Fatih Terim'in egosu ve insanlık!
Gezi olayları patlak verip de futbol taraftarları sokaklara indiğinde bir karar almış, "Bir daha ne takım tutarım, ne de futbol yazarım" demiştim.
70 yaşında engelli bir hasta düşünün. Kapısı açık odada oturup
beklediği doktor tarafından dakikalarca azarlanıyor.
Sadece azarlanmıyor.
Hor görülüyor, aşağılanıyor ve hakaretlere uğruyor.
Kadın doktor önce, "Sen benim odama nasıl izinsiz girersin"
diye gürlüyor. Ardından, "Bir şeyim kaybolursa seni şikayet
edeceğim” diyerek hırsız muamelesi yapıyor..
Yaşlı adamın, “Ara, her şeyini kontrol et, ondan sonra şikayet
edersin” sözleri üzerine daha da sinirlenen doktor
“Saygısız, sizden mi öğreneceğiz insanlığı biz? İnsan bir kusura
bakma der, mahçup olur. Bütün cüzdanımı boşaltmışsındır belki, ne
bileyim içeri girip oturacağını ben” diyerek adeta çığlık
atıyor..
Yaşlı hastanın, cüzdanını kontrol etmesini söylemesi üzerine ise
doktor “Bir şeyim eksik olsun göreceğim, seni bulacağım ben, hiç
merak etme…” diyerek hakaret ve aşağılamalarına devam
ediyor.
Son olarak hıncını alamayıp hastayı odasından kovuyor!
Tüm bu kepazelik İzmir'in Kemalpaşa İlçesi'nde hizmet veren
Bağyurdu Sağlık ocağında yaşanıyor.
İyi ki hayatımızda kameralı cep telefonları var. Sağlık ocağında
bulunan bir vatandaş olanı biteni baştan sona görüntülüyor ve
sosyal medyaya atıyor da haberimiz oluyor bu rezillikten...
Görüntüleri izlerken utandım.
Hasta adına değil, yaslandığı bastonuna rağmen titreyen ama
edebinden ve saygısından zerre ödün vermeyen yaşlı adama bağıran
doktor adına utandım.
Beni takip eden kardeşlerim doktorları nasıl savunduğumu ve onlara
nasıl saygı duyduğuma şahittir. Sağlık çalışanlarını aylarca süren
yazı dizileriyle savunduğum oldu bu köşede..
Vicdanı kurumuş böyle tuhaf bir tip üzerinden diğer
doktorları kötüleyecek değilim.
Çok şükür ki bunlar azınlıkta kalıyor.
Ancak azınlıkta kalsalar da yaptıkları bu can yakıcı
davranışlar kimi zaman bütün sağlık çalışanlarına fatura
ediliyor.
Doktor olmak için çabalarken içindeki insani tüm değerleri kaybeden
bu kadına söylenecek tek şey var.
Hanımefendi...
Çok iyi bir doktor olsanız dahi yaptığınız iş için yeterli
değilsiniz. Doktorluk gibi mukaddes bir mesleği yapabilmeniz için
vicdanlı, insanlara saygılı ve edepli olmalısınız.
Maalesef gösterdiğiniz yüzünüzle bu vasıflara sahip olmadığınızı
belgelemiş oldunuz.
Bence üzerinizde taşıdığınız ve değersizleştirdiğiniz o önlüğü bir
an önce çıkarın.
Gösterdiğiniz tavırlara bakılırsa siz doktor değil, hastasınız ve
bir an önce tedavi olmanız gerekiyor.
Zira sizin gibi hasta ruhlu birine hasta teslim etmek
doktorlara hakaret olur.
FATİH TERİM'İN EGOSU
Gezi olayları patlak verip de futbol taraftarları sokaklara
indiğinde bir karar almış, "Bir daha ne takım tutarım, ne de
futbol yazarım" demiştim.
O günden beri ne bir maç izledim, ne de yazı yazdım.
Mesele Milli Takım olunca, Euro 2016'yı takip ettim ama yorum yapma
gereği duymadım.
Dün gece Çek Cumhuriyeti'ni 2-0'la geçen Milli Takım'ın hocası
Fatih Terim'i ekranda izleyince bir iki satır karalama gereği
hissettim.
Önce şunu söyleyeyim.
Hırvatistan ve İspanya maçlarından sonra Fatih Terim ile
futbolcular hakkında yazılanları utanç içinde takip ettim.
Terim'in kızına yazılan namussuzca satırları ve futbolculara
yapılan hakaretleri okurken kanımın çekildiğini hissettim. Bu
adiliği hakkıyla eleştirecek cümle kurabileceği sanmıyorum.
Gerek Terim'in, gerekse futbolcuların bu yapılanlara tepki
göstermesi haktır.
Ancak bu pisliğin cezasını bütün Türkiye'ye kesmek Terim'e
yakışmadı.
Hele hele "Ben TRT'ye demeç vermiyorum ve bu kararımın
değişeceğini de sanmıyorum" cümlesi Terim'e hiç mi hiç
yakışmadı.
Gerekçesi, TRT'de bir tarihçinin kendisini ve milli takımı
eleştirmesi..
Tüm Türkiye milli maçları ve maç sonundaki yorumları TRT'den takip
ediyor. Böyle bir durumda "Ben TRT'ye demeç vermiyorum"
demek kuruma değil, milletin bizzat kendisine saygısızlıktır.
Terim'in bilmesi gereken bir şey var.
Tüm ülkeyi ilgilendiren ve tüm ülkenin eleştirme hakkı olan bir
görev yapıyorsunuz. Üstelik bu millet o görevi yapabilmeniz için
size hayalini dahi kuramayacağı ölçüde paralar ödüyor.
"Bir galibiyet alın, size trilyonlar feda olsun" diyor o
millet...
Onlara tavır koyamaz, atarlanamaz, ergen tripleri atamazsınız!
"Ben bunları yaparım" diye diretecekseniz o koltukta
oturmayacaksınız.
Net!
Elde edilen sadece bir galibiyet var ve henüz gruptan çıkıp
çıkmayacağımız bile belli değil. Hatırlatayım ki en iyi
üçüncüler arasında olup olmayacağımız başka takımların alacağı
sonuçlara bağlı.
Hal böyleyken ekran karşısına geçip milletin kanalında millete ayar
vererek haddinizi, hududunuzu aşıyorsunuz.
Bu millet en iyi üçüncüler arasına girme ihtimaline seviniyor.
Umarım bunun farkındasınızdır.
Lütfen bunu bize lütuf gibi sunmayın ve o havalardaki egonuzdan
vazgeçin olur mu?