Af Örgütü Fazıl Say’ın mahkûmiyeti üzerine açıklamasında, kararın 4. yargı paketinin ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı yasaların düzenlenmesi konusundaki başarısızlığına işaret ettiğini ve sosyal medya kullanıcılarına da mesaj niteliğinde olduğunu söyledi.
Abone olUluslararası Af Örgütü (Amnesty International) piyanist Fazıl Say’ın mahkûmiyetinin, 4. yargı paketinin ifade özgürlüğünün önünde engel teşkil eden kısıtlayıcı yasaların yeniden düzenlenmesi konusunda başarısız olduğuna işaret ettiğini söyledi.
Örgüt Say’ın “dini değerleri aşağılama” suçundan 10 ay hapse mahkûm edilmesi üzerine bir açıklama yaptı.
Açıklamada mahkûmiyet kararının ülkedeki sosyal medya kullanıcılarına cesaret kırıcı bir mesaj niteliğinde olduğunu da vurgulandı.
Besteci ve piyanist Fazıl Say, Twitter üzerinden paylaştığı Ömer Hayyam rubaisinde "dini değerleri alenen aşağıladığı" iddiasıyla açılan davada suçlu bulundu.
‘Hükümet şansı kaçırdı’
Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner "4. yargı paketi ile gerçekleştirilmesi gereken reformlar konusunda başarısız olan hükümet, yasaları uluslararası insan hakları standartları ile uyumlu hale getirme şansını elinden kaçırdı” dedi.
4. yargı paketi olarak bilinen ve tutuklu vekiller sorunu ve çözüm sürecine ilişkin sert tartışmaların yaşandığı iki günlük görüşme maratonu sonunda mecliste kabul edilmişti.
Paket kapsamında uzun tutukluluk süreleri, tutuklu milletvekilleri sorunu ve İmralı görüşmelerinin önemli ölçütlerinden KCK tutuklularının tahliyesini sağlayacak düzenlemeler ile insan hakları ve ifade özgürlüğü bağlamında güncelliğini yitirmiş yasaların reformuna ilişkin beklentileri karşılamadığı tartışılmıştı.
Af Örgütü'nün Türkiye Araştırmacısı Gardner “Bu mahkûmiyet kararı, sadece fikirlerini ifade ettikleri için -hapis cezası dâhil- bir dizi hak ihlaline karşı bireyleri savunmasız bırakan, adil olmayan yasaları gözler önüne sermektedir” dedi.
‘Sıradaki siz olabilirsiniz’
Uluslararası Af Örgütü’nün Fazıl Say’ın Twitter üzerinden paylaştığı görüşleri nedeniyle mahkum edilmesinin sosyal medya kullanıcılarına da ifade özgürlüğü açısından göz dağı niteliğinde olduğuna da işaret edildi.
Andrew Gardner “Bu vaka Türkiye’de Twitter’ı ya da diğer sosyal medya araçlarını kullanan herkese cesaret kırıcı bir mesaj veriyor. Şöyle ki, yetkililerin hoşuna gitmeyen bir görüşünüzü dile getirirseniz sıradaki siz olabilirsiniz” yorumunda bulundu.
Gardner’a göre Fazıl Say’ın mahkûm edilmesi kendisinin ifade özgürlüğünün açıkça ihlal edilmesi anlamına geliyor ve mahkûmiyet kararına da Türkiye’nin sert yasaları zemin sağlıyor.
Fazıl Say da karar sonrası yaptığı açıklamada, "Mahkeme sonucu çıkan karar için yurdum adına çok üzgünüm. İfade özgürlüğü açısından hayal kırıklığına uğradım. Hiçbir suçum olmamasına rağmen ceza almış bulunmam şahsımdan çok, Türkiye'deki ifade ve inanç özgürlüğü adına kaygı vericidir" şeklinde konuşmuştu.
Say, dava açılmasına neden olan rubai türündeki şiirin 11 ve 12. yüzyıllarda yaşayan İranlı bilimci ve şair Ömer Hayyam'dan alıntı olduğunu söylüyor.
Şikâyetçi taraf duruşma salonunda tekrarladığı, Say'ın twitter hesabında yer alan ''Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun, cennet-i ala meyhane midir / Her mümine 2 huri vereceğim diyorsun cennet-i ala kerhane midir - Bilmem fark ettiniz mi nerede yavşak, adi, magazinci, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı" mesajlarıyla dini değerleri aşağıladığını öne sürüyor.