Fehmi Koru bugünkü yazısında darbe girişiminde ABD'nin rolüne dair çarpıcı ayrıntılar aktardı.
Abone olFehmi Koru, darbenin sinyalini aylar önce veren ABD'li gazetecilerin, uzmanlar ile yöneticilerin açıklamalarını köşesine taşıdı.
15 Temmuz darbe girişimini ardından cuntacıların dış bağlantısı merce altında. Kamuoyunun gözünde olağan şüpheli ABD oldu.
Fehmi Koru da bu konuda farklı düşünmüyor. Kendi adıyla kurduğu sitesinde "Amerikan parmağı yoksa bu yazıların anlamı ne?" başlıklı yazısında ilginç detaylar aktarıyor. Sözü daha fazla uzatmıyor ve Koru'nun bomba yazısına yer veriyoruz:
Haritacı Peters
Ralph Peters adlı eski asker, 16 Temmuz günü, darbe girişimi başarısız olduğu anlaşılıp, Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı adına yumuşak da olsa kınayıcı açıklamalar yapılmaya başladığında, çıktığı Fox-TV ekranlarından, “Obama ile Kerry gâfil; Türkiye’deki darbe girişimi başarılı olmalıydı” yorumunu yaptı, sonra da “Türkiye’nin son umudu da öldü” makalesini yazdı.
Aynı kişi, 2005’ten bu yana, çizdiği ve Anadolu’nun büyük bir bölümünü Türkiye’den ayrılmış gösteren yeni Ortadoğu haritasıyla tanınıyor.
Ralph Peters’in haritası (2005)
Fox televizyonu da –Türkiye’deki Fox-TV gibi– Rupert Murdoch’a ait.
Tanışımın akıllı telefonundan WhatsApp üzerinden kupürünü gönderdiği Washington Times’ta çıkan yazı Guy Taylor imzalı. Tarihi 7 Nisan 2016. Yani 15 Temmuz’dan yaklaşık üç ay önce.
Mr. Taylor, uyarılmasına rağmen, Türkiye’de darbenin eli kulağında olduğunu düşünerek yazmış makalesini.
Kendisini uyaran da, geçen dönem Meclis’te CHP sıralarında oturan, şimdilerde Washington’da bir düşünce üreten kuruluşta görevli Aykan Erdemir.
Herhalde “Ülkenizde darbe olursa başarıya ulaşır mı?” gibi bir soruya şu cevabı vermiş Erdemir: “Askeri yönetimle AK Parti arasında bir tercih yapmaları istenirse, insanlar, seçilmiş hükümetin, yani AKP’nin yanında yer alır…”
Öyle de olmadı mı?
Yine de “Rusya medyası Türkiye’de darbe dedikodusuyla dolup taşıyor” demekten knedini alamıyor Guy Taylor.
Dion Nissenbaum, artist değil güvenlik uzmanı
Bu da WSJ’dan Dion Nissenbaum
Wall Street Journal’de Dion Nissenbaum imzasıyla çıkan “Türkiye’de generaller yükselişte” başlıklı yazısından, darbeden iki ay önce, “Türkiye: Askeri darbe kapıda mı?” başlıklı bir rapor sayesinde haberdar oldum.
Peter Korzun imzalı raporda…
Nissenbaum Washington’da ismi bilinen bir güvenlik uzmanı. Oradan bakınca, biraz da uzman sayılan bizden birileriyle konuşunca, “Generaller geliyor” sevincine kapılmış.
Bizden bir uzman, son zamanlarda ekranlardan hepimizi her gece aydınlatan Metin Gürcan, “Türk ordusu” demiş Nissenbaum’a, “Erdoğan’ı frenlemek, ona karşı denge ve denetim (check and balances) getirmek isteyebilecek tek güç…”
Wall Street Journal yazarı ilginç bir tespitte bulunuyor. Nissenbaum’a göre, Türk ordusunun etkisinin yeniden artması Cumhurbaşkanlığı yerleşkesine kadar tedirginliklere yol açmış…
Tedirginliğin sebebi?
“Generallerin Erdoğan’ı devirmek isteyebileceği tedirginliği bu” diyor.
Ne zaman ve nerede yazmış bunu: 17 Mayıs 2016’da; Wall Street Journal’de…
Söylemeye gerek var mı, bilmem, ama ben yine de kayda geçireyim: Nissenbaum’un yazısını yayımlayan Wall Street Journal gazetesi de, Fox-TV gibi, Rupert Murdoch’a ait.
Söze “Ekonomi berbat” diye başlıyorlar
Raporun sahibi Peter Korzun
‘Stratejik Culture Foundation’dan Peter Korzun’un raporunda Türkiye’nin ekonomik durumunda bozulmalar başladığı daha girişte yer buluyor. Özel sektör borçları almış başını gidiyormuş… Turizm sektörü yere çakılmış… TL’nin değerini kaybetmesi her vatandaşın alım gücünü zayıflatmış…
Giriş, “Türkiye’de ekonomi bozulmadan darbe olmaz” diyenleri hazırlamak için…
Siyasetteki tıkanıklıklarda temel sorunu Cumhurbaşkanı Erdoğan olarak ilân ediyor Korzun. Ardından askerlerin ‘fren’ işlevine sözü getiriyor. Suriye’nin kuzeyinde tampon bölge kurulması, Suriye ve Irak’a asker gönderilmesi planlarına yüksek rütbeliler karşı çıkmış…
Bakın rapor nasıl son buluyor: “Türkiye bir dönüm noktasında. Zaman değişim zamanı. Aşağıya doğru gidiş bir biçimde durdurulmalı. Türk halkının önünde basit bir tercih duruyor: Ya çılgınlığı akılla ve hikmetle değiştirip barış ve refaha ulaşacaklar, ya da şimdi olduğu gibi aşağıya gidiş devam edecek ve iç-savaş ile yok oluşun dumanı içinde kaybolacaklar. Erdoğan’ın iktidarda olduğu bir ülkede gelecek yok gibi görünüyor…”
İyi mi?
Michael Rubin, darbe bekledi
En darbeci Rubin
Aynı raporda görüşlerine yer verilen bir isim, vaktiyle Pentagon’da çılıştığı özellikle belirtilen, American Enterprise Institute’ten Michael Rubin.
Rubin, şu sıralarda, ABD ordusunun rütbelilerine dersler veriyor.
Şimdiye kadar alıntılar yaptığım Amerikalı kalemlerden çıkmış ‘darbe bekleyen’ yazıların en kıdemlisi ona ait. 24 Mart 2016 tarihinde –darbe girişiminden 4 ay önce– Newsweek dergisinde çıktı. Başlığından niyet dışa vuruyor: “Türkiye’de Erdoğan’a karşı bir darbe olacak mı?”
“Olur mu veya olabilir mi?” değil, “Olacak mı?”
En baştan, “Türkiye’de durum kötü ve daha da kötüye gidiyor” diyor Rubin ve anlatmaya ekonomiden başlıyor…
Yazının bir yerinde, denk düşürüp, şu soruyu ortaya atıyor: “Türk ordusu Erdoğan’ı devirir ve etrafındakileri parmaklıklar arkasına gönderirse, bunu başlarına bir şey gelmeden başarabilirler mi?”
Cevabı da hemen yapıştırıyor: “Evet.”
ABD seçimle meşgul olduğu için Obama yönetimi darbe yapanları azarlamaktan öte bir şey yapamazmış zaten…
Afakanlar bastı
Birbiri ardına bu zırvaları alıntılarken benim içimi afakanlar bastı.
Ne günlere geldik.
Dün Washington’da ABD savunma bakanı Ashton Carter ile birlikte basının karşısına çıkan Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, “Türkiye’deki darbe girişimi bir emekli Amerikalı generalin işi” haberini yalanladı. Dunford, ithamın odağındaki Gen. John Campbell’in dostu olduğunu söyledikten sonra, “O öyle bir şey yapmaz” dedi.
Gen. Campbell de, “Darbe girişimi sırasında ben New York’ta televizyoncu Geraldo Rivera ile bira içiyordum” açıklamasını yaptı.
Şimdi aldı mı beni bir merak:
Rupert Murdoch, WSJ ve Fox-TV'lerin sahibi
Acaba başta Rupert Murdoch olmak üzere Ralph Peters, Guy Taylor, Dion Nissenbaum, Peter Korzun ve Michael Rubin bizdeki darbe girişimi sırasında ne yapıyorlardı?