"Sinan Oğan olayı bana neden Şener Şen’in Züğürt Ağa filmini hatırlatmış olabilir?" diye soran Fehmi Koru, "Demek ki, şimdilerde oy kullanmada ağızlarına bakılan farklı bir ağalık söz konusu" ifadelerini kullandı.
Abone olGazeteci Fehmi Koru, Sinan Oğan'ın cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a desteğini açıklamasının ardından Sinan Oğan'ı Şener Şen'in efsaneleşmiş filmi 'Züğürt Ağa'ya benzetti. Erdoğan ile Oğan'ın Afat ve Göç Bakanlığı konusunda verdikleri mesajın pazarlık olduğunu gösterdiğini savunan Fehmi Koru, "Sinan Oğan olayı bana neden Şener Şen’in Züğürt Ağa filmini hatırlatmış olabilir?" deyip şunları yazdı:
- Sistemin ‘%50+1’ şartını ilk turda yerine getirememesi yalnızca binde 5 oy eksik kaldığı için gerçekleşmemiş olan Tayyip Erdoğan, bu destekle, ilk turda Sinan Oğan’a oy vermiş %5.17 oranındaki seçmenlerin oyunu alır ve o şartı -hem de fazlasıyla- yerine getirir. Beklenti bu.
Bu da yeni tür bir ağalık herhalde
- Şener Şen’in ‘Züğürt Ağa’ filminde canlandırdığı karakter ağalığın sonunun ilanı gibidir. Demek ki, şimdilerde oy kullanmada ağızlarına bakılan farklı bir ağalık söz konusu. Aday olup bir miktar oy alarak diğer adayların sistemin şart koştuğu oranı tutturmasını önleyen biri, bir işaretiyle, kimin ülkeye cumhurbaşkanı olacağını belirleyecek… Bu da yeni tür bir ağalık herhalde.
Pazarlık yolunu açan Erdoğan ve Kılıçdaroğlu
- Kendisine böyle bir misyonu yakıştıran kişi -veya kişiler- elbette her türlü pazarlığı yaparlar. Yapmakta haklıdırlar da. Bu yolu açan, ilk turda seçilmek bir yana küsurat sayılabilecek az bir miktarda oy alabilmiş bir aday ile “Desteğini bana ver” müzakeresi yürüten diğer iki adaydır. Her müzakerede olduğu gibi bunda da, karşısındakine ‘daha fazla şey’ verebilecek olanın sonunda üstte çıkması ve desteği kazanması doğaldır.
Züğürt Ağa'nın sonu gibi mi olur?
- ‘Züğürt Ağa’ kendi malı bildiği koca bir köye hükmeder ve insanların kaderini belirlerken, devran değişince, medar-ı maişet motorunu çalıştırabilmek için evde imal edilen çiğ köfteleri İstanbul sokaklarında satmak zorunda kalmıştı. Siyaset alanı o kadar acımasız değil. Yine de seçmenin ne yapacağı belli olmaz.