BIST 9.827
DOLAR 34,74
EURO 36,56
ALTIN 2.955,93

Fetö'cü dostlarını koruyan AK Partililer!

AK Partili bazı yöneticilerin, gözaltına veyahut açığa alınan haşhaşi dostlarını kurtarmak için savcı ve hakimlere baskı yaptığı şeklindeki iddiaların ardı arkası kesilmiyor.

Hemen her şehirden aynı şikayetler, aynı haberler geliyor. AK Partili bazı yöneticilerin, gözaltına veyahut açığa alınan haşhaşi dostlarını kurtarmak için savcı ve hakimlere baskı yaptığı şeklindeki iddiaların ardı arkası kesilmiyor.

AK Parti milletvekili Metin Külünk günlerdir, "Bunları korumayın, sahiplenmeyin! Bu parti değil, vatan meselesidir" diye isyan ediyor.

Anlaşılan birileri Metin Külünk'ün verdiği bu mücadelede yalnız olduğuna inanıyor.

O zaman iş başına!..

Gün, Metin Külünk'ün yalnız olmadığını ve yalnız kalmayacağını gösterme zamanıdır. Görünen o ki içimizde olup, yanımızda olmayan alçakları tek tek deşifre etme görevi de bize düşüyor.

Halk Özel Harekat ( HÖH ) olarak üzerimize düşeni yapma zamanıdır.

Şehrinizde bu hainliği yapan kim varsa, bana yazarak iletin. Gelen ciddi istihbaratları köşe yazılarımda ve ekranlarda gücüm yettiği ölçüde duyuracağıma söz veriyorum.

Bu belgeleri ayrıca Cumhurbaşkanı'na iletmesi içinMetin Külünk'e ileteceğimden de emin olabilirsiniz.

İletişim adresi:

Tarihi bir dönemden geçiyor, rüyada dahi göremeyeceğimiz olaylara şahit oluyoruz.

Milenyum dediğimiz bir çağda darbe kalkışması yaşıyoruz. Etkisiz hale getirilmeye çalışılan Cumhurbaşkanı sadece bir telefon görüntüsüyle 15 dakika içinde 40 milyon insanı sokaklara döküyor.

Partilisi, partisizi, ateisti, dindarı, alevisi, sünnisi...

40 yıl düşünsek bir araya gelemeyeceğine inandığımız her görüşten insan sokaklara ateş ırmakları gibi akıyor, darbecilere bir saat içinde inanılmaz bir azap tattırıyor.

Hemen her konuda birbirleriyle savaş halinde olan üç büyük partinin liderleri siyaseti bırakıyor, birlikte saf tutuyor.

Deprem dayanışması dışında başka hiç bir şey bizi böyle bir araya getirmemişti daha önce...

Şu son iki günde yaşadıklarımıza bir bakın...

Daha bir ay önce bize dönen tank namluları, hainlerin elinden alınıp gerçek düşmanlara dönüyor. "Çöktü" yorumları yapılan Türk Ordusu sayesinde altın bir şafağa uyanıyoruz. O şanlı ordu sayesinde güneş Cerablus'ta bir başka güzel doğuyor. 

Muhalefet partisinin lideri Devlet Bahçeli operasyonu duyar duymaz, "Tümüyle destekliyor, devletimizin yanında olduğumuzu dosta düşmana ilan ediyoruz" diyor. 

Kemal Kılıçdaroğlu'nun saldırıya uğradığı haberi gelir gelmez Cumhurbaşkanı kendisini arıyor. CHP lideri, "Çok naziksiniz Sayın Cumhurbaşkanım" diyerek kendisine teşekkür ediyor. 

Telefon kapanır kapanmaz Başbakan Binali Yıldırım arıyor. Aramakla yetinmiyor, "Devletin tüm imkanları emrinizdedir" diyor. Hemen akabinde İçişleri Bakanı Efgan Ala CHP liderinin bölgeden helikopterle çıkarılması için talimat veriyor.

Ülkenin bütün basın kuruluşları darbeye ve teröre karşı ortak yayın yapıyor. İnsanların tamamı bir ay boyunca meydanlarda sabahlıyor, çayını, çorbasını, lokmasını paylaşıyor.

Minarelerden yükselen ezan ve sela sesleri hainlerin yüreğine korku düşürüyor. Milyonlarca insan camilerde uyuyarak günü geçiriyor. Eller semaya hep birlikte açılıyor, başlar seccadelere hep birlikte değiyor. Camiden çıkanlar evlerine dahi uğramadan meydanlarda toplanıyor, birer asker gibi nöbet tutuyor. 

Erdoğan'ın yıllar önce okuduğu için cezalandırıldığı şiirdeki mısralar gerçek oluyor: "Minareler süngü, kubbeler miğfer. Camiler kışlamız, mü'minler asker..."

Darbe kalkışması sayesinde ne kadar güzel bir ülke olduk biz böyle!

Hangi ideolojiye, hangi inanca mensup olduğumuz önemli değilmiş, bunu yaşayarak anladık.

Anladık ki zor zamanlarda ölüme hep beraber yürüyoruz.

Öyleyse hepimize, ama hepimize görev düşüyor. Bu günler eşimizden, çocuğumuzdan ve dahi sosyal medyadaki arkadaşlarımızdan sorumlu olduğu günler. 

Allah aşkına!

Bu birlik ve beraberlik ortamını bozmak için uğraşan, hala eski siyasi hesapları görmeye çalışan kim varsa, susturun!