Radyoların yükselen yıldızı Adem Metan'ın kaleminden dökülen dizelerden oluşan Yalnızlığın Sen Tonu kitabı Yediveren Yayınları'ndan çıktı.
Abone olGAZETECİLER.COM - ÖZEL İÇERİK
"Mutluluğum sensiz kaldı yokluğunda..."
"Yalnızlık bir çöle benzer belki de... O uçsuz bucaksız kumlar içinde yalın ayak dolaşmaya, bir damla su aramaya benzer belkide..."
"Sensizlik değil de yalnızlık koydu içime..."
Bir süredir sosyal medyada #YalnızlığınSenTonu hashtegi ile paylaşılan bir dizi mesajdan sadece bir kaçı bunlar.
Peki Yalnızlığın Sen Tonu ne demek? Kim yazıyor bu mesajları?
BÖYLESİ BUGÜNE DEK YAZILMADI
"Yalnızlık" üzerine bugüne dek pek çok şey yazıldı ama doğrusunu söylemek gerekirse böylesi daha önce hiç yazılmadı. Radyo programcısı Adem Metan, yazılmayanı yazdı ve adını da 'Yalnızlığın Sen Tonu' koydu. Metan'ın aylardır üzerinde çalıştığı Yalnızlığın Sen Tonu isimli son kitabı Yediveren Yayınları'ndan çıktı.
Metan ile bir araya gelip yeni kitabını konuştuk.
Cuma günü internet üzerinden satışına başlanan kitap bugün de tüm kitapçı raflarında yerini aldı. Meten, "Kitap daha piyasaya sürülmeden büyük yankı buldu" diyor. Gerçekten de Fox T Ana Haber Bülteninde Fatih Portakal, Beyaz TV'nin sevilen spor programında Ahmet Çakar kitaptan parçalar okudu. Ahmet Çakar'ın okuduğu bölüme Rasim Ozan Kütahyalı ise "bu bir tweet kitabı olmuş" yorumu yaptı. Gerçekten de kitap, Twitter'da paylaşmaya çok uygun içeriği ile dikkat çekiyor.
RADYOCULUKTAN TWİTTER KİTABINA...
- Biz sizi radyocu olarak tanıyorduk. Siz "Hayata Dair Özlü Sözler" ve "Senden Bir Parça Öyküler" kitaplarının ardından şimdi de 'Yalnızlığın Sen Tonu' ile karşımızdasınız. 'Yalnızlığın Sen Tonu' bir Twitter kitabı mı?
- Evet Yalnızlığın Sen Tonu bir "sosyal medya" kitabı. 5 aydır sosyal medyada analiz yapıyorum. İnsanlar duygularını twitter'da paylaşıyor. Bu duygular içinde en yoğun olan ise yalnızlık.
- Peki neden yalnızlık gibi karamsar bir konu? Kitaplar insanlara hep umut aşılamaya çalışır sanki?
- Kitaplar umut aşılar ama hayatın gerçekleri de ortada. Aldığımız her nefes bizi yalnızlığa götürüyor aslında. Birliktelikler ya ayrılığa ya da ölüme doğru gidiyor gerçekte. Biz bunu düşünmek istemesek de, sevdiklerimiz bir gün mutlaka gidecekler ve biz de öyle. Yalnızlık bir gerçek yani.
- Radyo denince benim aklıma yalnızlığı paylaşmak geliyor. Siz de paylaşıyorsunuz dinleyicilerinizle yalnızlıklarını. Bu kitap aslında o paylaşımın devam ettirme çabası mı?
- Ben 7 yıldır medya sektöründeyim. İnsanlar, sabahları eşine merhaba demeden önce radyolarını açıp, benimle selamlaşıyorlar. Benim kalbimde birikenler kıyıya vurdu bu kitapla. Biliyorsunuz Türkiye'de insanlar radyo programcılarına da güveniyor. Onları kimi zaman ailelerinden bile yakın görüyor, kimseye anlatamadıklarını paylaşıyorlar.
İnsanların rahatlamaya ihtiyaçları var. Sosyal medyanın tüm dünyadan daha çok Türkiye'de bu kadar popüler olması da ondan kaynaklanıyor bence. Twitter'ı gazete gibi kullanıyor insanlar. Sosyal medyada küfür ediyorlarsa bu çaresizlikten, rahatlayabilecek başka bir yerleri olmadığı için.
KİTAP OKUMAYANLARI KİTAPLA TANIŞTIRABİLİRSEM...
- Sosyal medya kitap yazarlarını da değiştirip dönüştürüyor değil mi?
- Sosyal medya kendi ünlülerini yaratıyor. Var olan ünlüler de ünlerine yeni bir boyut katabiliyor sosyal medya sayesinde. Elif Şafak, Kahraman Tazeoğlu mesela... Sosyal medyayı keşfettiler, daha da ünlü oldular doğrusu ya. Şimdi kitap okumayan, az okuyan, kitap okumayı pek de sevmeyen gençlerin de dilinde onlar.
Ben de bu kitap ile yapılmayanı yapayım istedim. Rahat okunan, onların alıştığı şekilde cümleler ile karşılarına çıkayım dedim. Eğer kitap okumayı sevmeyenlere, bir kitaba merhaba dedirtebilirsem ne mutlu bana.
- Şiirsel bir kitap yazmışsınız. Dizeler gibi sıralanıyor yalnızlıklar. Ürpertici bir şey olan yalnızlık çeşit çeşit aslında. Sizin kitabınızda da var o çeşitler.
- Evet. Kitabın alt başlığı Senin Yalnızlığın Hangisi? diye soruyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü bizim bir sorunumuz var, ülke olarak, toplum olarak... Bize hep "ben" denildi bugüne kadar. Karşımıza çıkanlar hep "ben" dedi. Kimse insanımızın elini tutmadı bugüne değin. "Sen" demedi, sormadı... Onun için yalnız kaldık zaten. "Yalnızlığın Sen Tonu" derken "ton" yerine çığlık da diyebilirisiniz. Öyle de okuyabilirsiniz bu kitabı. Bu kitap yalnızlığa atılmış bir çığlık çünkü. Bizden sonrakiler "sen" demeyi öğrenebilmeli. Bu benim memleketime, bayrağıma borcum. Biz karşımızdakileri ötekileştirmeden, onlara "merhaba" diyebilirsek, "senin fikrin ne" diye sorabilirsek "biz" olacağız çünkü.
"KAPAĞI BEN YAPACAĞIM" DEDİ
-İlginç bir kapağı da var kitabınızın?
- Evet. Odunlu bir görüntü kullandık. Odun gibi. Neden biliyor musunuz? Çünkü yanlışsak, bir odunluk var bizde. Yalnızsak, elimizdekini tutamamışız demektir.
Bir şey söyleyeyim mi, kitabımızın kapağını, "Yalnızlığınızı sizinle paylaşmak istiyorum" diyen ve hiç tanımadığımız bir arkadaşımız hazırladı. Tasarımcı, reklamcı, grafiker Oğuzhan Cin çizdi kapağı. Buradan ona yeniden teşekkür ediyorum.
- Daha dumanı üstünde kitabın biliyorum. Piyasaya yeni çıktı. Ama mutlaka yeni projeler vardır aklınızda?
- Evet, Yalnızlığın sen tonu ile başladık. Aşkın sen tonu ile devam etmeyi düşünüyorum. "Sen Tonu" sloganını markalaştırmak gibi bir fikrim de var hatta...
- Kitaba dönelim yine, tanıtım için bir proje var mı ki?
- Radyodan "herkes kendi yalnızlığını bize yollasın" diye bir slogan ile "yalnızların buluşma saati" yapmayı düşünüyoruz şimdilik. Böylece hem kitaptan bölümler okuyabileceğiz, hem de herkes yalnızlığını birbiriyle paylaşabilecek.