Yıldız futbolcu Fatih Tekke'nin transferinde yaşanan fırtına öncesi sessizliğin nedeni anlaşıldı.
Abone olBu köşeyi takip edenler bilir...
Dünya Kupası başlamadan evvel 8 Haziran tarihli yazımda finalin Arjantin’le Almanya arasında oynanacağı tahmininde bulunmuştum. Almanya’nın Ekvator karşısındaki galibiyetiyle grup birinciliğini almasıyla bu olasılık maalesef oldukça zayıfladı. Zira gruplarda oluşan bu tablo, final için belirlediğim bu iki takımı çeyrek finalde buluşturuyor. Yani hem Almanya hem de Arjantin, ikinci turu da kayıpsız geçerlerse çeyrek finalde karşılaşacaklar. Ve kanımca bu erken finalin galibi, kupayı da kaldıracaktır.
Panzerlerin , sahaya 5 eksikle çıkan Ekvator karşısında galip gelmelerine çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Hadi bir itiraf daha, Ekvator’un galibiyeti veya beraberliği üzerine sanal bahis bile oynamıştım. Zira Almanya’nın galibiyeti grup birinciliği demekti ve bunun anlamı da çeyrek finalde Arjantin’in karşısına çıkmaktı. Çok akıllıca olduğunu söylemem zor, kimbilir belki de Almanlar, Hollanda’nın Arjantin’i mağlup edebileceğini düşünerek hesap yapmışlardır. Ama şahsen ben, Ekvator’un neden sahaya 5 yedek oyuncuyla çıktığını az çok kestirebilitorum, eminim siz de..
Arjantin – Hollanda mücadelesi beklendiği gibi berabere bitti. Gruptan çıkmayı garantilemiş iki takımın rölanti bir maç çıkaracağı zaten beklene bir şeydi. İlk iki maçtan sarı kartlı üç as oyuncusunu oynatmayan Arjantin gibi, portakallar da Roben’i riske etmeden oynadılar. Golsüz biten maçın Almanlar açısından anlamı açıktı. Almanya İsveç’i geçerse kendi evinde Arjantin’e karşı turnuvanın kapanış maçına çıkabilir.
Almanya – Arjantin final beklentim bu eşleşmelerle sıfırlanırken, alternatif finalim üzerine kafa yormaya başladım.
“Tanrının” eli”yle İngiltere’den Falkland’ın rövanşını alan Arjantin’le, olası bir Brezilya engelini aşması halinde İngiltere’nin final oynaması, sanırım bir çoklarını mutlu edecektir.
Sizce de güzel olmaz mı? Bir yanda futbolun anavatanı; İngiltere, diğer yanda futbolun güzelliklerinin son dönemdeki en başarılı temsilcisi; Arjantin. Biliyorum, artık pek çokları için finalin adı Arjantin – Brezilya olarak şekillenmeye başlamıştır bile. Ama bu oyunun adı futbol ve sürprizlere açık olduğundandır bunca sevilmesi. Her zaman bir açık kapı bırakmalı, sonunda mahcup eder adamı
FATİH TEKKE BİLMECESİ VE TRABZON YÖNETİMİ
Tekke konusunun baydığının ben de farkındayım. Ama hem Trabzonsporlular hem Fenerbahçeliler hem de ülke kamuoyu açısından asıl bıkkınlık verici olan, tarafların hiçbirinden “doyurucu” bir açıklamanın yapılmamış olmasıydı.
Fatih Tekke açısından bakıldığında, yaşadığı akla ziyan onca olaydan sonra bu suskunluğa bir anlam verilebilir. Hatta Fenerbahçe cephesinden bakıldığında da, ikinci başkan Nihat Özdemir’in “ Biz Fatih’i istedik, ama adam malını satmıyor, beklemedeyiz” mealindeki açıklama da bir yere kadar bir anlam taşıyabilir.
Anlaşılmaz olan ve özellikle Trabzonspor taraftarını çileden çıkaran; Trabzonspor Yönetim Kurulu’nun ve başkanı sayın Nuri Albayrak’ın, ne dediği bir türlü anlaşılamayan tavırları ve spor sayfalarına neredeyse mizah örneği olarak düşmeye aday açıklamalarıdır. Trabzon’da bir kişi yok ki, “Yönetim kararını vermiş arkadaş, Fatih’i satmıyorlar” ya da “Başkan Fatih’i Fener’ sattı, çok da iyi etti” diyebilsin. İnsanın aklına; ortada bir oyun var, bizler de bu oyunun insiyatifsiz parçaları mıyız sorusu geliyor. Oyun dediysem, siz siyaset diye okuyun!
Bu son yılların en kaotik transferle ilgili olarak, İstanbul'da transferin taraflarından çok önemli bir isimden aldığım bilgiyi sizlerle de paylaşmak istiyorum. Unutmadan, transfer hesaplarında akıl almaz ayak oyunlarının döndüğünü ve "ben söylemiştimci " gururlanmaların herkes gibi beni de yanıltabileceğini ekleyerek devam edelim.
Tarafların yönetim kurulları Fatih Tekke’ye seçim yapma hakkı vermeden bonservis konusunda anlaşmışlar. Yani Tekke’ye Fenerbahçe’ye gitmekten başka şans vermeyen Trabzon yönetimi, taraftar tepkisini en aza indirdiğine inandığı bir dönemde bu transferi kamuoyuna duyuracak.
Şahsen; Fenerbahçe’nin oyuncusuna talip olmasından “gurur duyan” bir Başkan’a sahip Yönetimin böyle bir tasarrufta bulunmasına ben şaşırmam.
Hem gelen parayla, seçim döneminde verilen “yıldız” futbolcu da alınır. Bir taşla üç kuş.
Birinci kuş, Trabzon’u kafaca bitirmiş olan Fatih’ten azami parayı kazanmak
İkinci Kuş; gelen parayla seçim öncesi verilen “cebimden yıldız” vakıasının atlatılması..
Üçüncü kuş;
Albayrak’ın vurduğu üçüncü kuşun adını da varın siz koyun!
Yazı: Sedat Tunalı
Kaynak: www.internetspor.com