BIST 9.662
DOLAR 34,58
EURO 36,32
ALTIN 2.983,35

Feryâdım varır mı bârigâhına?

Bu büyük devletin tarihinin her dönemine büyük saygı duyarım… Osmanlı da, Cumhuriyet de bizim kanımızdır...

Bu büyük devletin tarihinin her dönemine büyük saygı duyarım…
Osmanlı da, Cumhuriyet de bizim kanımızdır…

Sultan Alparslan da…

Osman Gazi de…

Ertuğrul Gazi de…

Fatih Sultan Mehmet de…

Kanuni Süleyman Süleyman da…

Yavuz Sultan Selim de…

Sultan Abdülhamid de…

Son devletimiz Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de bu milletin kanıdır…

Her biri kendi dönemlerine göre tartışılabilir...

Ama onları bugüne getirip "Dün şöyle yaptılar" diye tartışmak abesle iştigal olur..

O dönemi yaşamayan o günün şartları bilemez...

Her birinin tarihimizdeki yeri başkadır...

O nedenle onların birini dahi  tartışmayı kendime zül kabul ederim…

Çünkü bu milletin tarihi bir bütündür…
                                               *
Bunu neden yazıyorum..

Bugün Sultan 2. Abdülhamid Han’ın vefatının 102. yıldönümü..

Allah Rahmet eylesin, mekanı cennet olsun...

Devlet adamlığı, bilgeliği, cesareti, feraseti ve hakkaniyeti ile cihan tarihine geçerken, tarihi kırılmaların yaşandığı bir dönemde verdiği mücadeleyle payitahtı ayakta tutmayı başarmıştı…
 
Abdülhamit Han Türk tarihi için büyük  bir derstir…

Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkmak için sık sık duyduğumuz “Seni Abdülhamid'in yalnızlığına itmeyeceğiz” sözleri çok anlamlıdır…

Abdülhamid’e payitahtı ayakta tutmaya çalışırken karşı çıkmış, onu suçlamış hatta hakaretlerde bulunmuş bazı aydınlarının, devlet adamlarının sonraki dönemlerinde bundan nasıl pişmanlık duydukları bugünler için de bir derstir…

Her zaman derim…

Tarih milletlerin aynasıdır…

O nedenle dünden ders almak gerekir..

Çünkü son pişmanlık fayda etmiyor...

Yaşadık...

Yaşıyoruz...

Yaşayacağız...

Ama ders alarak önümüze bakarak yaşamalıyız...

Dedim ya son pişmanlık fayda etmiyor ki...

                                                *
Bakın…

II. Abdülhamit’e en şiddetli eleştirileri getiren İttihatçıların önemli isimlerinden biri de Rıza Tevfik’ti

"Sultan Abdülhamid Han'ın Ruhâniyetinden İstimdat" adlı mersiyesinde pişmanlığını nasıl ifade etmişti. 

Bu satırları bugüne bakıp çok iyi   okuyun…

“Nerdesin şevketlim, Sultan Hamid Han?
Feryâdım varır mı bârigâhına?

Ölüm uykusundan bir lâhza uyan,
Şu nankör milletin bak günahına.

Târihler ismini andığı zaman,
Sana hak verecek, ey koca Sultan;

Bizdik utanmadan iftira atan,
Asrın en siyâsî Padişâhına.

“Pâdişah hem zâlim, hem deli” dedik,
İhtilâle kıyam etmeli dedik;
Şeytan ne dediyse, biz “beli” dedik;
Çalıştık fitnenin intibahına. 

Dîvâne sen değil, meğer bizmişiz,
Bir çürük ipliğe hülyâ dizmişiz.
Sade deli değil, edepsizmişiz.
Tükürdük atalar kıblegâhına.”

                                                *

Bitmedi.

II.Abdülhamit’e şiddetli muhalefet edenlerden Süleyman Nazif ise pişmanlığını bakın nasıl ifade ediyordu…

“Padişahım gelmemişken yâda biz.
İşte geldik senden istimdâda biz.
Öldürürler başlasak feryâda biz.
Hasret olduk eski istibdâda biz.”
Bu duruma mı düşmek mi  istiyorsunuz?

                                                   *
 
Bitmedi!..

II. Abdülhamit’e  eleştiriler getirenlerden biride milli Şairimiz  Mehmet Akif Ersoy’du.

O da sonradan pişman olmuştu..

Yazdığı şiirlerinde pişmanlığını şu sözlerle dile getiriyordu; 

“Giden semerciyi, derler, bulur muyuz şimdi?
Ya böyle kalfa değil, basbayağı muallimdi.
Nasıl da kadrini vaktiyle bilemedik, tuhaf iş;
Semer değilmiş o rahmetlininki devletmiş!” 

Son pişmanlık fayda etmemişti...

                                           *

Bitmedi..

II.Abdülhamit’e karşı çıkan onu ağır şekilde eleştirenlerden biri de Rıza Nur’du. 

Meşrutiyet döneminde İttihat ve Terakki’nin baskıcı rejimini eleştirirken kullandığı şu cümlelerle II. Abdülhamit’e haksızlık ettiğini ifade ediyordu: 

“Zavallı Hamid kaç kişiyi asmıştı? Hiç… Hele hiç hırsızlık etmedi, hiç fuhuş yapmadı, hiç israfta bulunmadı. Bilakis memlekette bunların önüne geçmeye çalışmıştı. Bu devre bakınca insan Abdülhamid aleyhine kıyam ettiğine utanıyor.” 

                                                        *

Evet Abdülhamid Han'ın ardından bunlar söyleniyordu...

Ama son pişmanlık fayda etmedi!..

O gün Abdülhamid’i yalnız bırakıp tahtan indirilmesini seyredenler, iş birliği yapanlar aslında büyük bir oyunun parçası olarak aslında koca Osmanlı’yı devirdiklerinin farkında değildi!..

Sonra anlayınca iş işten çoktan geçmişti...

İşte bugünün meselesi de  bu…

Manzara aynı...

Abdülhamid Han'ı da anlamadılar...

O da baştan beri haklıydı..

Dedikleri hep oldu... 

Amerikan ve İngiliz donanmaları 1909'da kömürden petrole geçti,

Osmanlı 1909'da yıkıldı,

Kalust Gülbenkyan'ın kırmızı çizgisi hâlâ yürürlükte…

Sykes-Picot hâlâ yürürlükte…

Petro-£ makinesi İkinci Dünya Savaşı'nda Petro-$ oldu!
Bakın bugün Tayyip Erdoğan'ın dış politikada duyarlılığına karşı 'Ne işimiz var orada, bize ne? "diye eleştiri getirenlere Abdülhamid Han ile ilgili bir soru üzerinden cevap vermek gerekir...

Bazıları "Hocam, Abdülhamid madem o kadar akıllıydı neden imparatorluğu kurtaramadı?" diye sorabilir...

İşte cevabı...

-Yanlış soruya doğru cevap veremem.

- Ne demek istiyorsunuz?

- Akıllı bir adamı alevler içindeki bir fabrikaya müdür atadığın zaman, "iyi idare" fabrikanın kar etmesi değil can kaybının azaltılmasıdır.             (Derin Düşünce. org)

O nedenle bugün hiç birbirine benzemeyenlerin bir araya gelerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı devirebilmek için ABD'nin, AB'nin, İsrail'in değirmenine su taşıyanlar bilsinler ki tarih sizleri de affetmeyecek… 

Çünkü hedef Recep Tayyip Erdoğan değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir…

Çok anlamlı bir yorum okumuştum...

Onu sizlerle paylaşarak yazımı noktalamak isterim...
                                               *
Der ki;

“Bir millet nefislerini (kendini) bozmadıkça, Allah onların durumunu değiştirmez.” (Ra’d, 13/11)..

Eğer halk hak etseydi yönetimi devam ederdi.

Hak etmeyenlerden Allah-u Teala almıştır Abdülhamid’i!
                                            *
O nedenle  derim ki;

Üzerine oynanan bunca oyuna, bunca kurulan kumpasa rağmen ayakta kalmayı başaran Türk milleti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sonuna kadar sahip çıkmalıdır...

Tarih tekerrür etmemelidir..