Fenerium'a bütçe ayıranlar
Abone ol"Sarı-lacivert için her ay özel bütçe ayıranlar var"
Taraftarlarının sadece maç günleri değil, günlük hayatlarında da sarı-lacivert giyinmelerini sağlayan, yılda 1,5 milyon ürün satan Fenerium mağazalarının yetkilileri "Aylık bütçelerinden Fenerium için para ayırıyorlar. Miss Fener markamızın tutkunu olan genç kızlar var" diyor.
Mudo mağazalarından daha çok satış yapıyoruz" diyorlar. Bir maç sonrasında ve öncesinde özellikle Anadolu yakasındaki dükkanlarının önünde kuyruklar oluşuyor. 2000 yılından beri hizmet veren Fenerium mağazaları ürün çeşitlilikleri, satış rakamları ve hızıyla dikkat çekiyor.
Çabukluklarıyla demişken hemen belirtelim, 4-0'lık Galatasaray galibiyetinden sonra aynı gün satışa çıkan, üzerlerinde"Oradaydım / 4-0" yazan tişörtler onlara ait değil. Bize Fenerium'lar hakkında bilgi veren Mağazalar Koordinatörü Koray Tekay ve Tasarım ve Ürün Geliştirme Müdürü Onur Tuncer "Onlar 10-20 adet basılmış tişörtlerdir ancak" diyor. Tuncer bir de espri yapıyor: "Zaten biz 6-0 olmadan tişört yapmıyoruz artık."
Biz Tekay ve Tuncer'le "bu işin merkezi" dedikleri Şükrü Saracoğlu Stadı'nın altındaki Fenerium'da buluştuk. 930 metrekarelik bu mağazanın neredeyse her santimetrekaresi ürünlerle dolu. Anahtarlık, cüzdan, fincan, yüzük, biblo, rozet gibi hediyelikler, VIP dedikleri takım elbise ve gömleklerin satıldığı bölüm, formalar, şortlar, atkılar, şortlar, çoraplar, CD'ler, nevresimler, havlular, yastıklar... Bir de Miss Fener diye bölümleri var ki burada genç kızların gündelik hayatlarında rahatlıkla giyebilecekleri, Fenerbahçe diye "bağırmayan" şık, askılı tişörtler, pantolonlar, pijamalar bulunuyor.
İki sanal mağazayı da sayarsak toplam 43 mağazaları var. Bir yıl içinde yaklaşık 1 milyon 500-1 milyon 600 bin ürün sattıklarını söylüyor Tekay. Tekay'ın bir gururu da kızının 19 Temmuz'da yani 19-07'de doğmuş olması.
"En çok Fenerbahçe'nin klasiği olan çubuklu forma satılıyor"
Artık sadece diğer takım ürünlerini satan mağazalarla değil Boyner, Mudo gibi markalarla yarışır bir haliniz var.
Onur Tuncer: Zaten galiba Mudo'nun sattığı ürün adedinden daha çok ürün satıyoruz. Biz zaten bir marka olmak için yola çıktık. Yani ismimiz Fenerbahçe Store değil, Fenerium. Dünyada böyle bir şey yok. Genel konsept Galatasaray Store gibi, Milan Store gibi takımın ismini taşıyan mağazalar açmak.
Koray Tekay: Bir futbol kulübünün kendi bulunduğu şehrin dışındaki şehirlerde mağaza açtığına ve iyi bir satış yakaladığına da şahit olmadık. Tüm dünyadan bahsediyorum. Varsa bile bu sayıda değildir.
Onur T.: Ayrıca dünyanın en büyük takım mabetlerinden biri sayılan Manchester Megastore'dan daha fazla ürün adedine sahibiz. 2 bin 200'ün üstünde çeşidimiz var.
Bir maç bitiyor, o maçla ilgili ürünler iki gün sonra çıkıyor. Hazırlık nasıl oluyor? Yani maçtan önce mi tasarıma başlıyorsunuz, basıp bekletiyor musunuz?
Onur T.: İki türlü üretim süreci var. Bir 10 ay öncesinden tasarımı başlayan, onaylanan, üretilen ürünlerimiz. Bir de sizin söylediğiniz bir maçın, olayın üzerine çıkan, takılma ürünleri dediğimiz ürünler. Yani Galatasaray'ı 6-0 yendiğimiz maçtan sonra çıkan, kanaryanın aslanı ensesinden salladığı tişört gibi. Bunları önceden bilemezsiniz ama umarsınız. Umduğunuz için de bir hazırlığınız olur. Biz şimdi hem ligde şampiyon olmuş hem Türkiye Kupası'nı almış iki kupalı bir Fenerbahçe için yapacağımız ürünler konusunda kağıt üzerinde hazırız. Tasarımları önceden şekillendiriyoruz. Boş tişörtler üretiyoruz, sonra baskı. Bu da risk çünkü o boş tişörtün de bir maliyeti var.
"Rakibe saygıyı bırakmıyoruz"
Takılma ürünlerindeki sınırınız ne? Çok "gıcık" şeyler üretebilirsiniz.
Onur T.: Rakiplere saygıyı elden bırakmıyoruz. Onları aşağılamamaya çalışıyoruz. Rekabetin içinde elbette takılma var ama biz aslanı kesen bir kanarya yapmayız. En fazla böyle ensesinden tutup sallar. Bu da komiktir. Ama Galatasaray ve Beşiktaş daha fazla ses getirebilmek için bazen saygıyı elden bırakabiliyor.
En çok satılan ürün hangisi?
Koray T.: Çubuklu forma.
Eskiden maçlarda, sokaklarda bu kadar çok forma giyen yoktu.
Onur T.: Forma bir kültürdür. Altı-yedi yıl önce Türkiye'de maçlara forma giyerek gitmek gibi bir adet yoktu. Bu İngiltere'den çıktı. Şimdi bizde de öyle bir kültür oluştu. Zaten artık formaları bir tek maç günlerinde giymiyorlar. Geçtiğimiz pazar Bağdat Caddesi'ne çıktığımda herkes formalıydı. Galibiyetin sonrasındaki etkiler bunlar.
Koray T.: Aslında bir önceki hafta da öyleydi. Vestel Manisaspor maçından yani yenilgiden sonra da herkes formalıydı.
Günlük, dışarı çıkarken giyilebilecek kıyafetler de yapıyorsunuz.
Onur T.: Fenerium yokken de günlük hayatlarında sarı-lacivert renkleri giymeyi tercih edenler vardı. O insanlar da Yargıcı'ya giderlerdi mesela. Kıyafetleri sarı-lacivert olacak ama bas bas Fenerbahçe diye bağırmasın istiyorlar. Biz bu tip insanları da yakalamak istiyoruz.
Koray T.: Bizim şu anda üzerimizde gördüğünüz kıyafetler lacivert blazer ceket ve beyaz gömlek. Her erkeğin dolabında bir ya da iki tane böyle ceketi, birkaç tane beyaz gömleği vardır. Ama bizim üzerimizdekiler Fenerium'dan. Yani beş gömleğinizden biri neden Fenerbahçe gömleği olmasın. Bir yandan kulübe de katkıda bulunabilirler.
Karı-koca kavgaları oluyor mu? Adam illa Fenerbahçe nevresim takımı istiyor, kadın da "Feneri bir yatağımıza sokmamıştın" diye sinirleniyor mesela.
Onur T.: Ben rastlamadım ama olabilir tabii. Ancak bir şey söyleyeyim; Fenerbahçeli bir erkek ya Fenerbahçeli bir kadınla evlenir ya da Fenerbahçelilik bir hastalık olduğu için karısı onu tolere etmesi gerektiğini bilerek onunla evlenir.
Hediyelik alan da çok oluyordur...
Onur T.: Tabii. Bir kere buradan aldığınız hediyeyi vereceğiniz kişinin bir taraftar olarak beğenmeme şansı yok.
"Galatasaray maçının olduğu gün, gece 01.30'a kadar açıktık"
Şampiyonluğu geçelim, geçen haftaki Galatasaray maçı gibi maçlardan önce ya da sonra nasıl bir satış oluyor? Mağazalarınız maçın ertesi günü tıklım tıklımmış.
Koray T.: O gün mağazalar sabah 9'da açıldıysa kapanmaları gece 1 buçuğu buldu. Statta bizim iki büyük mağazamız var. Biri bu mağaza. Diğeri de yeni açılan 350 metrekarelik mağaza. Bunların dışında tüm tribünlerde satış noktalarımız var. Loca katlarında da mağaza gibi hizmet veren 80'er metrekarelik iki yerimiz daha var. Buraya gelecek 55 bin kişiden maksimum faydalanmak üzere hazırlandık. 55 bin kişi Türkiye'deki alışveriş merkezlerinin neredeyse haftalık ziyaretçi sayısı.
"Forma giymek isteyen kadınlar eskiden çocuk bedeni alıyordu"
Kadınlar da artık formayla dolaşıyor. Kadın müşterilerde bir artış var mı?
Onur T.: Ben 2003'te buraya başladığımda bayan koleksiyonumuz yoktu. Biz o yıl bir deneme yaptık ve güzel bir tepki aldık. Benim eşim Fenerium'a gelip de bir formanın en küçüğünü aldığı halde kolları öyle yelken gibi dolaşmak istemiyor. Türkiye'de ilk bayan kesim forma yapan biziz. Beli ince, kolları sıkı, yakası hafif daha geniş olan. Eskiden çocuk bedeni giyiyorlardı.
Çocuklarına doğumdan itibaren sarı-lacivert giydiren, badilerini buradan alan babalardan bahsedelim...
Koray T.: Çocuğa bir de çok fazla kişi ürün alıyor. Sadece annesi, babası değil, eniştesi, dayısı, teyzesi, halası... Onu Fenerbahçeli yapma çabası da var bunun içinde.
Bir de sarı-lacivert dolaşan aileler var.
Onur T.: Bizim koleksiyonlarımızdaki temalardan biri de bu: Baba-oğul-anne-kız teması.
Her çıkan ürünü takip eden, almaya çalışan var mı?
Onur T.: Var. Fenerium için bütçe ayıranlar, "Bu ay 100 YTL'mi Fenerbahçe ürünlerine ayırıyorum" diyenler var.
Bir de TIR'ınız var sizin.
Koray T.: Evet. Türkiye'de ulaşamadığımız noktalar var. Biz de bir TIR'la Türkiye'yi geziyor, ürünlerimizi o noktalara da ulaştırıyoruz.
Onur T.: Tabii Trabzon hariç. Takım bile gidemiyor Trabzon'a.
ASLI ÇAKIR