BIST 9.420
DOLAR 34,37
EURO 36,33
ALTIN 2.832,00
HABER /  GÜNCEL

Fethullah Gülen beddua mı etti mübahele mi yaptı?

Fethullah Gülen'in yolsuzlukla ilgili söylediği sözler tartışmaya neden oldu. Gülen'in beddua ettiğini söyleyenlere karşı bu beddua değil mübaheledir diyenler var.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- (ÖZEL İÇERİK) Fethullah Gülen'in beddua olarak nitelenen sözlerinin beddua olmadığı, buna "mübahele-mülaane" dendiği söyleniyor. Peki mübahele-mülaane nedir? 

Suçlama ve iddialaşmalarda, doğrunun ve haklı olanların ortaya çıkması ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’in beyan ettiği üzere mülâane ve mübâhele yoluna gidilir. 

Bugün bu konuyu köşesine taşıyan Ahmet Hakan Ali İmran suresini örnek göstererek mübahaleyi şöyle açıklıyor: 
"Cemaat'e yakın isimler diyorlardı ki: "Hocaefendi beddua etmemiştir, mübahale yapmıştır." 1 Kelimeyi okuyunca hemen hatırladım Mübahele ayetini...

  BİLGİ NOTU  
MÜBAHELE NE DEMEK?

Mübahele, kelime anlamı olarak "karşılıklı beddua etme" demektir.

ERDOĞAN : SIKIYSA KİME DİYOR SÖYLESİN!

Başbakan Erdoğan Gülen'in bedduaları üzerine uçakta Zaman Gazetesi yazarına bakın ne dedi

(TIKLA OKU)
erdoğan-zaman-yazari.jpg

FETHULLAH GÜLEN BEDDUA

Fethullah Gülen'in ettiği beddua olay yarattı. O bedduayı izlemek için TIKLAYIN

fethullah-gülen-beddua-izle.20131224151917.jpg


Kuran-ı Kerim'in Ali İmran suresinin 61. ayetinde şöyle deniliyor: Sana gelen bu bilgiden sonra her kim bu konuda seninle tartışırsa, de ki: "Gelin, çocuklarımızı, çocuklarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı çağırarak bizlerle sizler bir araya gelelim ve sonra Allah'ın lanetinin yalancıların üzerine olması için lanetleşelim." İşte bu ayete dayanarak "mübahale", yani "lanetleşme" yapılabiliyor. "Gülen beddua etmemiştir, mübahale yapmıştır" diyenler, işte bunu kastediyorlar."

 HOCA LANET ETTİ DEMEK DÜPEDÜZ ÇARPITMADIR!

Hocaefendi’nin, hiçbir mümine, hiçbir ehli imana, insanlardan herhangi birine lanet ettiğine dair bir ifadesi ve beyanının bulunamayacağını anlatan GYV Başkanı Mustafa Yeşil ise, Hocaefendi’nin “Şahsi haklarımı bilin ki bugüne kadar bana eziyet edenler, hatta daha öte gidiyor. Bundan sonra eziyet etmiş olanlar, edecek olanlar. Ben ferdi haklarımın hepsini helal ettim, helal ediyorum.” sözlerini hatırlatarak; “Şimdi bunu ifade etmiş bir insan kime niye niçin lanet etti veya mülâaneye girdi soruları sorulmadan, düzden ve yekten itham edep, fevkalade yıpratan ve tahkir eden bir üslupla “Hoca Mü’minlere lanet etti. İktidara lanet etti. Masum insanlara lanet etti.” kavramlarıyla bunu vermek düpedüz çarptırma, insaftan ve izandan mahrumiyettir.” ifadelerini kullandı.

Mustafa Yeşil, Hocaefendi’nin bu mülâane yaklaşımını dinimize göre, “Özellikle eşler arasında, bir kişinin kendi eşiyle alakalı, zina isnadı karşısında, isptamakta aciz kaldığında, kendi eşinin böyle bir suçu yaptığına dair delilsizliği karşısında Kur’an’ın ifadesi: “Dört şahit getirememe karşısında dört yemin, arkasından ‘Evet ben yalan söylüyorsam, Allah’ın laneti benim üzerime olsun. Ama hayır sen yapmadım diyorsun, sen söylüyorsan Allah’ın laneti senin üzerine olsun’ tarzında bir mülâane ile boşanma tahakkuk eder. Ondan sonrası artık Cenab-ı Hakk’ın o husustaki icraatına ve o husustaki muamelesine kalmış. “ şeklinde anlattı.

"MÜLAANE HAKSIZLIK KARŞISINDA BİR YOLDUR

Hocaefendi’nin bir kişi ya da gruptan bahsetmediğini belirten Yeşil, “Bu iddiayı yapanlar ve bu iddiaya muhatap olan kendisi, kendini katarak söylüyor. Ben bu noktada Hocaefendi’nin iddia ettiği bu mülâaneye dahilim diyorsa bir insan; orada evet, ‘bunu Hizmet, bu manada milleti yıpratmak için, milleti cezalandırmak için milleti kaosa sokmak için yapıyor’ iddiasına çok inanması ve güvenmesi gerekir. İnanıyorsa evet kendini ona muhatap edebilir." dedi.

Yeşil ayrıca, Mülâaneye yönelik şunları söyledi:

“Bu bir yoldur. Adeta siz kavramların sözlerin bittiği yerde, ikna ve inandırma adına kendinize güven ve itimadınız adına ortaya koyduğunuz çok önemli bir argümandır bu mesele. “Ben güveniyorum. Ben böyle bir şey yapmadım. Ki böyle bir şey olmadı. Olduysa buyurun işte ben Allah’ın lanetini üzerime davet ediyorum. Sen doğru ve bu noktada kararlıysan, buyurun sen davet et.” gibi aslında bu noktada kendi iddia ve kendi ifadesinin haklılığını ortaya koymada çok önemli usül ve yollardan birisi.”

SÖZÜN BİTTİĞİ YERDE MÜBAHALE YAPILIR

İlahiyatçı Ali Demirel de İslam tarihinden örneklerle şöyle açıklıyor:

-"Efendimiz döneminde Necran Hristiyanları, kendi aralarında Efendimizin (sas) peygamber olup olmadığı hakkında konuşuyorlar ve Mekke’ye Efendimiz (sas)’in yanına gidiyorlar. Daha sonra Peygamber Efendimiz (sas) kendisinin peygamber olduğunu ayetlerle açıklayarak izah ediyor. Hristiyanlar kendi içlerinde nefislerine uyarak doğruyu bilmelerine rağmen kararsız kalıyorlar. Efendimiz (sas) en sonunda, sözün bittiği yerde kendisinin haklı olduğunu ifade adına bir eline Hz. Hasan’ı, kucağına Hz. Hüseyin’i ve yakınına ise Fatma validemiz ile Hz. Ali efendimizi alarak; ‘Şayet ben peygamber değilsem, ben şayet bu ahir zaman içindeki son peygamber değilsem ve anlattıklarım doğru değilse; Cenab-ı Hakk'ın laneti benim üzerime olsun, ocağım batsın, ocağım yerle bir olsun. Ama şayet ben peygamber isem, eğer siz benim peygamber olmadığımı söylüyorsanız, o zaman aynı duayı var mısınız size de yapalım.’ diyor. Burada bir hodri meydan bulunuyor. Bu hadiseye Mübahele deniyor. Geçmişte iki tarafın haklı olduğunu iddia ettiği durumlarda Mübahele meselesinin uygulandığını görüyoruz".

MÜLAANE NEDİR?

"Mülaaneyi ise şu örnek üzerinden açıklayabiliriz:

-Efendimiz'in (sas) yanına bir şahıs geliyor. Bu şahıs, eşini uygunsuz vaziyette yakaladığını söylüyor. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sas) bu durum karşısında; ‘madem böyle bir durum varsa bize şahit getir diyor. Şahıs şahit getiremeyeceğini çünkü o anda bu hadiseyi gördüğünde yanımda kimse olmadığını söylüyor. Efendimiz ise ‘bak sana iftira cezası uygularız’ şeklinde bir ifade kullandıktan sonra bir ayet nazil oluyor. Nur suresi 6. ve 9. ayet-i kerimede Allah (cc) bu durumu ifade ediyor;

Böylesi durumlarda koca, dört defa üst üste ben ‘eşimi uygunsuz vaziyette yakaladım’ şeklinde yemin ediyor. Beşincide ise ‘eğer ben haksızsam Allah’ın laneti üzerime olsun’ diyor. Benzeri bir ifadeyi eşi de kullanıyor. Bu hadiseye İslam hukukunda Mülaane deniyor."

"LANETİN SAĞANAK SAĞANAK YAĞDIĞINI GÖRDÜM"

-"İbn-i Hacer bu mesele ile ilgili şöyle demiştir: ‘Ben böylesi hadiselere şahit oldum. Bir sene geçmeden haksız tarafın üzerine Cenab-ı Hakkın lanetinin sağanak sağanak yağdığını gördüm.’ demiştir."