BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MEDYA

Fehmi Koru yazdı 'Çözüm sürecine El Fatiha'

Habertürk yazarı Fehmi Koru, çözüm sürecinin gidişatıyla ilgili olumsuz bir atmosferde bulunduğumuzu, yakında süreç için Fatiha okunabileceğini ifade etti.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

Habertürk yazarı Fehmi Koru, bugünkü yazısında çözüm sürecinin gidişiatı üzerine birtakım değerlendirmelerde bulundu. Koru, çözüm sürecine dair pek de olumlu bir tablo çizmediği yazısında neredeyse sürecin ruhuna 'El Fatiha' okunacağını dile getirdi.

Ne hükümetin ne de HDP/BDP çevresinin çözüm sürecinin sorumluluğunu üzerlerine almak istemediklerini ifade eden Koru, bu konudaki gerçekleri rahatça telaffuz ettiğinin altını çizerek; " Hükümetin ‘barış ve kardeşlik projesi’, HDP/BDP’nin ‘Kürt sorununun çözüm süreci’ diye adlandırdığı yol arkadaşlığının sonuna gelindiği belli" dedi.

İşte Koru'nun o yazısından çarpıcı satırlar:

Başladığı ilk günden bu yana süreç pek çok darbe aldı, çanak çömleğin patlamasına ramak kaldığı durumlar yaşandı, buna rağmen yaraya tuz basarak da olsa yolcu yolundan vazgeçmedi...

Ancak bugünkü durum farklı.

Şimdiki durum, süreç yara aldığı veya güven açığı genişlediği için ortaya çıkmadı; sorun, mevcut şartları değiştiren yeni gelişmelerden kaynaklanıyor.

‘Mevcut şartları değiştiren gelişmeler’ deyince, akla ilk, 6-7 Ekim’deki toplu kalkışma ile ‘misilleme’ amaçlı olduğu izlenimi veren sivil giyimli erlere yönelik öldürücü saldırılar geliyor; ama sebep onlar da değil...

Ya da, HDP/BDP çevrelerinin şikâyetçi oldukları, devlet yönetiminde yer alanların uzlaşmaya kapalılık hissi veren söylemlerindeki daha önce pek rastlanmamış sertlik de sebep sayılmaz.

ÇÖZÜM SÜRECİNİ TIKAYAN NOKTA

Kalkışma ve erlere saldırılar ile devletin keskinleşen söylemi değişen şartların taraflara yansımasından ibaret...

Taraflar yeni bir durumla karşı karşıya olduğumuzu tavırlarıyla belli ediyorlar: Hükümetin sürecin başında görevlendirilmiş ‘âkil insanlar heyeti’ni yeniden toplantıya çağırması ve ‘3. Göz’ arayışına girileceği mesajı vermesi bir işaretti; HDP sözcülerinin son zamanlarda ‘3. Göz’ talebinde bulunmaları ve meramlarının bir ‘ülke’ olduğunu belirtmeleri de öyle...

‘Ülke’, ama herhangi bir ülke değil. HDP çizgisinin istediği, ABD’nin süreçte devreye girmesi... Siyasi sorumluların ikide bir ‘üst akıl’ sıfatıyla anmayı tercih ettikleri ülkenin...

Çözüm sürecini, başından bu yana meydana gelen pek çok olumsuzluk yolundan çıkaramamıştı, ancak Musul’u ele geçirdikten sonra dikkatini Kobani üzerinde yoğunlaştıran IŞİD örgütünün varlığı, bölgedeki pek çok dengeyi sarstığı gibi süreci de berhava edecek sanki...

Ankara’nın IŞİD’e kuşkuyla bakması, “Neden onca başka yer varken illâ Kobani?” sorusu eşliğinde Washington’un niyetlerini sorgulaması, muhtemelen bu yüzden...

Geçen salı günü yapılan ara seçimin sonuçları ABD’deki Ortadoğu’ya nizamat vermeye hevesli Neo-Çılgınlar tayfasının yüzünü yeniden güldürdü; eh, ABD ekonomisi hafif tertip yeni maceralara göz kırpacak şekilde iyileşme emareleri de veriyor...

Kobani’ye özel ilgi gösteren Washington’u devreye sokmanın pürüzlü alanlarda kantarın topuzunu kendilerinden yana oynatacağı hesabını yapıyor olmalı HDP/BDP çizgisi...

"ANKARA ARAYA BAŞKA ÜLKE GİRMESİNİ NEDEN KABUL ETSİN?"

Nedense, büyük güçlerin ancak kendi çıkarları söz konusuysa devreye girdiklerini, bunu da genellikle muhatap devleti tâvize zorlama niyetiyle yaptıklarını ve iki taraftan birini tercih etmesi gerektiği nihai aşamada tâvize zorladığı devleti tercih edip kendisini kullanmaya kalkışanları ortada dımdızlak bıraktığını hatırlamaz görünüyor.

İyi de, Ankara, sürecin şu aşamasında --ABD de olsa-- araya başka bir ülkenin girmesini neden kabul etsin? Özellikle öyle bir yöntemi ‘Oslo süreci’ ile deneyip başarısız olduğunu gördükten sonra?

Bu tablodan benim çıkardığım sonuç şu: HDP/BDP çizgisi, hesaplarının yanlışlığını anlayıp sürece bıraktıkları noktadan devama yanaşmazlarsa, hepimizi umutlandıran barış süreci maalesef akamete uğrayacak...

Uğramamalı.