BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  SPOR  /  GALATASARAY

Fatih Terim'den Ali Koç'a 'kabadayı' yanıtı!

Schalke 04 maçının ardından konuşan Fatih Terim, derbide yaşanan olaylarla ilgili ''Bugün zamanlaması manidar olan sevk... Sevk etme mi desem, zevk etme mi desem, kararsızım. Üste çıkmak için, had aşmak ve sokak kabadayısı gibi ifadeler kullanmak, bizim sandığımız Ali Koç vizyonuna yakışmıyor.'' dedi.

Abone ol

Galatasaray deplasmanda Schalke 04 mağlup olurken teknik direktör Fatih Terim maç sonu açıklamalarda bulundu. Karşılaşmanın ardından konuşan Fatih Terim, yenen gollere değindi. Terim, ayrıca derbide yaşanan olaylarla ilgili konuşurken ''Bugün zamanlaması manidar olan sevk... Sevk etme mi desem, zevk etme mi desem, kararsızım. Kararları Perşembe günü göreceğiz. Üste çıkmak için, had aşmak ve sokak kabadayısı gibi ifadeler kullanmak, bizim sandığımız Ali Koç vizyonuna yakışmıyor. Umarım yanılmıyorumdur. Hasan, kimsenin cezalandırmasını beklemeden, kendisini cezalandırır. Yaptığının yakışmadığını ve zarar verdiğini de biliyor.'' dedi.

İlk olarak Schalke 04 maçı ile ilgili düşüncelerini aktaran Terim, "Oyuna böyle bir golle başlamak büyük talihsizlik. 1-0 mağlup başladık. Alakası yokken bir gol yedik. Birkaç dakika bunun şokundan sonra oyunda dengeyi sağladık. Açıkçası ilk yarıda 5-6 tane gol girişimimiz var, bunlardan bir iki tanesi de pozisyon. Beraberliği yakalayamadık. Ama gerek topun bizde kalması, istek, arzu, zaman zaman ileride baskı, bunların hepsini yaptık. Ama maalesef skoru değiştiremedik. Yakaladığımız basit pozisyonları gole çeviremiyoruz, ama kolay yiyoruz. Porto'da buradan daha kolay pozisyonlara girdik ama onu da atamadık. Böyle bir problemimiz var. İkinci yarı için söylenenecek şey, gole kadar oynanan bölüm. Golden sonra Schalke oyunun hakimi oldu, biz de oyunu bıraktık. Schalke'yi tebrik ediyorum, bizden daha iyi oynadılar ve kazandılar" dedi.


Derbi maçta yaşanan olaylar ve PFDK'ya sevk edilen isimlerin belli olması üzerine konuşan deneyimli teknik adam, şu ifadeleri kullandı: "Derbi sonrası olayları değerlendirdiğimizde belki sportif olarak birçok şeyle boğuşuyoruz, çözüm bulmaya çalışıyoruz. Ancak derbiden sonra iğneyi kendimize batırırken, bir de dış meseleler var. Cuma günü derbide tek bir pozisyon veya kişi üzerinden sorun çıkarmaya çalışmak çok doğru bir şey değil. İkinci yarı 2-0 önde devam ederken, bir takımın temposunu düşüren, aldığı veya almadığı veya yanlış aldığı kararlarla önce oyunu sabote edip, sonra tribünleri ve bizleri çileden çıkaran bir saha yönetimi vardı. Yetmedi, maçın başından beri, susmayan ve durmayan rakip takım yedek kulübesi de var. Bazen tribünden seyretmekle, televizyon başından seyretmek insanları yanıltabilir. Çok büyük farklılıklar olduğunu görebilirsiniz. Ben o akşam maç bitiminde takip eden olayların hiçbirini tasvip etmiyorum. Ancak olayların o boyuta gelmesine sebep olanların da değerlendirme sürecine tabii olması gerektiğini düşünüyorum. Elinizi vicdanınıza koyun. Bu olaylar kimin işine yaradı, bir bakın isterseniz. Kimin gündemini değiştirdi? Bugün mesele Fatih Terim, takım veya kişiler değil. Meseleye Galatasaray'a sahip çıkmak olarak bakılmalı. Görüş ayrılıklarını bırakmalı, birlikte hareket etmeli Galatasaray. Galatasaray ile Fatih Terim'in yan yana olmasından rahatsız olanlar var. Büyük resme baktığımızda, kenetlendikçe, emeğini, haklılığını aramaktan çekinmeyen bir kitle ortaya çıkıyor. Dünya üzerinde çok az böyle oluşum vardır."

"MELO'YA KÜFREDEN DE BU HAKEM DEĞİL Mİ?"
Bugün sevk kararlarının açıklanmasının çok manidar olduğunu belirten Terim, "Bugün zamanlaması çok manidar olan sevk... Sevk etme mi desem, zevk etme mi desem... Kararları perşembe günü göreceğiz. Fakat sevklerden anladığım bir şey var, biz galiba kendi kendimize olay çıkarmışız maç sonu. Sevklerden anladığım bu. Şimdi bir kayrılma meselesi var. Deklerasyonda bir kayrılma meselesi var. Ben hiçbir zaman kayrılmadım. Ben hayatım boyunca çalıştım, didindim, uğraştım. Hata yapmadım mı, yaptım. Ama hiç o tabakadan olmadım. Son yıllara bakarsak, kimlerin kayrıldığını da daha net görürüz. Bu arada da Türk spor tarihinin en büyük cezasını almış biri olarak konuşuyorum. Bana verdiler en büyük cezayı. Ben adil olunmasını istiyorum. Ben tahrik unsurları ile niyetin doğru okunmasını istiyorum. Maçtan sonra konuştum. Ben TFF'yi, başkanı ve yönetim kurulundakileri, hakem kurulunu, bu organizasyonun içindeki aktörleri, pek çok kişiden daha iyi tanırım ve bilirim. Skor istediği gibi olmadığında veya işler iyi gitmediğinde, hedef göstererek işin içinden sıyrılacak biri olmadığımı da herkesin bildiğini düşünüyorum. Çok önemli bir şey söyleyeceğim. Aralık ayında geldiğim günden itibaren, son derbiye kadar, herkes hakemlere ateş püskürürken, ben hakemlerle ilgili tek söz söylemedim. Sivas'ta yine aynı hakem, Fırat Aydınus, topu dışarıdan alıp penaltı noktasına koyduğunda bizim hakemle işimiz yok dedim. Trabzon'da Belhanda'yı atan hakem, Rodallega'ya daha ağır pozisyonda sarı kart bile vermeyen hakem, ben hakem konuşmaya gerek yok dedim. Şu işlere de bir bakalım. Bu kadar eksiğe rağmen, rakiplerimizin önündeyiz. Şampiyonlar Ligi'ndeyiz, olmazsa UEFA'dayız. İyi gitmeyen şeye de bir bakalım. Hedef saptırma gibi bir niyetim hiçbir zaman olmadı. Melo'ya küfreden bu hakem değil mi? Böyle düşününlerin lütfen niyetini sorgulayan, amacını sorgulayın, beni değil. Ayıptır ya. Bu maçın bu hale gelmesinde sen sebepsin. Olayı çok yadırgadım. Hoca gibi birine yakışmadı diyorlar. Vah Türk futbolu. Alınan kararlara bir bakın bakalım. Alper'in Martin'e yaptığına bir bakın bakalım. Onları sorgulayın. Benim geldiğim günden bu yana onlar için söylediğim takdir sözlerinden utanın bari. O kadar Fırat Aydınus kendinde değil ki arkadaşlar. Çağırırsın, verdiği kararlardan güvenliysen, kendisinin doğru maç yönettiğine inansa, çağırır iki oyuncuyu sarı kartı gösterir, ondan sonra maçı bitirir. Ayrıca ben hiç kimseyi tehdit etmedim, provoke ettin dedim. Ben saklamıyorum. Oradan sonra Fenerbahçeli oyuncuları ve yöneticileri biz götürmedik mi soyunma odasına. Yine söylüyorum, galiba kararlara baktığımızda, biz biraz kendi kendimize bir şeyler yapmış gibi görünüyoruz" ifadelerini kullandı.

"HASAN ŞAŞ'IN GALATASARAY'A VERDİĞİ YARAR, ZARARDAN DAHA FAZLADIR"
Hasan Şaş ile ilgili konuşan Fatih Terim, "Hasan Şaş'ın konusuna gelelim, davranışını onaylamayalım. Ancak Hasan, kimsenin cezalandırmasını beklemeden, kendisini cezalandırır. Yaptığının yakışmadığını ve zarar verdiğini de biliyor. Ancak bana göre Galatasaray'a verdiği yarar, zarardan daha fazladır. Eğer onunla ilgili bir konu varsa, ona da biz karar veririz. Tükürme falan diyorlar, ben kimseye tükürmedim. İnsan beddua ederken ne yaparsa onu yaptım. Şimdi gelelim esas konuya. Ceza ne olur ne olmaz hiç bilmiyoruz. Ancak sahaya 15 kişi çıkacağız. Sadece bu sefer işlerini yapmak için çıkmayacak o 11. Ceza alan herkes için oynaması gerekiyor" dedi.

"YAYINCI KURULUŞ RÖPORTAJINDAN SONRA ÖĞRENDİM, SONRA DA GEREKENİ SÖYLEDİM"
Galatasaray - Fenerbahçe derbisi öncesinde vefat eden Koray Şener'in vefat haberini yayıncı kuruluş röportajı sonrasında öğrendiğini belirten Fatih Terim, "Maç sonunda olanlar bana aktarıldı. Ben flaşa çıktığımda haberim yoktu. Orada söylediler, basın toplantısında da ilk sözüm ona yönelik oldu. Ancak ben bu konudan malzeme çıkarıp, kin ve nefretle bana veya taraftarlarımıza kelam edilmesine, bunu ve Fırat'ı gündem değiştirmeye yönelik kullananları kınıyorum. Bir gecede play-off çıktı ortaya. Çok uzak değil, hatırlarsınız. Son maçta iki tane Galatasaraylı öldü. Play-off olmasaydı, ölmeyecekti. Kimseyi suçladık mı biz ya? Bu ülkede daha 1990'lı yıllarda, hiçbir canın yerini, hiçbir zafer tutamaz diyen insanlardan biriyim ben. Olur mu öyle şey? Ben yayıncı kuruluş röportajından sonra öğrendim, sonra da gerekeni söyledim" diye konuştu.

"BU CAMİANIN HAKKININ YENMEMESİ İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPIYORUM"
Camianın hakkının yenmemesi için çabaladığını belirten Fatih Terim, "Taraftarlarımız bana ne zaman bir koreografi yapsa veya ben ne zaman Galatasaray için sesimi yükseltsem, bu ve benzeri şeyler söyleniyor maalesef bana. 'Bugünkü tweet, başkanlığı da Fatih Terim yapıyor.' Makamın, mevkinin benim için çok fazla önemi yok bu saatten sonra. Önemli olan maç sonunda söylediğim gibi, bu camianın hakkının yenmemesi için elimden geleni yapıyorum" ifadelerini kullandı.

"ÜSTE ÇIKMAK İÇİN, HAD AŞMAK VE SOKAK KABADAYISI GİBİ İFADELER KULLANMAK, BİZİM SANDIĞIMIZ ALİ KOÇ VİZYONUNA YAKIŞMIYOR"
Fenerbahçe cephesinin yaptığı açıklama hakkında yorum yapan tecrübeli teknik adam, şöyle konuştu: "Kayrılmaktan gayrı, bir de sokak kabadayısı lafı var. Hani yeniden centilmenlikten bahsediyordu suyun öte yanı? Üste çıkmak için, had aşmak ve sokak kabadayısı gibi ifadeler kullanmak, bizim sandığımız Ali Koç vizyonuna yakışmıyor. Umarım yanılmıyorumdur. Galatasaray taraftarına şunu söyleyeceğim. Bu sonuçlar alınacak. Ama hiç kimsenin bizden ümidini kesmemesi lazım. Yeniden bir şeylerin tehsir edilmesi lazım. Ben bunu lider olduğumuz zamanlarda da söylüyorum. Artık anadolu takımlarının da bir başkaldırı içerisinde, bir plan içerisinde ilerlediğini görüyoruz. Rekabet sadece büyüklük ve şehirle ilgili değildir, ruhladır, azimledir, istekledir. Ve en önemlisi de doğru performansla sağlayabilirsiniz. Kısaca biz bir sistem kurup, yapıyı organize ederken, bir yandan da yarışıyoruz. Biraz zaman ihtiyacımız var. Bu zaman içerisinde görecekler ki Galatasaray Futbol Takımı, değişime uğrayacak. Oynadığımız takımın 300 milyona yakın bir bütçesi var. Geçen sene şampiyonluğa olan açlık, bu yıl kendisini bireysel konulara bıraktı. Bazen fizik, bazen mental yorgunluklar, lig sıralamasında daha iyi olabilirdik ama şu anda kötü durumda olduğumuzu düşünmüyorum. Daha söyleyeceğim çok şey var, onu da Florya'da bir antrenman açar, o zaman söyleriz."