BIST 9.470
DOLAR 34,58
EURO 35,99
ALTIN 3.005,27
HABER /  GÜNCEL

FETÖ sorusuna İngiliz Bakandan çarpıcı yanıt

İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve ABD'den Sorumlu Devlet Bakanı Duncan, 15 Temmuz darbe girişimi hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Abone ol

İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve ABD'den Sorumlu  Devlet Bakanı Alan Duncan, 15 Temmuz darbe girişiminden Fetullahçı Terör  Örgütü'nün (FETÖ) sorumlu olduğuna inandığını belirterek, "Devletin içine  yerleşen bu örgüt 15 Temmuz'da Türkiye'deki demokratik yapıyı devirmeye çalıştı"  dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Batı'dan Türkiye'ye bakan  düzeyindeki ilk ziyareti gerçekleştiren Duncan, İngiliz Parlamentosu Dış  İlişkiler Komisyonu'nun Birleşik Krallık'ın Türkiye ile ilişkilerini  değerlendirdiği ve yayınlayacağı raporu çerçevesinde komisyon üyelerinin  sorularını yanıtladı.

"Birçok ülke parmağını sallarken, İngiltere'nin Türkiye'de 15  Temmuz'da neler olduğunu anlamaya çalıştığını" kaydeden Duncan, Türkiye'nin  tarihi boyunca darbe riskiyle yaşadığını ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası  travmayı henüz atlatamadığını, bunun yanı sıra Türkiye'nin PKK ve DEAŞ tehdidiyle  de karşı karşıya olduğunu belirtti.

Darbe girişiminin boyutunun yıkıcı olduğunu dile getiren Duncan,  "Türkiye'nin yaşadıklarını anlamak zorundayız. Özellikle Avrupa Birliği (AB)  ülkeleri Türkiye'nin yaşadıklarını ve hala yaşıyor olduklarını doğru anlamadı."  dedi.

DEMOKRATİK YAPIYI DEVİRMEYE ÇALIŞTILAR

Komisyonun İşçi Partili üyesi Mike Gapes'in "Gülenci örgütün 15 Temmuz  darbe girişiminden sorumlu olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna Duncan, "Evet. 15  Temmuz darbe girişiminden Gülenci örgütün sorumlu olduğuna inanıyorum. Devletin  içine yerleşen bu örgüt 15 Temmuz'da Türkiye'deki demokratik yapıyı devirmeye  çalıştı" yanıtını verdi.

İşçi Partili bir diğer üye Mark Hendrick'in "Darbe girişiminin Türk  hükümeti tarafından önceden bilindiğine" dair iddialar bulunduğunu dile getirmesi  üzerine Duncan, şöyle konuştu:

"Türkiye'nin Başbakanıyla darbe girişiminden üç gün sonra bombalanmış  bir parlamentoda görüştüm. Konvoyuna da saldırılmıştı. Bunların önceden  bilindiğini, kurmaca olduğunu düşünmüyorum. Bombalanmış bir parlamentoda, şoku  atlamamış, travmayı atlatamamış bir meclis başkanıyla bir araya geldim. Bunun  İngiltere’deki muadili bir Ordu birliğinin Whitehall’da tankları yürütmesi,  Westminster Köprüsü’nde halka ateş açması, Kraliçe'yi ve Başbakanı öldürmeye  çalışması, oturum sırasında parlamentoyu bombalaması ve BBC’yi ele geçirmesi  olurdu. Türkiye'de bunlar yaşandı."