Fethullah Gülen'in şiirlerini besteleyen ve seslendiren 12 ülke sanatçısı, şiirler hakkında ilginç yorumlarda bulundu.
Abone olFethullah Gülen Hocaefendi’nin kaleme aldığı şiirleri İngiltere, Brezilya, Hindistan, Mısır ve Filistin’in de aralarında bulunduğu 12 ülkenin sanatçıları seslendirdi.
Albümdeki yabancı sanatçılar ise Gülen’in şiirlerini romantik ve çok etkileyici bulduklarını, ayrıca böylesi küresel çalışmaların dünya barışına büyük katkı yapacağını vurguladı.
Cihan Haber Ajansı’na konuşan dünyaca ünlü İngiliz sanatçı Natacha Atlas, Fethullah Gülen’in ‘en romantik’ bulduğu şiirini seçip yorumladığını dile getirirken, Ukrayna’nın sevilen sanatçısı Bahroma, Gülen’i “romantik bir bilge” olarak tanımlayarak, “Bütün şiirleri içime dokundu” dedi.
Albüme adını veren “Ries up – Kalk Yiğidim” şiirini besteleyip yorumlayan Alman sanatçı Chris Buseck ise “Barış içinde birlikte yaşamayı amaçlayan böyle bir projeyi reddedemezdim.” diyerek Gülen’in savunduğu değerlerin yayılması gerektiğini vurguladı. İtalyan sanatçı Ely Bruno da, Gülen’in “Yağmur Musıkisi” şiirinden çok etkilenerek aynı parçayı seslendirdiğini dile getirdi.
Nil Prodüksiyon'un dünyanın önde gelen müzik şirketi Universal Müzik'le işbirliği yaparak çıkardığı Rise Up - Colours of Peace (Kalk Yiğidim – Barışın Renkleri) albümü için sanatçılara Gülen’in İngilizceye çevrilen 50 şiiri gönderildi. Sanatçılar bu şiirler arasından seçim yaparak kendi ülkelerinde, kendi stüdyolarında çalıştılar.
BÜTÜN ŞİİRLERİ İÇİME DOKUNDU
Albümdeki 12 şiirden “Don’t leave me alone - Beni yalnız bırakma” parçasını seslendiren Ukraynalı Bahroma (Roman Baharev) Gülen’i “romantik bir bilge” olarak tanımladı. Fethullah Gülen’in şiirlerini çok etkileyici bulduğunu dile getiren Roman Baharev, şiir seçim sürecini şöyle anlattı: “Okuduğum bütün şiirlerden etkilendim. Bütün şiirler içime dokundu. Daha sonra seçtiğim şiirlerden bazılarını, anladığım şekliyle Ukraynacaya da tercüme ettim.”
‘Rise up’ projesinin, dünyaya verdiği “barış ve sevgi” mesajı açısından özelikle önemli olduğunu dile getiren Roman Baharev, farklı dil, din ve ırktan bütün insanlığın “ortak dili” bulmasını önemsediğini kaydetti.
GÜLEN, İNSANLARA IŞIK GÖTÜRÜYOR; DÜNYA YENİLENMEYE MUHTAÇ
Baharev, “Fethullah Gülen’i tanımıyordum. Araştırdım, biyografisini okudum. Böylece uzaktan da olsa tanışmış olduk. Araştırmalarım neticesinde Gülen’in insanlara ışık götüren bir şahsiyet olduğunu anladım. Çok doğru ve aydınlatıcı fikirleri var. Biz Gülen’i romantik bilge olarak tanımlıyoruz” diye konuştu.
Projede yer almaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirten Baharev, bu tarzda gelecek her teklifi büyük zevkle kabul etmeye hazır olduklarını kaydetti. Dünyada bir yenilenme ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Roman Baharev; “Dünya yenilenmeye muhtaç. Biz de tıpkı Gülen gibi aydınlanmadan yanayız. Her şey insanın kendisinden başlıyor. Artık kötü zihniyetin değişmesine, kırılmasına ihtiyaç var. İnsanların iyi şeylerle beslenmesi, iyi fikirlerle hemhal olması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Bahroma grubundan henüz kimsenin Türkiye’ye gitmediğini ifade eden Roman Baharev, çocukluğunda Karadeniz’i aşıp yüzerek Türkiye’ye gitmeyi hayal ettiğini söyledi. Türkiye’de en çok İstanbul’u merak eden Baharev, kumsal ve güneşi değil şehirlerdeki yaşamı, şehrin dokusunu, tarihi eserleri görmek istiyor.
NATACHA ATLAS: BARIŞ VE KARDEŞLİK İÇİN
Dünyanın dört bir yanında savaş çanlarının çaldığı bir dönemde çok renkli ve çok sesli bir albümde imzası bulunan Natacha Atlas ise barış ve kardeşlik için projeye destek verdiğini söyledi. Gülen’in 50 şiiri arasından 10-15 şiire kadar eleme yaptığını söyleyen dünyaca ünlü İngiliz sanatçı şu ifadeleri kullandı: “Ben şiiri seçerken en çok bana romantik gelene yöneldim. ‘Continuous Beauty’nin (Her Yerde Cemalin) kendine has ruhani bir doğası vardı. Birine karşı yazılmış kişisel bir sevgi, Allah’a duyulan farklı bir ilişki biçimi gibi.”
Bu gibi konuların her zaman kendisine çekici geldiğini söyleyen Natacha Atlas, projeden sonra Hocaefendi hakkında daha fazla şey öğrendiğini anlattı. “Gülen hakkında çok fazla söylenti olduğunu, kitaplarının ve fikirlerinin tartışıldığını duydum. Benim için önemli olan onun diyolog için yaptığı teşvikler. Ruhani liderler ya da dinle ilgili insanlar her dönem tartışmaların, eleştirilerin odağında olur. Ama ben onun hakkında iyi duygular besliyorum.” diye ekledi.
Projenin diyaloğu geliştireceğine dair ümidini dile getiren sanatçı, faklı din, dil ve kültürden gelen 12 ayrı sesin bunu başarabileceğine duyduğu inancı vurguladı.
ALMAN SANATÇI BUSECK: SAVUNDUĞU DEĞERLER ÖNEMLİ
Albüme adını veren şiiri besteleyip yorumlayan Alman sanatçı Chris Buseck ise “Barış içinde birlikte yaşamayı amaçlayan böyle bir projeyi reddedemezdim.” diyerek Hocaefendi’nin savunduğu değerlerin yayılması gerektiğini vurguladı.
Çalışmalarını Good Morning Diary adlı proje çerçevesinde Hamburg’da sürdüren Buseck, Nil Prodüksiyon’un teklifi üzerine Gülen’in fikirlerini araştırmaya başlamış. Buseck, “Bu tür bir projede rol alacaksam amacı hakkında da bilgi sahibi olmalıydım. Ben de Gülen hakkındaki makaleleri okudum; felsefesini ve neyi savunduğunu araştırdım. Yoksa böyle büyük bir projeye ne olduğunu bilmeden katılmak biraz tuhaf olurdu.” diyor.
Buseck, “Projenin, hangi dinden, hangi dilden, hangi kültürden olursa olsun herkes için eğitim, barış içinde birlikte yaşama, karşılıklı saygı gibi değerleri savunduğunu gördüm. Eğer mesaj buysa ben de müziğimle buna destek vermekten mutlu olurum. Bunu geri çeviremezdim. Bu tabii ki yayılması gereken bir mesaj.” şeklinde konuştu.
“KALK YİĞİDİM” ŞİİRİNİ NASIL SEÇTİ?
Buseck’in Rise-up şiirini seçmesindeki ilk etken şiirin başlığı olmuş. Rise (kalk) kelimesini sevdiğini belirten Alman müzisyen, daha önce bazı şarkılarında da bu kelimeyi kullandığını ifade ediyor. Buseck, şarkı sözü olarak yazılmamış bir şiiri bestelerken biraz zorlanmış. Fakat ekiple çalışırken keyif almış, şiirin içeriğinden de oldukça etkilenmiş.
Kendisi hüzünlü bir insan olmasa da müzik anlayışında hüzne önem verdiğini belirten Buseck, bu şiire de hüznün hakim olduğunu ve şarkının, projenin genel havasını iyi yansıttığını düşünüyor. “Biraz gönlünüz kırık ve hüzünlü olabilirsiniz. Hangi şekilde olursa olsun bir yakarışta bulunursunuz.” diye özetliyor şiirin verdiği mesajı.
Türkiye’yi ve İstanbul’u görmeyi çok istediğini Buseck, Rise-up benzeri bir projede gelecekte de rol almak istediğini şöyle ifade ediyor: “Bu düşünceleri ileride de müziğimle destekleyebilirsem çok mutlu olurum.”
WHITNEY HOUSTON İLE DÜET YAPAN ŞARKICI DA ‘RİSE UP’TA
Albümde "Music of Rain - Yağmur Musıkisi" şiirini Mazachigno ile besteleyip seslendiren İtalyan müzisyen Ely Bruna, Whitney Houston gibi birçok ünlü şarkıcı ile aynı sahneyi paylaşmış. Soul-jazz ve funk tarzında müzik yapan Ely Bruna, seslendirdiği " Yağmur Musıkisi" şiirinin sözlerini çok beğendiğini ve bu sebeple söz konusu eseri besteleyip seslendirdiklerini kaydetti.
Cihan muhabirine, şiirin sözlerini “mükemmel ve çok şiirsel” diye niteleyen Bruna ayrıca, böylesine anlamlı bir barış projesinde yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ely Bruna, müziğin “farklılıkları birleştiren bir köprü” olarak, evrensel dille insanların barış ve uyum içerisinde yaşamasına yardımcı olduğunu kaydetti.