BIST 9.881
DOLAR 35,08
EURO 36,59
ALTIN 2.955,14
HABER /  GÜNCEL

Fethullah Gülen'i neden sevmezler?

Köşesinde 'iddialı tezlere' yer veren Ahmet Hakan, bugünkü yazısında "Fethullah Gülen'i neden sevmiyorlar?" sorusuna cevaplar aradı. İşte Hakan'ın kuşatıcı yazısı...

Abone ol

Sabah Gazetesi'ndeki köşesinde 'iddialı tezlere' yer veren Ahmet Hakan, bu alışkanlığını Hüriyet'te de sürdürdü. "Fethullah Gülen’i neden sevmiyorlar?" diye soran Hakan, çeşitli açılardan cevaplar aramaya girişti:
- İŞTE size iddialı bir tez:

Fethullah Gülen, 1980’lerin sonunda yükselişe geçen radikal İslami hareketler içinde en fazla horlanan ve küçümsenen cemaat lideriydi.

Bugün ‘laiklik konusunda aşırı duyarlı kesimler’ tarafından gizli emeller taşımakla suçlanan bir cemaat lideri, bundan 15 yıl önce radikal İslam davasını yürütenler tarafından ‘kuşkulu’ bir kişilik olarak değerlendiriliyordu.

Tuhaf değil mi?

Radikal İslamcılar kuşkuyla karşılıyor.

‘Laiklik konusunda aşırı duyarlı çevreler’ kuşkuyla karşılıyor.

Yani karşımızda iki kesime de yaranamamış bir cemaat lideri var.

***

Aslında laiklik konusunda abartılı duyarlılık geliştirenlerin derdini anlayabiliriz.

Onlar, Gülen’in söylediklerine ikna olmuyorlar, gizli işler çevirdiğine inanıyorlar ve devleti ele geçirmek için takıyye yaptığını düşünüyorlar.

Kafalarındaki Gülen imajı şu: Bir gün gelecek gerçek yüzünü ortaya çıkaracak! Yeterince güçlendiğini hissedince, gizli yönteminden vazgeçip rejimi değiştirecek.

Benim ‘paranoyak’ bulduğum bu yaklaşımı tetikleyen çok önemli iki neden var:

BİR: Gülen cemaatinin inanılmaz boyuta ulaşan ve istenildiğinde kolaylıkla mobilize edilebilen parasal gücü. Aynı zamanda dayanışmacı yönü ağır basan bu güç, büyük gazetelerin bile iştahını kabartıyor. Ardı ardına yayınlanan yazı dizilerini bu nedenle yadırgamamak gerekir: Hangi gazete tiraj artırmak istemez ki!

İKİ: Fethullah Gülen, hoşgörü, dinler arası diyalog, tolerans gibi herkese çekici gelebilecek kavramların altını fazlasıyla çizmesine karşılık yeterince şeffaf bir görüntü sergilemediği için inandırıcı bulunmuyor. Ortada parasal gücü yüksek bir Gülen cemaati var ama biz ‘aşırı mütevazı’ Gülen demeçlerinden başka bir şey görmüyoruz. Paranın kaynağı bilinmeyince istismar alanı genişliyor.

***

Peki ya radikal İslamcılar? Onların derdi neydi? Onlar neden Gülen’den hoşlanmadı?

İslamcılığın yükselişe geçtiği dönemlerde Fethullah Gülen dendiğinde akla şunlar gelirdi:

BİR: Fethullah Gülen, aşırı tavizkar, devlete yakın durmaya çalışan, işbirlikçi, milliyetçi, evrensel İslami harekete inanmayan, Amerikan yanlısı bir cemaat lideridir. Bu nedenle Müslümanların bilinçlenmesinin önünde engeldir.

İKİ: İslamcılık davasının yerine iman davasını koymaya çalışmaktadır. Oysa imandan önce Müslümanların politik olarak güçlenmesi gerekmektedir.

ÜÇ: Başörtüsü gösterilerine karşı en ağır eleştiriyi yaparak yasakçılardan yana tavır almıştır.

DÖRT: Türk Cumhuriyetleri’nde okullar açarak, İran İslam Devrimi’nin o bölgedeki etkinliğini kırmaya çalışmakta ve evrensel İslami harekete darbe vurmaktadır.

BEŞ: Yeni bir nesil yetiştirerek toplumu dönüştürmek gibi boş bir hayalin peşindedir.

***

Bir cemaat lideri, aynı anda hem ‘laiklik konusunda abartılı yaklaşımlar’ sergileyenlerin amansız düşmanı, hem de radikal İslami kesimlerin boy hedefi haline nasıl gelebiliyor?

İşin içinde ne var? Bu analizi sürdüreceğim.

Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak: