Fehmi Koru, bıyığını kesti. Yeni döneme yeni imajla girdi. Peki bıyık bir mesaj mı?
Abone olFehmi Koru, yeni döneme yeni imajıyla girdi. Sabah gazetesine konuşan Koru, "Ben kimliği çok belirgin bir insanım, bıyığımı keserek simgelerin önemli olmadığını göstermek istedim" dedi ve en büyük hatasını da açıkladı.
Sadece siyasette değil, medyada da öyle gelişmeler oluyor ki sokaktaki vatandaş bile merak içinde. Yıllardır en gizli medya ve siyaset kulislerini araştırıp yazan; hatta adı 'hafiye yazar'a bile çıkan usta gazeteci Fehmi Koru merak edilenleri açıkladı. İşte soru ve cevaplarla merak edilenler...
Bıyıksız olmaya mı karar verdiniz?
Yani... Karşıdan bakana nasıl geliyor bilmiyorum ama lise sonrası, askerlik hariç, hep bıyıklı olduğum için aynaya baktığımda kendimi farklı görüyorum.
- Sizin çevrenizde yadırganmıyor mu 'bıyıksız olmak' peki?
- Yok, gençlerde de bıyık yok artık! Eskiden insanlar muhafazakârsa bir şekilde bunu belli ederlerdi, bıyık da bunun en kolay belli etme biçimiydi...
- Yani bıyık kesmenizin bir mesajı var, öyle mi?
- Kendimce böyle bir mesajı var. Alan olur mu bilmiyorum da, benim vermek istediğim mesaj bu! Yani kimlikler, simgeler üzerinden tartışmayalım, fikirler üzerinden tartışmaları yürütelim demek istiyorum.
- Size ezelden beri 'komplo teorisyeni', 'komplocu gazeteci' denir. Bu ünü neye borçlusunuz?
- Ün mü bilmiyorum da, şikâyet ettiğim bir konu değil çünkü benim üzerime oturacak bir şey değil. Komplocu, geçmişte büyük küfür gibiydi. 'Düpedüz bir hayat var, hiç tesadüfler olmuyor bu hayatta, baktığımız zaman ne görüyorsak o' deniyordu.
- Yılmaz Özdil'in Hürriyet'e transferini 'Rodos Protokolü'ne bağladınız. Son komplo teoriniz bu mu?
- Bildiğim kadarıyla 2000'li yıllardan beri Aydın Doğan ve gazetelerinin üst düzey yöneticileri Rodos'a gidiyor; orada bir miktar kalıyor, yüzüyor, bıcı bıcı yapıyor, Metaxi isimli restorana gidiyorlar. Baktık ki 2002 yılında Rodos'ta Özer Çiller'le birlikteler! O dönemde medya grubu o zamanki hükümetten özellikle de MHP kanadından mutlu değil. Buluşma; MHP'yi hükümetten uzaklaştırıp ANAP-DSP birlikteliğine DYP'yi katma senaryosu için olabilir. Başladık araştırmaya... Bu arada ben çok önemli iki politikacının bazı askerlerle bu konuları konuştuklarını tespit ettim ve yazdım. MHP de işi öğrenince erken seçim istedi. Bu Rodos 1 aslında! Yakın zamanlarda kendileri yazdı; yine Rodos'a gittiler. Sonra ne oldu? Yılmaz Özdil Hürriyet gazetesine transfer edildi, ardından Emin Çölaşan sütununu kaybetti. Baktığım zaman iki artı iki sanki dört edermiş gibi geliyor. Buna da 'Rodos Protokolü' dedim.
- En güçlü AKP muhalifi Emin Çölaşan'ın işten çıkarılması da bu senaryonun devamı mıydı yani?
- AKP'yle ilgili değildi bence. O grubun kendi içinde o meslektaşımıza karşı birikmiş bazı sorunlar olabilir. Biraz patronun kendisinin tavrıyla ilgili. Yoksa 'Emin Çölaşan AKP karşıtı, onu gönderelim' diye bir şey olduğunu zannetmiyorum. O sebeple gönderdilerse şu andaki Bekir Coşkun havasını niye yarattılar? O gitmeden önce hemen Yılmaz Özdil'i niye aldılar?
(Sabah / Şirin Sever)