BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  MEDYA

Fethullah Gülenin şifresi

Medyada kimler kafayı Gülen'le bozdu? Hangi patron akaryakıt kaçakçısı? İşte Gülen'in şifresi...

Abone ol

Medyada başlayan Fethullah Gülen tartışması giderek alevleniyor. Emin Çölaşan'ın "Bu nasıl bayramdır?" başlıklı yazısında Fethullah Gülen cemaatiyle ilgili yazdıklarına Zaman'dan yanıt geldi. Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, Çölaşan'ı "klişe yazar" olarak niteleyerek bakın nasıl eleştirdi... 

-------------
Şifre çözmek

Dün bir gazetenin, artık herkesin aşinası olduğu ‘klişe yazıları’ ile nam salmış yazarı, pazar günkü yazımı kalemine dolamış.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün, ‘önyargıları sorgulayan, demokrasiye saygılı’ son mesajlarını takdir ettiğim yazı üzerine neler söylüyor neler...

Meğer bu yazıyı yazarken neler düşünmüşüm. Haberim yok. Doğrusu şaşırdım, kaldım. Oysa gerçekler çok farklı... Hiç masa başında komplo teorisi üretmeye, senaryo yazmaya gerek yok. Özkök Paşa’nın, 10 sayfalık konuşmasını internet sitesinden indirdim, genç subaylara söylediği mesajlar alışılmışın dışındaydı, askerin bakış açısını zorlayan yeni şeyler söylüyordu, bundan hoşnut oldum, okuyucularımın da dikkatini çekmek istedim. O kadar. Kaldı ki bu konuşmayı takdirle karşılayan tek yazar da ben değildim. Beyefendi zahmet edip incelese, kendi grubunun yazarlarının da benzer manada kaleme alınmış makalelerini görebilirdi.

Ayrıca bir gün sonraki Genelkurmay’ın sert bildirisinin geleceğinden haberim filan yoktu, kulağıma kar suyu da kaçmış değildi. Bugünlerde kulaklarına kar suyu kaçanlar yok mu? Elbette var. Hem de çok. Genelkurmay bildirisinin şifrelerini büyük ustalıkla (!) çözen meslektaşların yazdıklarına bakmak yeterli...

Hepsinde de aynı ifadeler, aynı cümleler... Köşelerde uzun uzun anlatılan ve aynı yerden çıktığı izlenimi veren, çözülmüş şifreleri okuyunca olağanüstü dönemlerin ürünü ‘Andıçlar yine mi serviste?’ diye kuşkulanmadım değil. Puslu havaların özelliğidir: Bir yerlerden belli amaçlarla yayılan dedikodular, doğrusuna yanlışına bakılmaksızın, önü arkası düşünülmeden yazılır, çizilir.

Genelkurmay’ın açıklamasında yer alan ‘belli bir görüşün temsilcilerinden’ kasıt bölücü terör ile Fethullah Gülen ve arkadaşları imiş... Bu ülkede kafayı Fethullah Gülen’le bozanlar var. Her olayı, her gelişmeyi insaf sınırlarını zorlayacak bir şekilde Gülen’le ilişkilendirmeye yeltenenler var. Böyle bir haksızlık hangi vicdan ölçüsüne sığar! Uysa uymasa da, ilgili ilgisiz Gülen’in ismi hemen ortaya atılıveriyor... Artık bundan vazgeçilmeli.

Çözülmesi gereken başka şifreler de var. Sauna denilerek dört duvar arasına sıkıştırılan Küre operasyonunun ortaya saçtığı şifreler sözgelimi... Devletin gizli anayasası diye de bilinen ‘kozmik özelliğe’ sahip Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin saunada ne işi var? Bitmedi, saunada öyle gizli kapaklı değil, gazete sayfalarına kadar düşen başka şifreler de var.

Dün ajanslara bir haber düştü. İstanbul Mali Şube Müdürlüğü ekipleri, polislerin de aralarında bulunduğu akaryakıt kaçakçılığına rüşvet karşılığında göz yuman bir şebekeyi yakaladı. 20’si polis, 60 kişilik şebeke dün Fatih Adliyesi’nde savcılık tarafından sorgulandı.

Duruşma salonuna girerken kamera ve fotoğraf makinelerinin flaşlarından rahatsız olan sanık polisler gazetecilere ‘Niçin bizim fotoğrafımızı çekiyorsunuz? Falan medya patronunun fotoğrafını çekin. Asıl kaçakçı o...’ diye bağırdı. Al bir şifre daha. Bu da sanık polislerin şifresi.

Sanık polisler acaba ne demek istedi? Maksat şifre çözmekse, her şifrenin ayrı ayrı çözülmesi lazım değil mi? Başbakan, geçen hafta kendisiyle röportaj yapan Amerikalı gazeteci Robert Pollock’a ‘Hakkımızda yazdığınız makale Türkiye’yi ve bizi bilmeden yazılmış makaleydi.’ diye çıkıştı. Bir gazeteci bir ülkeyi bilmeden nasıl yazabilir? Pollock’a bilgi veren özel dost gazeteciler mi var acaba? Acaba onun da mı kulağına aynı kar suyu kaçtı? İşte bir şifre daha... Çözüme muhtaç başka şifreler de var onları da yeri geldikçe hatırlatırım.

Ben pazar günkü yazımdan aklımın ucundan geçmeyen sonuçlar çıkaran klişe konuların yazarına takıldım. Sabahtan beri düşünüyorum. Bir Genelkurmay Başkanı’nın mesajlarını takdir etmenin arkasında niye bit yeniği aranır, onu anlamaya çalışıyorum. Malum yazarın Genelkurmay Başkanı hakkında “fazla demokrat” diye yazması mı problemli; Özkök’ün demokrasi adına söylediklerini takdirle karşılamak mı? Yazarın Genelkurmay Başkanı Özkök Paşa ile bir sorunu mu var acaba? Takdir edilmesinden bunun için mi rahatsız? Ne dersiniz...

Mustafa Ünal
Zaman