BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Fethullah Gülen'den ülkücülere dua

12 Eylül 1980 olaylarının içinde yer alan Yusuf Arpacık'ın 'Başeğmediler' isimli kitabı, tarihi olaylara ışık tutuyor. Bu olaylardan biride Gülen ile ülkücülerin buluşması

Abone ol

İki darbe arasında bir büyük iç çatışma yaşadı Türkiye, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980. Bugünün kuşakları, artık pek de hatırlanmak istenmeyen o acı dolu günleri anılardan, herhangi bir roman okur gibi okuyorlar. Oysa binlerce fidanın kırıldığı günlerdir. Politik anılar, günceler yakın siyasi tarihimizi doğru anlayabilmek için önemli kaynak teşkil ediyorlar. Bu iki darbe arası dönemini yaşayan Ülkücüler ve Devrimciler, yaşadıklarını kitaplaştırıyorlar, olaylara kendi bulundukları yerden bakıyorlar. Bu kitaplardan biri de Ülkücü Yusuf Arpacık'ın, geçtiğimiz günlerde İlteriş Yayınları'ndan çıkan "Başeğmediler" başlıklı kitabıdır. Arpacık, "Başeğmediler" kitabını niçin yazdığını şu sözlerle anlatıyor:

"Polisiye bir film konusu gibi görünse de bu eserin esas havası, zafer ve kahramanlıklarla dolu bir savaş ortamında yetişen neslimizin yaşadıkları ve yaşayamadıklarının açık bir tahlilidir."

10 yıl hapis ve iki firar

"Başeğmediler" Erzurum'dan İstanbul'a üniversitede okumak için gelen bir Anadolu delikanlısının kendini siyasal şiddet olaylarının içinde bulmasının öyküsü. Yusuf Arpacık, Ülkücüsüyle Devrimcisiyle binlerce delikanlının yaşamını kaybetttiği, binlercesinin yaralanıp, onbinlercesinin istikballerinin heba olduğu bir dönemde karşılaştığı olayları kendi tanıklığıyla anlatıyor.

İdam edilen arkadaşların öyküsü

Kitapta Ülkücü Yusuf Arpacık'ın 12 Eylül öncesinde Bayrampaşa/Sağmalcılar, Samsun, Üsküdar/Paşakapısı, Yozgat, 12 Eylül'den sonra Selimiye, Kartal/Maltepe, Ankara Mamak, Ankara/Ulucanlar, İstanbul/Paşakapısı, Vezirköprü, Bartın ve Gazinantep Özel Tip Cezaevleri'nde geçen 10 yıllık hapishane yaşamından ilginç anekdotlar yer alıyor. Kitapta 12 Eylül döneminde idam edilen arkadaşlarının son anlarını da anlatıyor Arpacık. "Başeğmediler" kitabı 12 Eylül öncesinde ateş çemberinden geçen bir kuşağın dramatik öyküsünü anlatıyor. İki firar, hapishane ayaklanmaları ve sonrasında gelen özgürlük.

Karabağ'dan Kerkük'e

Yusuf Arpacık'ın hapishane sonrası yaşamı da bir hayli ilginç olaylarla geçmiş. Karabağ Ermeniler tarafından işgal edilince, Yusuf Arpacık soluğu Azerbaycan'da alıyor. Azerbaycan'da Ermenilere karşı savaşan Arpacık daha sonra Kerkük'e giderek Türkmenlerin yanında askeri bir takım faaliyetlerde de bulunuyor.

Çarşaf giyerek firar etmedik

5 Ocak 1980'de Yozgat Cezaevi'nden bir arkadaşıyla firar ediyor Arpacık. Günün gazeteleri olayı, "iki ülkücü mahkum çarşaf giyerek firar etti" şeklinde veriyorlar. Sözkonusu firarın ilginç öyküsünü anlatan Arpacık, kadın kıyafetiyle kaçmadıklarını, cezaevi yönetiminin sorumluluğu hafifletmek için bu bahaneyi uydurduklarını da belirtmeden geçmiyor kitabında.

Fethullah Gülen: Allah kılıcınızı keskin etsin!

Zorlu geçen takip günlerinden sonra İzmir'e giden Arpacık, bir başka firari arkadaşıyla birlikte Bornova'da bir camide cuma namazı kılıyorlar. Şöhretini duydukları Cuma İmamı'nın hararetli vaazından etkileniyorlar. Namaz sonrasında camiinin küçük odasında Hocaefendi ile özel bir görüşme yapıyorlar. Hocaefendi firari olduklarını bildiği iki delikanlıyı, "Ben de hapishanede yattım. 1960 senesiydi. Yüce Allah sizin kılıcınızı keskin etsin. Bu ülkenin kurtuluşu sizin elinizdedir. Ülkücüler olmasaydı bu ülke işgal tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Siz milli direnişi temsil ediyorsunuz. Siz olmazsanız Türkiye Afganistan'a dönecek. Allah yardımcınız olsun" sözleriyle uğurluyor. Arpacık devamını şöyle anlatıyor: "Samimi bir veda ortamından sonra oradan ayrılıyoruz. Daha sonra isminin Fethullah Gülen olduğunu öğrendiğimiz, dönemin ağır şartlarını kavramış olan bu hoca efendi ülkenin buhranlı döneminde canlarıyla savaşanları dualarla yolcu etmişti."

Kaynak: