ABD'de bulunan Fethullah Gülen, askerlik, Irak ve gündemdeki konular hakkında önemli açıklamalarda bulundu
Abone olAsker ve askerlik aleyhtarı iç ve dış propagandalara oldukça sert tepki gösteren Gülen, "Askerlik çok önemlidir" dedi. Kışlayı "alternatifi olmayan bir kurum" olarak değerlendiren Gülen, orduya övgüler yağdırdı. "Askerlik mesleği, millî seciyemizin önemli bir rüknüdür" diyen Gülen, "Kışla; iç dünyada disiplin, dış dünyada da açılım ve her türlü tehlikeye karşı devleti, milleti, millî ruh ve düşünceyi muhafaza etme vazifesini üstlenmiştir. Kışlanın asırlar boyu yaptığı bu hizmetler, onu milletin karakteri ile bütünleştirmiştir. Zaten başka türlüsü de düşünülemezdi. Zira o bu milletin bağrından çıkan bir kurumdu" görüşünü dile getirdi. ADALET DAĞITTI Herkül.org adlı internet sitesinde kendisine askerlikle ilgili sorulan bir soruya cevap veren Fethullah Gülen, eskiden de asker ve kışla hakkında olumlu düşündüğünü belirtti. Gülen, şöyle konuştu: "Düşüncemi değiştirmeme neden olacak hiçbir şey olmadı. Dolayısıyla şimdi de farklı düşünmüyorum. Bakın, bu millet tarihte çeşitli devletler kurarken onu adeta bir orta direk yapmış, devletini, devlet düşüncesini, devlet sistemini onun etrafında kurmuştur. Kışla, kendisini temsil edenlerin adil olduğu dönemlerde sadece iç dünyaya değil, dış dünyaya da hatta o günün şartları hesaba alınarak ifade edilecek olursa bütün dünyaya adalet dağıtmış, devletler muvazenesinde adaletin yegane temsilcisi olmuştur. İşte bu durum millî kabulün zeminini oluşturmuş ve kışla-millet bütünleşmesi gerçekleşmiştir. Bugün birileri şu ya da bu sebeple kışladan, kışla düşüncesinden kaçıyorsa söz konusu millî kabulün ve milli şuurun farkında değiller. Veya şöyle de diyebilirsiniz; genlerinin yani militarist bir geçmişten geldiklerinin farkında değiller. Bugün yüzümüzü ak, alnımızı açık eden şanlı tarihimizin, askerlerin omuzlarında bayraklaştığını unutmuşlar. Şahsen ben onların bu kaçışlarını gafletlerine veriyorum. Bunu kendi millî kimliğinden, millî şuurundan kaçma seklinde değerlendiriyorum." GENELE MAL EDİLEMEZ Askeriyede de zaman zaman bazı olumsuzlukların meydana geldiğini, ama bunların birer istisna olduğunu vurgulayan Gülen, bu konudaki görüşlerini de şöyle açıkladı: "Parçalardaki yanlışlıkların bütüne ve genele mal edilmesini doğru bulmuyorum. Toptancılık anlayışına karşıyım sizin anlayacağınız. Çünkü her kurumda, her zaman genel yapıyı, genel gidişatı zorlayan, genelin aksine kendine bir yön belirleyen ve dolayısıyla ferdî düşünen, ferdî hareket eden insanlar çıkmıştır, şimdi de çıkıyordur, gelecekte de çıkacaktır. Fakat bunlar bu milletin bağrından çıkmış bir kurum hakkında genel ve menfi bir hükme varmayı haklı kılmaz." SEVE SEVE GİDERİM Askerlik anılarından ilginç notlar da aktaran Fethullah Gülen, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ben askerlik sürem içinde hiçbir şeye itiraz etmedim, hiç şikayette bulunmadım. Zor gelmedi diyemem ama hiç yılmadım, küsmedim, darılmadım. Bir vaaz sonrası komutanım terhisime bir ay kala beni yanına çağırdı ve 'Seni terhis ediyorum' dedi; dedi ama ben sevindiğimi hatırlamıyorum..." Asker ocağını adeta bir laboratuar gibi gördüğünü söyleyen ve "Şimdi askere çağrılsam seve seve giderim" diyen Gülen, görüşlerini, "Her gün farklı yerler keşfettim, farklı dünyalara açıldım, farklı insanlar tanıdım. Ben o kudsi ocakta öğrendiğim şeyleri, elde ettiğim tecrübeyi ne ailede ne okulda öğrenemezdim. Sokakta öğrenmem zaten imkansızdı. Ama kışlada insan ister istemez bir kalıba giriyor... Diyorum ki: Altmış altı yaşıma basıyorum, bugün çağırsalar koşa koşa giderim asker ocağına" şeklinde belirtti. KUTSAL MÜESSESE Asker, askerlik ve kışla hakkındaki görüşlerini kendine saklamak istemediğini ifade eden Gülen, askere; hacca, umreye gidiyor gibi gidilmesini istedi: "Kutsal bildiğim bir müessese hakkındaki düşüncelerimi ifade etmem yadırganmamalı. Askere giderken hacca, umreye gidiyor gibi gidilmeli. Tıpkı Osmanlılar gibi. Bazı dönemlerde Osmanlılar umreye de hacca da gitmemişler; gitmemişler zira İslam aleminin karakolculuğunu yapmışlar. Bir çok mütefekkir; 'Alem-i İslam'ın şimalinde Türk milleti olmasaydı bugün yeryüzünde İslam olmazdı.' diyor. Yeri gelmişken istidradî bir düşüncemi arzedeyim; bedelli askerlik peşinde olmayı -halk tabiriyle- askerlikten kaytarma olarak yorumluyorum. Şu kadar var ki devlet bir taraftan ekonomik sıkıntılarını aşmak, bir taraftan ihtiyaç fazlası gençleri eritmek düşüncesi ile bedelli askerliğe evet diyorsa ona bir şey demem, bunlar devlete ait işlerdir, karışmam. Fakat gençlerimizin bedelli peşinde koşmasını istiskal ediyorum, içimde bu düşünceye ve böyle düşünenlere karşı rahatsızlık duyuyorum. Askerlikten kaçmak ruhta dalâlete işaret eder. Bu durum milli şuurun, milli ruhun farkında olunmadığını, bu milletin üç temel unsurundan birinin hafife alındığını gösterir." MACERAYA GEREK YOK Irak'a asker gönderme konusunda devletin gücünün ve konjonktürel durumun iyi hesap edilmesi gerektiğini ve bir maceraya girişilmemesi gerektiğini ifade eden Gülen, bu konudaki görüşlerini de şöyle açıkladı: "Irak'a asker gönderme meselesine gelince. Bunlar sivil irade ile askerlerin birlikte oturup karar vereceği şeyler. Ama genel manada şunları söyleyebilirim; temenni demek belki daha uygun bu sözlerim için; eğer devletimiz devletler muvazenesinde önemli bir konumda bulunsaydı, günümüzde Amerika'nın üstlendiği rolü üstlenebilseydi, yeryüzünde hakkaniyetin takipçisi, mazlum milletlerin kendisine sığındığı bir melce, mağdurlar için bir sera olsaydı, zaten askerimiz aktif askerlik yapma mecburiyetindeydi. Zira bazı şeyler konjonktüreldir. Şartlar belirler nasıl davranılacağını. Onun için iyi düşünmek, devleti ve milleti maceraya atmamak gerekir. Çünkü bu maceraların acı ve ağır faturalarını hep birlikte ödüyoruz." Kaynak: D.B.Tercüman