş. Dün gece 5 tane önerge verilmiş oldu. Dün verildiği gibi 1 ay önce de verilebilirdi. Daha önce verilmiş olsaydı belli bir yol almış olurduk.
Meral Hanım'a aklımın köşesinden geçmez, çok değerli bir Meclis Başkanıdır. Olağanüstü toplantılarsa Meclis Başkanı kimi isterse onu görevlendiriyor. Kim nasıl diyorsa öyle değerlendirsinler. Türkiye’de siyasetin çok kuralları yok. İsteyen istediği gibi konuşur. Meclis Başkanı tarafsız olmalı. Tek yolu var hukuk çerçevesinde hareket etmek. Böyle bir ortamda neyi yaparsanız bir taraf beğenir, diğer taraf beğenmez. İyi kötü bu ülkenin bir anayasası var. Hiçbir organ veya kişi kaynağını anayasadan almadığını sürece bir şey yapamaz.Bu toplantıdan sonra Başkan'ın görevlerini lütfen okuyun. Her işe maydanoz olan bir Meclis Başkanı bu ülkede daha büyük sorunlara neden olur. Basında yer alırız, bazılarının hoşuna giderse manşetlere çıkarız.Ama sonra sen işine bak kardeşim olur
Herkes ne yapıyorsa ne ediyorsa hukukun içinde yapacak. Herkes kendi işini yapacak.