Ruanda Dışişleri Bakanı Louise Mushikiwabo, FETÖ'yle mücadelede Türkiye ile her türlü iş birliğine hazır olduklarını söyledi.
Abone olRuanda Dışişleri Bakanı Louise Mushikiwabo, Fetullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ) mücadelede Türkiye ile her türlü iş birliğine hazır olduklarını söyledi.
15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin ardından Afrika ülkelerine kaçan FETÖ/PDY mensupları için Ruanda'da da çember daralıyor.
Kanlı darbe girişimi sonrasında Ruanda'daki sayıları hızla artan terör örgütü üyelerinin, Türkiye'deki ailelerini de bu ülkeye getirmeye başladığı belirtiliyor.
FETÖ'nün iş dünyasındaki yapılanması TUSKON vasıtasıyla geçmişte Ruanda'ya giren ve hükümetin iyi niyetini suistimal eden örgüt üyeleri için diğer birçok Afrika ülkesinde olduğu gibi Ruanda'da da yolun sonunun görüldüğü yorumları yapılıyor.
'BURADA YAŞAMALARINA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Ruanda Dışişleri Bakanı Mushikiwabo, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı açıklamada, FETÖ'yle mücadele konusunu mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Ruanda'yı ziyaretinde ele aldıklarını söyledi.
Türkiye ile diplomatik ilişkilerinin ileri düzeyde olduğunu ifade eden Mushikiwabo, şöyle konuştu:
"Türk halkına kapılarımız sonuna kadar açık. Türk hükümeti ve Kigali Büyükelçisi'yle bu konudaki iletişimimiz de devam ediyor. Mevkidaşımla da konuştuk zaten. Bu ülkeye yerleşen Türk vatandaşlarıyla ilgili şunu net olarak ortaya koyduk; Türk devletine karşı yürütülen herhangi bir faaliyete bu ülkede müsamaha gösterilmeyecek. Değişik kanallardan bu tavrımızı net ve açık olarak bildirdik. Dolayısıyla, biz ülkemizde Türk devletine karşı çalışan herhangi bir kişiye izin vermeyeceğiz. Burada iş yapmalarına ve yaşamalarına asla izin vermeyeceğiz."
Mushikiwabo, Dışişleri Bakanlığı ve Türk Büyükelçiliğiyle Ruanda'daki FETÖ mensuplarının varlığına ilişkin görüşmeleri sürdürdüklerini vurguladı.
Bakan Mushikiwabo, Ruanda'ya kaçan FETÖ üyelerine şu ifadelerle seslendi:
"Ruanda'da hukuku çiğneyemezsiniz. Türkiye'de hukuku ihlal edip Ruanda'ya kaçıp burada saklanamazsınız. Bu konuda bizim duruşumuz çok güçlü ve Türkiye'ye de açık şekilde bunu bildirdik. Ruanda, bizim için dost bir ülke olan Türkiye'ye zarar veren insanların sığınacağı güvenli bir liman değildir."
'DARBEDEN BÜYÜK ÜZÜNTÜ DUYDUK'
Ruanda Ticaret ve Sanayi Bakanı Kanimba da Türkiye'den kaçarak Ruanda'da çeşitli faaliyetlerde bulunan örgüt üyelerine yönelik Türkiye ile "tam iş birliğine" hazır olduklarını ifade etti.
Kanimba, "Türkiye ile kuvvetli ve elverişli bir ortaklığımız söz konusu. Bu iş birliğini devam ettirmek istiyoruz. Çünkü Türkiye ile ilişkilerimiz bizim için oldukça stratejik ve anahtar konumunda." diye konuştu.
Ülkeye kaçan FETÖ mensuplarının tespit edilmesinde zorlandıklarının altını çizen Kanimba, şöyle devam etti:
"Öncelikle şunu söylemeliyim ki Türkiye'de gerçekleşen (darbe girişimi) olaydan büyük üzüntü duyduk. Bu girişimin hemen ardından Türk hükümetinin dünya genelindeki ülkelerle bu olayın arkasındaki faillere ev sahipliği yapmamaları konusundaki girişimlerini de biliyoruz. Fakat bizim için en zor konu ülkemize gelen kişilerin kim olduğunu bilmememiz. Açık bir ekonomimiz var ve buraya gelen insanların hükümetleriyle ilişkilerini bilmiyoruz."
'BURADAKİ TÜRKLERİN BÜYÜK KISMI FETÖ'CÜ'
Türkiye'nin Kigali Büyükelçisi Mehmet Raif Karaca da FETÖ ile mücadelede Ruanda hükümetinden müspet geri dönüşler aldıklarını söyledi.
"Maalesef Afrika'nın her ülkesinde olduğu gibi burada da bir yapılanmaları var." diyen Karaca, FETÖ mensuplarının Büyükelçilik açılmadan önce de Ruanda'da bulunduğu bilgisini paylaştı.
Ruanda'da 120-130 civarında Türk yaşadığını ve bunların büyük kısmının FETÖ mensubu olduğunun bilindiğini söyleyen Karaca, şöyle konuştu:
"Bunların nasıl çalıştığını da biliyoruz. Bir okul açıyorlar, bir de ticari müesseseler açıyorlar. Okul bunlara çok saygınlık sağlıyor. Çünkü belli bir kalitenin üstünde okullar. Seçkin çocuklar, devlet erkanını çocuklarına burslar veriyorlar ve bu üst erkanla kolay iletişim kurmaya başlıyorlar. Bu da ticari faaliyetlerine fayda sağlıyor."
15 TEMMUZ SONRASI SAYILARI ARTTI
Karaca, Ruanda'daki FETÖ mensuplarının sayılarının 17 ve 25 Aralık ile 15 Temmuz'dan sonra arttığını bildirerek, şunları kaydetti:
"Ruanda Afrika'nın en liberal ekonomilerinden biri olmakla övünür. Şöyle ki 'bir yabancının şirket açması 20 dakika sürer' diye bir sloganları var. O şirketinizi de açtıktan sonra bir bankaya gidip döviz hesabından hesap açmak serbest. Kambiyo dolaşımı serbest, para istediği gibi girip çıkabiliyor. Böyle olunca da bizim açımızdan istenmeyen unsurların para kaçırması kolaylaşıyor. Bir şirket açtığınız zaman 10 kişiye kadar yanınızda yabancı çalıştırma hakkınız da var. Yani bir Türk şirket açtığı zaman yanında 10 kişi daha getiriyor. Yani büyük kolaylık sağlanıyor. Hatta son dönemlerde doktor, dişçi falan gibi insanların da buraya geldiğini öğrendim. Bir klinik bile kurdular. Başka Afrika ülkelerinde zaten hastanelerinin olduğunu biliyorduk ama bu 15 Temmuz'dan sonra yaşanan bir olay."