İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ soruşturmasında TSK yapılanması içerisinde yer aldığı belirtilen 42 şüphelinin sorgusu sürüyor. Gözaltına alınan şüphelilerden 10'u itirafçı olurken örgütün TSK'yı sızma yöntemlerini anlattı.
Abone olİSTANBUL Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) TSK yapılanması soruşturmasında gözaltına alınan 42 şüphelilerden itirafçı olan 10'u, örgütün Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) sızma taktiklerini anlattı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ/PDY'nin TSK yapılanmasına yönelik soruşturması kapsamında, örgütün mahrem imamları ile ankesörlü hatlardan görüştüklerine dair tespitler yapılan ve bir kısmı hakkında örgüt ile irtibatlı ve iltisaklı olduklarına dair ifade bulunan 8'i aktif görevde olmak üzere 27'si Deniz, Hava ve Kara kuvvetleri komutanlıkları personeli, 10'u askeri öğrenci, 7'si "mahrem imam" 44 şüphelinin yakalanması için İstanbul merkezli 4 ilde yapılan operasyonda gözaltına alınan 42 şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor. Soruşturma kapsamında 2 şüphelinin yakalanması için çalışmalar devam ediyor.
Gözaltında bulunan şüphelilerden 10'u etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebiyle örgütün çözülmesi yönünde ifade verdi.
Şüpheliler ifadelerinde özetle, askeri personellerin, FETÖ ile ilk temaslarının ortaokul eğitimi döneminde olduğunu, çocuk yaştaki öğrencilerin halı saha organizasyonları, ders çalıştırma adı altında örgüt evine çekildiğini anlattı.
Örgüt mensuplarının, çocukların ailelerine kendilerini vatansever ve dindar kişiler olarak tanıtıp onların güvenlerini kazandıklarını aktaran şüpheliler, maddi durumu kötü ve derslerinde başarılı öğrencilerin seçildiğini, bu sırada da milli eğitimin içerisindeki okullarda öğretmen olarak çalışan örgüt mensuplarından yardım alındığını kaydetti.
Şüpheliler, bu öğrencilerin 3 veya 4'lü gruplar halinde örgüt evlerinde askeri sınavlara hazırlandığını, asker olmak istemeyenlerin telkinlerle baskı kurularak askeri okullara yönlendirildiğini aktardı.
"Çocuklardan sorumlu örgüt abisi olduğu"nu belirten şüpheliler, çocukların, mahrem yapı içerisinde bu "örgüt abisi" ve grubundaki arkadaşlarından başka kimseyi tanımadığını, kimse ile temas ettirilmediğini dile getirdi.
Şüpheliler, bu çocukların bazen örgüt evlerine yatılı olarak çağırıldığını, çocuklara örgüt elebaşı Fethullah Gülen'in kitaplarının okutulduğunu, video kasetlerinin izletildiğini, örgütsel sohbetlerin yapıldığını ifade etti.
Adayların numaraları kodlandı
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı 2013 yılı Deniz Harp Okulu ve Deniz Astsubay Meslek Yüksekokulu Öğrenci Seçim Mülakat Sınavı'na müracaat eden adayların, aday numaralarının kodlandığı, bu hususun, mahrem şahıslar tarafından komisyonda görev alan mensuplarına bildirildiği tespit edildi.
Kodlama sistemine göre, 6 haneli olan aday numaralarının 2. ve 3. hanelerindeki rakamların toplamı 9, 10, 11 ve 12 olanların, örgüt tarafından TSK'ye alınması istenilenler olduğu belirlendi.
Söz konusu sınava 18 bin 465 adayın girdiği, 5 bin 326 adayın, aday numarasının bu şekilde kodlandığı, alınan ifadelerden ve bilirkişi raporundan tespit edildi.
Gözaltına alınan 3 şüphelinin aday numaralarının örgüt kodlamasına uyduğu, bu şekilde örgüt mensubu kurul üyelerinin örgütün mimlediği öğrencileri tanıyarak mülakattan sorunsuzca geçirdiği, "örgüt abileri" vasıtası ile örgüte mensup öğrencilere kodlama verildiği ve bu şekilde askeriyeye eleman kazandırıldığı belirlendi.
Öğrencilere "askeri mülakat tatbikatı" yaptırıldı
Şüpheliler, "örgüt abileri"nin himayesinde bulunan öğrencilere "askeri mülakat tatbikatı" yaptırdığını, askeri sınavları kazanacaklarını söyleyerek çocukları motive ettiklerini, öğrencileri uzaktan takip ettiğini, askeri okulu kazanan öğrencileri başka bir "örgüt abisi"ne devrettiklerini, bu "örgüt abisi"nin 15 günde 1 kez çocukların bulunduğu ile giderek bu çocuklarla temas kurduğunu ve örgüt sempatizanlarının evlerinde buluştuklarını anlattı.
Buluşmalarda bir sonraki buluşma tarihinin kararlaştırıldığını dile getiren şüpheliler, öğrencilerden "örgüt abisi" ile kesinlikle telefon ile irtibat kurmamalarının, zorunlu durumlarda aramak için de "örgüt abisi"nin telefon numarasını herhangi bir kitaba karışık rakamlar içerisine yerleştirerek yazmalarının istendiğini, "örgüt abileri"nin de aynı yöntemi izlediğini söyledi.
Şüpheliler, bu buluşmalarda örgütsel sohbetler yapıldığını, okul hakkında abilerin bilgi istediğini, öğrenci buluşmaları aksatırsa "örgüt abisi" tarafından defalarca ankesörlü telefonlardan arandığını, öğrencilerin örgütsel faaliyetlerine devam etmeleri konusunda baskı kurulduğunu, örgütsel toplantılara katılmayan öğrencilere okulda örgüt üyesi askeri personeller tarafından ağır cezalar verildiğini kaydetti. Şüpheliler, "örgüt abileri"nin, yaz tatillerinde toplantıya gitmeyen öğrencilerin ailelerini ziyaret ederek ikna etmeye çalıştıklarını ifade etti.
Öğrencilerin okuldan mezun olduktan sonra yine tanımadıkları bir "örgüt abisi" tarafından arandıklarını ve atamasının yapıldığı ilde birlikte kalacağı kişiler ile tanıştırıldıklarını anlatan şüpheliler, mezun olan öğrencilerin yine "örgüt abisi"nin talimatı doğrultusunda aynı evde ikamet ettiklerini, "örgüt abisi"nin ara sıra bu eve gelerek örgütsel faaliyet yürüttüğünü, maaşlarından "himmet" adı altında para talep ettiğini aktardı.