BIST 9.666
DOLAR 35,22
EURO 36,74
ALTIN 2.961,42
HABER /  GÜNCEL

Fehriye Erdal dosyası utanç verici!

Sabancıların Belçika'daki avukatı Schmitz Fehriye Erdal'ı yargılamayan Belçika'yı 'muz cumhuriyeti'ne benzetip kararlarını utanç verici olarak niteledi.

Abone ol

Sabancı ailesinin Belçika'daki avukatı Fernand Schmitz, terörist Fehriye Erdal'ı Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı yargılamayan Belçika adaletini ağır bir dille eleştirerek, dosyanın ''dar ufuklu küçük hakimlerin'' kararlarıyla ''utanç verici'' bir durumda olduğunu söyledi. Belçika'yı ''muz cumhuriyeti''olarak nitelendiren Schmitz, ülkesinin yargı gücünü, terörizmle mücadele alanında ve adalet arayışında Türkiye ile işbirliği yapmayı reddetmekle suçladı. Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, Toyota-Sa Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe'nin 9 Ocak 1996 tarihinde öldürülmesi olayının zanlılarından terörist Fehriye Erdal, 26 Eylül 1999'da, Belçika'da, Neşe Yıldırım adına düzenlenen sahte pasaportla yakalanmıştı. Belçika, Türkiye'nin iade talebini, idam cezasının yasalardaki varlığı nedeniyle reddetmiş ve bu arada teröristin siyasi sığınma başvurusunu da geri çevirmişti. Erdal, bir yıl kadar hapis yattıktan sonra bir evde gözaltına alındı ve Belçika'da işlediği suçlardan yargılanmasını bekliyor. Bu ithamlar arasında terör örgütü üyesi olmak, silah taşımak, suç örgütü faaliyetlerine katılmak ve sahte kimlik kullanmak gibi unsurlar bulunuyor. BELÇİKA'DAKİ SUÇLAR Avukat Schmitz, terörist Erdal'a ilişkin adli dosyaların ikiye ayrıldığını, Türkiye'de ve Belçika'da işlenen suçların ayrı ayrı ele alındığını hatırlatarak, ''Erdal ve 10 arkadaşı, Belçika'da sahte kimlik, izinsiz silah taşımak, terörizm gibi suçlardan yargılanıyorlar. Federal Savcı, DHKP-C'ye karşı çok katı bir tavır izliyor. Bu suç örgütünün Türk Devleti'nin menfaatlerine karşı eylemlerine işaret ediyor. Bence, sanıklara yönelik suçlamalar 5 yıl hapse ulaşabilecek ağır cezalar getirebilir'' dedi. Belçika'da, adresi gizli tutulan bir evde barındırılan terörist Fehriye Erdal'ın ''adli açıdan özgür'' olduğunu belirten Schmitz, İçişleri Bakanlığı tarafından verilen ''evde barındırma'' kararının hapis sürecinden sayılmadığını, teröristin gerçekte 3 ay kadar hapis kaldığını, halen Belçika'daki suçlarından dolayı yargılanmakta olduğu Bruges Mahkemesi kararına göre tekrar hapsedilebileceğini belirtti. Avukat Schmitz, şunları söyledi: ''Teröristler yargılanacak ve büyük ihtimalle, Belçika'daki eylemlerinden suçlu bulunacaklar. Sonra Gand Temyiz Mahkemesi'ne gidecekler. Bruges Mahkemesi önümüzdeki 15 günde sonuca varabilir. Bu iş için özel bir hakim atandı. Sadece bu dosya ile meşgul oluyor. Temyizde, Gand Mahkemesi de hızlı gider. Sonra Yargıtay yolu var, ama orada hiçbir şansları yok. Bence, Belçika'daki suçlara ilişkin adli süreç yaza kadar tamamlanır.'' Teröristlerin Belçika'daki suçlarından yargılandıkları davada Türk Devleti'nin de bir avukat tutarak müdahil taraf olduğunu belirten Schmitz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye dosyayı izliyor, DHKP-C saldırılarını ve terör eylemlerini anlatıyor. Bunlar içinde Sabancı cinayeti de var. Belçika adaletine ayrıntılı bir dosya sunuluyor. Bu terör örgütü içinde iç hesaplaşmalar ve cinayetler de var. Türk Devleti'nin sunduğu dosya Belçika kamuoyuna gerçekleri gösterecek. Burada insanlar Fehriye Erdal'ı 'Kürtlerin özgürlüğü için çalışan küçük kız' zannediyor.Danielle Mitterrand bile onun serbest bırakılması için imza attı. Çok aptalca şeyler ve önyargılar var.'' TÜRKİYE İADE İSTEYEBİLİR- Schmitz, Brüksel hükümetinin, terörist Fehriye Erdal'ın Belçika'dan sınır dışı edilmesine ilişkin bir karar verdiğini, ancak bu kararın Danıştay tarafından bozulduğunu hatırlatarak, sanığın BM Yüksek Mülteciler Komiserliği nezdinde siyasi sığınma başvurusu yaptığına dikkati çekti. Belçika adaletinde suçlarının sabit görülmesi halinde terörist Erdal'a siyasi sığınma hakkı tanınamayacağını söyleyen Schmitz, Türkiye'nin tekrar iade talebinde bulunabileceğini, ancak bugünkü aşamada dosyanın ''blokaj'' halinde olduğunu, öncelikle Sabancı cinayetine ilişkin yargı sürecinin tamamen sonuçlanması gerektiğini belirtti. SABANCI DOSYASI- Terörist Erdal'ın, İstanbul'daki Sabancı cinayeti olayına karıştıktan sonra Almanya üzerinden Belçika'ya geldiğini ve böylece, arkadaşları tarafından ''arka cepheye'' çekildiğini belirten Schmitz, Türkiye'deki suçlara ilişkin yargı süreci hakkında özetle şunları söyledi: ''Ben, 2000 yılının Kasım ayında, Türkiye'nin iade talebinin reddedilmesinden sonra, Fehriye Erdal'a karşı, cinayet işlemek, cinayet ortağı olmak gibi ithamlarla dava açtım. Bu davayı açarken, 1977 tarihli Avrupa Terörizme Karşı Mücadele Sözleşmesi'ni temel aldım. Bu sözleşme, 1985'ten beri Belçika'da da yürürlüktedir. Sözleşmede hedef, teröristlerin hiç tartışılmadan iade edilmesiydi, ama devletler her dosyayı ayrı ayrı değerlendirme hakkını tercih ettiler. Bu sözleşme, iadeyi reddeden devletlerin, sanıkların işledikleri suçları değerlendirmelerine olanak tanıyor. Sözleşme, 'İadeyi reddederseniz siz yargılamak zorundasınız' diyor ve ulusal yasaların buna göre belirlenmesini istiyor.'' Schmitz şöyle devam etti: ''Rüzgar bize karşı. 30 Ekim 2005 tarihinde, Gand Mahkemesi Türkiye'deki suçların yargılanması konusunda Belçika adaletini yetkisiz gördü. Buna itiraz ederek Yargıtay'a başvurduk. Avrupa Terörizme Karşı Mücadele Sözleşmesi çerçevesinde, iade edilmeyen sanığın Belçika'da yargılanması gerekiyor. Özel bir durum söz konusudur. Cinayet yöntemi önemlidir. Otomatik silah tartışması bu çerçevede oluyor. Sözleşmeye göre bomba, füze, patlayıcı paket ve otomatik silah kullanılan eylemler dikkate alınıyor. Belçikalı hakimler, kullanılan tabancanın yarım otomatik olduğunu söylüyorlar veyetkisizlik kararı alıyorlar. Biz mutabık değiliz. Sabancı cinayetinde kullanılan tabanca otomatik silahlar ailesindendir.'' Fehriye Erdal ve DHKP-C davalarına 6 yıldır aynı federal savcının baktığını, bu kişinin Türk adaletiyle işbirliğini reddettiğini kaydeden Schmitz, ''Bu tavır manevi, mesleki ve yasal açıdan temelsizdir'' dedi. Siyasi bir tavrın söz konusu olduğunu ima eden Schmitz, ''Kamuoyu bilmeli ki, Belçika adaleti otomatik silah tanımı üzerinde oynuyor. Türk adaletiyle terörizmle mücadele dosyalarında işbirliğini reddediyor. Sabancı cinayetini de siyasi cinayet gibi gösterdiler. Bu son derece anlamsız'' dedi. Schmitz, Yargıtay'a başvurduğunu, Gand Temyiz Mahkemesi'nin yaptığı otomatik-yarı otomatik silah tanımının doğruluğunun Yargıtay tarafından inceleneceğini, uluslararası anlaşmaların iyi niyetli ve hedeflerine uygun şekilde yorumlanması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Belçika Yargı Gücü'nde, özellikle Flaman kesiminde Türkiye karşıtı bir tavır var. Unutmayın ki Brüksel'de bir hakim Belçika'nın teröristi Türkiye'deki suçlarından dolayı yargılayabileceğini kararlaştırmıştı. Ama tesadüfe bakın ki dosya hemen Flaman kanadına, Bruges'e aktarıldı ve bu karar bozuldu. Garip bir tesadüf...'' ''Yargıtay'dan fazla umudum yok'' diyen Schmitz, ''Bu son durak. Daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gideceğiz. Belçika'yı şikayet edeceğiz ve mahkumiyetini isteyeceğiz. Bu bir teselli olur, ama adaletin yerini bulduğu anlamına gelmez.'' Schmitz, terörist Erdal'ın Türkiye'deki suçlarına ilişkin yargı sürecinin bu yıl tamamlanabileceğini söylerken, ''Yargıtay muhtemelen Haziran veya en geç Eylül'de sonuçlanır. Dosyamızı gerçekten inceleyecekler mi, çöpe mi atacaklar, bilemiyorum. Hakimler birbirlerini tanıyorlar'' dedi. İNSANİ AÇIDAN SKANDAL- ''Adli açıdan durum böyle'' diyen Schmitz, daha sonra şunları kaydetti: ''İnsani açıdan kabul edilemez, skandal bir durum söz konusudur. Önyargılar, Türkiye karşıtlığı, çok kalitesiz kişiler söz konusudur.Belçika için 'muz cumhuriyeti' dedim, gene öyle düşünüyorum. Küçük Belçika'nın küçük şehirlerinin küçük hakimleri, kısıtlı ve küçük dünyalarından dışarıyı göremiyorlar. Türkiye'yi tanısalar fikirleri değişir. Onlar hala 'Midnight Exspress' filmi aşamasındalar. Böylece vicdanlarını rahatlatıyorlar. Bu aptal film herkesin hafızlarında... Türkiye'nin tanıtım ve lobicilik alanında eksiklikleri büyük bir sorun. İrade lazım, bura insanları bilgilendirmek, eğitmek lazım. Türk karşıtlığı, tarihe dayanan, çok eski bir hikaye...'' YENİ UYGULAMA- Schmitz, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Laurette Onkelinx'in, Belçika'da suç işleyerek mahkum olan yabancıların cezalarını çekmek üzere ülkelerine gönderilmelerine ilişkin uygulamanın yakında başlatılacağını açıklamasının ilginç olduğunu ve konuyu incelediğini de bildirdi. Onkelinx, geçen hafta, Federal Meclis'te bir soruyu yanıtlarken, Belçika ile doğrudan bağlantısı olmayan, ikamet izni ve aile bağları bulunmayan, ancak kaçak olarak bulundukları bu ülkede suç işleyip hapis cezasına çarptırılan mahkumların hedef alınacağını bildirdi. Belçika'da, 2005 yılında işlerlik kazanan bir yasa, bu ülkede kaçak bulunan, resmi ikameti ve aile bağı olmayan, suç işlemiş ve mahkum edilmiş yabancıların, mahkumiyet sürelerini kendi ülkelerinde tamamlamaları imkanı veriyor. Bazı mahkumlar bu konuda istekli olabilecekler, ancak yasanın uygulanması için mahkumun mutabakatı şart gözükmüyor. Bakan, uygulamanın, çok dolu olan hapishanelerde yer açılması açısından yararlı görüldüğünü, ayrıca, bu sayede, Belçika'da suçluların dokunulmaz olduğunun düşünülmesinin bu uygulamayla engelleneceğini belirtti. Belçika Yabancılar Polisi'nin, 2005 yasası uyarınca ülkelerine gönderilebilecek yabancı mahkumların sayımını yaptığını bildiren Onkelinx, mahkum nakillerinin önümüzdeki günlerde başlayacağını, ayrıntılı rakamları yakında açıklayacağını duyurdu. TERÖRİST ERDAL'IN DURUMU- Adli çevreler, terörist Fehriye Erdal ve arkadaşlarının bu yıl içinde yargılanmasının ardından ''yargı gücünün işinin biteceğini'' ve İçişleri Bakanlığı'na bağlı olan Yabancılar Polisi'nin ''yasal yetki kullanarak'', teröristi, ''Belçika'da mahkum edildiği cezayı çekmek üzere Türkiye'ye gönderebileceğini'' belirtiyor. Belçika'ya sahte pasaportla ve kaçak giren teröristin, 2005 yasası uyarında ''cezasını çekmek için ülkesine gönderilmesine'' engel bulunmayacağı ifade ediliyor.