BIST 10.116
DOLAR 34,96
EURO 36,80
ALTIN 2.989,46
HABER /  GÜNCEL

Fethullah Gülen'in emekli maaşı ve malvarlığı

Fethullah Gülen'in malvarlığı ne kadar ABD'de neyle geçiniyor? SSK emeklisi olan Fethullah Gülen ne kadar emekli maaşı alıyor?

Abone ol

Fethullah Gülen 1981 yılında Diyanet’teki görevinden istifa ettikten sonra sigorta primlerini özel bir şirket üzerinden yatırarak SSK emeklisi oldu. Gülen'in emekliliği yeşil pasaport iddiaları ile gündeme geldi. Peki Gülen pasaportu nasıl aldı? Avukatları açıklama yaptı. 

1 Şubat 1990 tarihinde SSK’dan emekli olan Fethullah Gülen, o tarihten beri SSK emeklisi olarak maaş alıyor.

Her ayın 19’unda emekli maaşı alan Fethullah Gülen’in SSK belgesinde “Ödeme Tipi SSK Emekli Maaş” ifadesi yer alıyor.

Fethullah Gülen'in emekli maaşı 1.283 lira olarak görünüyor.

GÜLEN YEŞİL PASAPORTU NASIL ALDI?

FETHULLAH GÜLEN : BİZE LAF ÇAKACAKLAR
Fethullah Gülen'in bugün yayınlanan sohbetinde ise camiasına iftira atılacağı iddiaları yer alıyor. (TIKLA OKU)
fethullah-gülen-son-sohbeti---bize-laf-çakacaklar.jpg

Peki Gülen'in emekli maaşı yeniden neden gündeme geldi?

Bunun sebebi Yeni Şafak Gazetesi'nin ortaya attığı bir iddia. İddiaya göre Gülen kendisini memur emeklisi olarak göstererek Yeşil Pasaport aldı.

Gülen'in avukatları ise bu iddia üzerine açıklama yaparak gazetenin haberini madde madde yalanladı. Avukatların açıklamalarına göre yeşil pasaport almak için memur emeklisi olmaya gerek yok.

Açıklamada, "Sayın Fethullah Gülen tarafından hiçbir aşamada memur emeklisi olduğuna dair bir ifade kullanılmamıştır. Kimin memur emeklisi kimin SSK emeklisi olduğunu bilmeyecek bir devletimizin olduğunu iddia etmek, öncelikle devlet kurumlarına hakaret olur." denildi.

GÜLEN'İN AVUKATLARININ AÇIKLAMASI

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

- Pasaport Kanununun 14/A maddesinin 2. Fıkrasına göre; Emeklilik veya çekilme sebepleri ile vazifelerinden ayrılmış olanlara da bu nevi pasaport verilir’ denilerek yeşil pasaport almak için memur emeklisi olmaya gerek olmadığı açık olarak belirtilmiştir.

- Pasaport Kanunun ek 4. Maddesine göre de; çeşitli nedenlerle birinci, ikinci ve üçüncü derece kadroları almadan emekli olanlar ile çekilenlere emsal gösterilmek suretiyle yeşil pasaport verileceği düzenlenmektedir.

- ‘Çekilen’ ifadesinden ‘memuriyetten istifa ederek ayrılanlar’ kastedilmektedir.

fethullah-gülen-emekli-maaşi.20141209132120.jpg


FETHULLAH GÜLEN'İN MALVARLIĞI

Fethullah Gülen'in emekli maaşı ve yeşil pasaportu tartışma konusu olanca malvarlığı da merakları körükledi. Fethullah Gülen, ABD'deki çiftliğinde kaldığı odaya kira vererek yaşıyor. Peki ne kadar geliri var ve kirası ne kadar? Gülen'in geride bırakacağı miras ve malvarlığı merak konusu olunca kendisi sohbetlerinde rakamlar vererek açıklamalar yaptı.

İşte Gülen'in ağzından malvarlığı;

DİKİLİ BİR TAŞIM OLMADI

-“Elalem ne derse desin, yeryüzünde dikili bir taşım olmadı. İsteseydim -vicdanınızı bir yoklayın- olmaz mıydı acaba? Maliyeciler açıktırlar, defterleri yoklasınlar. Şu anda şüphelendiğim bir şeyi alıyorum. Vaizlik maaşını almıyorum ben. Hatta bir aralık aklımdan geçti: Üç sene kadar askerlik öncesi imamlık yaptım, ondan sonra da on - on beş sene kadar vaizlik yaptım. Devletten maaş aldım, vazife yapıyordum. Fakir olmasaydım, imkânım olsaydı, almayacaktım onu; fakat fakirdim.

KİTAP TELİFLERİ İLE GEÇİNİYORUM

-Sadece kitaplardan gelen telifle geçiniyorum. Fakat onda da şüphem var. Çünkü ya o kitapları yazdım veya konuştum, deşifre edildi, kitap haline geldi. Yetmiş-seksen tane. Ve bunlardan yüz bin tane satan var. Siz onu ne yapıyorsunuz diye soracak olursanız, müsaade buyurursanız ben Allah’la kendi aramda kalmasını istiyorum.

ÇİFTLİĞE 5500 LİRA KİRA VERİYORUM

-Bazı arkadaşlarınız da biliyorlar. Bir de buranın kirasını veriyorum. 5500 lira kirasını veriyorum. Ben sadece bir odasını kullanıyorum. Ama sizin gibi güzide arkadaşlarım buraya gelince benim misafirim oluyorlar. Vakfa ait bir yerde onların bedava yatmalarının hesabını Allah bana sorar.

ÇİFTLİK DEĞİL KULÜBELER VARDI

-Teliften gelen bir şeyle ben buranın kirasını vererek oturuyorum burada. Çiftlik diyorlar; tavzih etme lüzumunu duyuyorum. Bunu bu arkadaşlarımız bir arsa olarak içinde kulübeler olarak almışlar. Yirmi sene nerdeyse olmuş aşağı yukarı, yirmi seneden beri yapıla yapıla bu hale gelmiş. Altın Nesil Vakfı yapıyor. Ben de bir ay kirasını vermeden oturmadım orda.

FAKİRİM BİR DİKİLİ TAŞIM YOK

-Hem de şunu söyleme lüzumunu duyuyorum; hem de o bina benim için insanlar geldiğinden dolayı bütün binanın kirasını verdim. Bana teliften gönderiyorlar. Fakirim; benim yeryüzünde bir dikili taşım yok.” (Herkül Nağme, 13.07.2012)

-“DGM Savcısı senelerce sürdürdüğü araştırma ve incelemelerden, bir dizi tevsî’-i tahkikâttan sonra ‘Fethullah Hoca’yı züğürt bulduk!’ demişti. (Bamteli, 27.06.2011)

ASKER YEMEĞİNİ BİLE YEMEDİM

-“Size yemin ederim. Vallahi billahi iki seneye yakın askerde telsizcilik yaptım ben. Önümde tomarlarla kağıtlar vardı, şu kadarcık kağıda devletin kalemiyle kendime ait bir şey yazmadım ben. Asker yemeğini yemek hakkım değildir diye yemedim ben. Asker elbisesi giymedim, ilk planda belki giydirdiler, astsubaylardan kullanılmış elbise aldım, yıkadım onları giydim. (Bamteli, 28.05.2006)

500 LİRAYA GEÇİNİYORUM

-"Benim gibi, şeker hastası, günde 1200 kalori alan, ağır şeyler yiyemeyen, yemek ihtiyacını çok defa yoğurt ve çorbayla karşılayan bekâr bir insan, ABD’de olsa 500 lirayla (dolar yerine lira diyor) geçinir. Buradaki ikametim için arkadaşlar gönderiyorlar ben de kerhen kabul ediyor ve ancak zaruri ihtiyaç çerçevesinde kullanıyorum. Zaten burada başka türlü durmam mümkün değil ve böyle bir telif ücretini alma mevzuunda da kimsenin bana bir şey demeye hakkı yoktur.

HER SENE İÇİN 30 BİN LİRA GELİYOR

-Soruldu, açıkça söyleyeyim: Arkadaşlar, -rahatsızlıklarım da olduğu için- ihtiyaten bir miktar bankada bulunduruyorlar; her sene için de 30 bin gönderiyorlar. Az önce dediğim gibi, zaruri ihtiyaçlarımı gideriyor, geri kalanını da millete tavsiye ettiğim üzere eğitim hizmetlerine bağışlıyorum. (Milliyet, 22.01.2005)

SERVETİ, MALVARLIĞI VAR MI?

-“Hiçbir malvarlığım olmadı ve hâlen de yok. Giydiğim elbiseler ve günlük yediğim yemek sayılmazsa herhangi bir lüksüm de yok. Ama soframa konan bir üçüncü çeşit yemek bile zakkum gibi geliyor bana; üzerinde gezindiğim halıyı sırtımda taşıyormuşum gibi ağırlığını hissediyorum. Zaten milletin parası ile alınan halıya basmamaya her zaman gayret gösterdim. Bir vakıfta üzerine bastığım sergiler için bile yıpranma parası verdim. Yediğim, içtiğim her şeyin ücretini ödemeye çalıştım. Değil vakıf ya da başka bir yer, ablamın evinde içtiğim bir bardak çayın parasını dahi vermeye kalkışınca onun, gözyaşlarına karışık ‘...burada da mı?’ sızlanışına muhatap oldum. (Kırık Testi, 13.05.2002)