Fethullah Gülen gerçekten ölmüş!
Kardeşim şaşılacak ne var bunda? Nevin Çelik'in sorduğu soruda tuhaflık falan yok. Tuhaf olan sizin şaşırmanız!
Nevin Çelik isimli bir kadın, gazeteci kimliğiyle Bülent
Arınç'a, “Fethullah Gülen’in geçtiğimiz yıl öldüğüne dair
haberler çıktı. Böyle bir duyum aldınız mı?” diye soru
sorunca ortalık ana baba gününe döndü..
Herkes bir şaşkın, bir şaşkın sormayın gitsin...
Kardeşim şaşılacak ne var bunda? Nevin Çelik'in sorduğu soruda
tuhaflık falan yok. Tuhaf olan sizin şaşırmanız!
Biz daha önce nelere inanmadık ki...
Bir kamyonet dolusu soğan patates taşıyan askerlerin suikaste
gideceğine inandık. İlker Başbuğ'un terör örgütü lideri olduğuna
inandık. Elinde bakirelik raporuyla dolaşan genç bir kızın, askeri
casusluk operasyonunda yüzlerce üst düzey rütbeyli askerle fuhuş
yaptığına inandık.
Nedim Şener'in Erdoğan'ı öldürmek isteyen timin lideri olduğuna
inandık. Cezaevinde yatan bir askerin, aynı zamanda evindeki
buzdolabının arkasına darbe belgesi koyduğuna inandık!
Saymakla bitmez!
Yahu bu ülkede hala Atatürk'ün ölmediğine inanan, "Atam
kalk biraz da ben yatam" diyen bir zümre var!
Daha ne diyeyim ben?
Niye şaşırıyorsunuz anlamıyorum vallahi!
Kaldı ki kadın doğruyu söylüyor!
Fethullah Gülen geçtiğimiz yıl yaptığı beddua ve icraatlarla bizim
için öldü! Bir kamuoyu araştırma şirketinin yaptığı ankete göre
Abdullah Öcalan'ın güvenirlik oranı yüzde 7'lerdeyken, Fethullah
Gülen'in güvenirlik oranı yüzde 3'lere kadar düşmüş!
Dini olduğu iddia edilen bir cemaat liderinin, terör örgütü
liderinden daha az itibar sahibi olması ölüm değil de nedir?
Adam öldü!
Siyayey adamın android versiyonunu yaptı, arada bir Herkül.org
sitesine çıkarıp duruyor!
Kızcağız olayı çözmüş, "Herhalde müjdeyi Erdoğan'a ilk ben
ulaştırırsam, kessin ulaştırma bakanı olurum" diye
düşünmüş...
NUR SERTER'İ
DİNLERKEN...
28 Şubat'ın utanç mimarlarından biri olan cemaatçilerin yeni
kankisi Nur Serter'i, Habertürk ekranında izledim. "Benim
sayemde o öğrenciler bilgilenerek ve başlarını açarak, üniversite
okudular" diyordu böbürlenerek...
Kurduğu her cümle, CHP nin başörtüsüne karşı duruşunu
belgeleyiyordu adeta...
Dünyanın gelişmiş tüm ülkelerinde başkasının şahsi seçim hakkına
ipotek koymayı meşru sayan ve bununla övünen bir insan, şeref ve
haysiyet hususunda sıfır noktasını görmüş biri olarak muamele
görür.
Ama gelin görün ki bizim ülkemizde, on binlerce inançlı kızın
eğitim hakkına kan doğruyan kadın, üniversiteleri çağdaş hale
getirip uzay biliminde çığır açan biri gibi ahkam kesebiliyor.
Allah aşkına biri bana söylesin.
Afganistan'da kadınların başını zorla kapatan Taliban ile,
Türkiye'de kadınların başını zorla açtıran CHP arasında ne fark
var? İkisi de zulüm, ikisi de diktatörlük değil mi?
Beyinleri başörtülere sığmadı taştı, hatta öyle ki vücutları bile
giysi kabul etmemeye başladı. Zamanla edep ve haya da fazla gelmeye
başladı. O gün bu amaçla özgürlük adı altında zulüm yapan zihniyet,
bugün yaptığı o zülmü tekrarlayabilmek için özgürlük istiyor!
Hep söylerim...
Türkiye'de yaşayan bazı eğitmenlerin kalitesi, Avrupa'da ana
kreş öğretmenlerle aynı seviyede. Bu bayan avrupadada yaşasa,
inanın okul hademesi olurdu.
İzledikçe mide bulantılarım kabaran dalgalar gibi yükseldi.
Önce başörtüsünü yasaklayacaksınız, sonra da başını açtırıp,
"Bak benim sayemde üniversite okudu" diyeceksiniz.
Yahu siz yasaklamasaydınız bu çocuklar gül gibi okuyacaktı
zaten!
Senin sayende mi okudu o genç kızlar?
YÖK müsün sen, ÖSYM misin? Sınavı kazanmış öğrencileri bir de kendi
ikna süzgecinden geçirecek kadar zalimleşmişsin. Bir de utanmadan
bununla övünüyorsun öyle mi?
Senin sayende başını açıp okuyanların hepsi filozof oldu çıktı
maşallah! Peki ya başını açamadıkları için okula alınmayanlar? Kaç
kişi senin yüzünden okulunu bıraktı gitti bunu da hesaba kattın mı
hanımefendi?
Neymiş efendim?
Hanımefendinin sayesinde o öğrenciler bilgilenerek ve başlarını
açarak, üniversite okumuşlar...
Büyük konuşma hanımefendi!
Allah bir hastalık verir, bir bakarsın ki karşısında olduğun
başörtüsünü başına takıvermişsin.
Hiç büyük konuşma!