ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemeden çıkış için ilk sinyali vererek dünya piyasalarını etkisi altına aldığı 22 Mayıs 2013 tarihinin üzerinden bir yıl geçerken piyasaların gündemi yine Fed.
Abone olBankanın dün gece açıklanan tutanakları öncesinde Fed piyasaların merkezine yerleşti. Fed’in faiz artışıyla ilgili atacağı adımlara ilişkin sinyallerin beklendiği tutanaklar ve Fed Başkanı Janet Yellen’in dün New York’ta yaptığı konuşma öncesinde uzmanlardan Fed’in hamlelerinin borsalarda yüzde 15-20 kayıpla sonuçlanabileceği uyarısı geldi.
Fed’in varlık alımlarına son vermesinin hisse piyasasında büyük bir düşüşe yol açacağı öne sürülüyor. CNBC’nin Squawk Box programına konuk olan Lindsey Group Baş Piyasa Analisti Peter Boockvar, birinci ve ikinci parasal genişleme programları sonlandığında hisse piyasasında yüzde 15 ile 20 puanlık bir düşüş yaşandığını hatırlattı ve “Bence bunun bir tekrarını göreceğiz” dedi. “Bence söz konusu düşüş, yüksekte seyreden Nasdaq hisselerinde son dönemde gördüğümüz zayıfl amalarla başladı” diyen Boockvar, “Bu durum S&P ve Dow Jones hisselerine de yansıyacak” diye ekledi.
Boockvar, Fed’in para politikasını sıkılaştırmasıyla hisse senedi piyasalarında ciddi bir düzeltme yaşanacağını düşünüyor. “Fed tabiki bir süredir piyasaları yükseltiyordu. Ancak geri çekilmeye başladığında piyasaları da aşağı çekecekler” diyen Boockvar, “Yıllık olarak bakıldığında trilyon dolarlık bir teşvik programını sonlandırıyorlar ve sıfırlıyorlar” sözleriyle borsalardaki büyük bir düzeltme hareketi beklentisini açıkladı. Boockvar, tahvil piyasalarındaki son gelişmelerin de bir işaret olduğunu belirtti.
Diğer yandan New York Fed Başkanı William Dudley, bankanın para politikasını sıkılaştırmaya gideceği dönemde faizleri yavaş yavaş artırmasını beklediğini söyledi. Ekonomideki durgunluğun enfl asyonu frenlediğini belirten Dudley, ABD ekonomisinin daha güçlü büyüme yolunda ilerlediğini ve enfl asyonun Fed’in yüzde 2’lik hedefine doğru yükselmesini beklediğini söyledi. ABD merkezli Commonwealth Foreign Exchange Piyasa Başanalisti Ömer Esiner, Fed’in tahvil programını ekim ya da kasım ayında sonlanmasını beklediğini belirterek, “Bu düşüncemin temelini Fed’in her toplantıda 10 milyar dolar tahvil alımlarını azaltma kararı oluşturuyor” dedi. ABD ekonomisindeki iyileşmenin devam etmesi durumunda, ekim ayında gerçekleşecek toplantıda 15 milyar dolarlık tahvil azaltımı gerçekleşebileceğini aktaran Esiner, “Bir faiz artışı için Fed’in belirtilen 6 aylık zaman çizelgesi göz önüne alındığında, ben ABD tahvil faizlerinin 2015 yılının ortalarında yükselmesini bekliyorum. Buna karşın Fed’in oldukça güvercin tutumu, faizlerin 2015’in sonlarına doğru yükseleceği beklentilerini de mümkün kılıyor” diye konuştu.
Faizlerin artması gelişen piyasaları dalgalandırır
Esiner, tahvil alım programının kısa zamanda sonlanmasını beklediğini ve bu yıl şaşırtıcı derecede düşük olan ABD tahvil faizlerinin artacağını vurgulayarak, faizlerin artmasının gelişmekte olan piyasaları geçen yılın sonlarında gördüğümüz gibi yeniden aşırı dalgalanma dönemine sokabileceğini söyledi. Piyasaların nihai bir faiz artışının zamanlaması üzerinde odaklanmaya devam edeceğini vurgulayan Esiner, “Enfl asyon ve istihdam, piyasaların önemli odak noktası olmaya devam edecek ama özellikle maaşlardaki artış ve hatta konut piyasası ABD’de Fed sonrası kritik olacak. ABD’de ücret artışı ve hatta konut, Fed için kritik önemini sürdürecek” şeklinde konuştu.
Fed fırtınası 1 yıl önce başlamıştı
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal genişlemeden çıkış için ilk sinyali verdiği 22 Mayıs 2013 tarihinden bugüne kadarki bir yıllık dönemde tahvil alım miktarı aylık 85 milyar dolardan 45 milyar dolara düşürülürken, faiz artırımının başlayacağı tarihle ilgili beklentiler de öne çekildi. ABD’de büyüme 2012 yılının son çeyreğinde yüzde 2,7 ve 2013 yılı ilk çeyrekte yüzde 1,8 olarak gerçekleşirken, ekonomideki durağanlık nedeniyle bu yılın ilk çeyreğinde yalnızca yüzde 0,1 büyüdü. Geçen yılın mayıs ayında yüzde 7,6 olan işsizlik oranı ise bir yıllık dönemde Fed’in parasal genişleme ile ilgili açıklamalarında hedef olarak öne çıkardığı yüzde 6,5 seviyesinin de altına gerileyerek yüzde 6,3 oldu.