Fetö ile mücadaledeki yanlışlarımız!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm kurum ve kuruluşları Fetullahçı terör örgütüyle gerçek anlamda mücadele ediyor mu?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tüm kurum ve kuruluşları
Fetullahçı terör örgütüyle gerçek anlamda mücadele ediyor
mu?
Bugün bu sorunun cevabını hep birlikte arayalım ve nerede yanlış
yaptığımızı sorgulayalım.
Başlayalım...
Hiç kuşku yok ki Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bakanlık
düzeyinde olağanüstü bir mücadele veriliyor. Bu kurumlardaki
Fetö'cü isimlerin büyük bölümü temizlendi.
Türk Silahlı Kuvvetleri ile Emniyet Teşkilatı'nda da geniş anlamda
temizlik yapıldığını kabul edebiliriz.
Kripto olanlar hariç ve biz bunların kim olduğunu belki de büyük
bir trajedi yaşadıktan sonra öğreneceğiz.
Aşağılarda, yani belediye ve parti teşkilatlarında durum pek iç
açıcı görünmüyor.
Sadece bana gelen belge ve bilgiler dahi, bu tür kurumlarda henüz
tam temizlik yapılmadığını gösteriyor. ne acıdır ki bu kişiler,
çeşitli nedenlerden dolayı çalıştıkları kurumun yöneticileri
tarafından korunup kollanıyor.
Niye korunup kollandıklarına dair net bir fikrim yok. Belki bir
kaset, belki başka bir şantaja boyun eğiyorlardır, bilemem!
Hadi bir an için, bu kurumlardaki temizliğin de tam anlamıyla
yapıldığını varsayalım. Peki bu durum tüm sorunları çözüyor mu
dersiniz?
Şahsi kanaatim, hayır!
Neden hayır dediğimi müsadenizle kısa ve öz olarak anlatayım.
Fetullahçı terör örgütünden dolayı içeride yatanlar kendi içinde 3
gruba ayrılıyor.
Birinci grup, sapkın derecede Fetullahçı olan ve bizzat darbeye
karışan hainler.
İkinci grup, çeşitli nedenlerden dolayı Fetullahçı yapıya inancını
kaybetmeyen ve ilişiğini kesmemiş olan kesim.
Üçüncü grup ise, Fetö ve darbe ile uzaktan yakından alakası
olmadığını söyleyen mağdur kesim.
Biz bu grupların tamamını aynı cezaevine, hatta aynı hücrelere
koyuyoruz. Yani dışarıdaki örgütlenmenin cezaevinde de aynen devam
etmesine olanak sağlıyoruz.
Birinci grup dışarıda nasıl plan yapıyorsa, içeride de bir
benzerini yapıyor. Birlikte televizyon izliyor, beddua seansları
yapıyor ve istedikleri kıyafetleri bulabiliyorlar.
Hero tişörtü gibi kıyafetler mesela!
Bu grup, hapse girdikten sonra pişmanlık yaşayan ikinci grup
içindeki kimi şahısları tehdit ve şantajlarla sustuyor, kimi zaman
Fetullah denen şeytandan gelen talimatları ve mesajları onlara
iletiyor.
"Bahar geliyor, yakında buradan çıkacağız" gibi haberler
mesela...
Daha berbat olanı ise, masum ve mağdur olduklarını iddia edenleri
de bu sapkın darbecilerin kucağına itiyoruz.
Onlar, namazlarını mecburen bir Fetöcü imamın arkasında kılıyor,
vaazları bir bir Fetö abisinden dinliyor.
Hal böyle olunca, içeride en küçük bir moral bozukluğu yaşamayan
azılı Fetullahçılar, mahkeme salonlarında hakim, savcı ve şehit
yakınlarıyla dalga geçiyor.
Yakalanan Fetullahçı teröristlerin en büyük korkusu ne biliyor
musunuz?
Cinayetten, tecavüzden dolayı hapse atılan adi suçluların hücresine
gönderilmek. Bu korkuyu yaşatmak yerine onları istedikleri
koğuşlara, istedikleri hücrelere koyuyoruz. Hatta, dilekçe vererek
yer değiştirmek, Fetöcü abisinin koğuşuna geçmek isteyenlerin
isteğini de yerine getiriyoruz.
Sonra da, "Bunlar nasıl oluyor da çözülmüyor?"
diye soruyor, Hero tişörtü giymelerine, meydan okurcasına hareket
etmelerine şaşırıyoruz.
Oysa ortada şaşılacak pek bir durum yok. Çünkü bu morali, bu cüreti
onlara bizzat biz veriyoruz.
Yeni Adalet Bakanımız Abdulhamit Gül'ün, Fetö ile mücadele
konusunda öncelikli olarak bu soruna el atması gerekiyor.
NEDEN SILA TUR?
Bir önceki yazımda, Kudüs'e gitmek isteyenlere kolaylık olsun diye
Sıla Tur'un irtibat numarasını paylaşmıştım. Bazı okurlar, "Sıla
Tur ile bağlantın nedir, birlikte ticaret mi yapıyorsunuz?"
şeklinde sorular sormuş.
Sevgili dostlar...
Tüm samimiyetimle söylemek isterim ki ben gizli kapaklı işler
yapmayı beceribilen biri değilim. Elime yüzüme bulaştırırım bu tür
şeyleri.
Ha!..
Sıla Tur ile ticari ilişkim olsa bunu çekinmeden sizlerle
paylaşırım. Bunda saklanacak bir şey görmüyorum. Ne Sıla Tur ile,
ne de başka bir tur şirketi ile en ufak bir bağlantım yok.
Niye Sıla Tur'un telefonunu paylaştığımı da söyleyeyim.
Diğer tur şirketlerinden çoğunun temsilcisine, "Kudüs'e tur
düzenler ve benden yardım isterseniz, sizin ricanızı emir kabul
ederim. Ne zaman isterseniz beni arayın" dememe rağmen, bugüne
kadar sadece Sıla Tur benimle irtibata geçti ve destek
istedi.
Durum bundan ibarettir!
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: