Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan, Saadet Partisi hesaplarına ve Genel Başkan Temel Karamollaoğlu'nun aracına 'haciz' koydurdu. Fatih Altaylı'dan yeni parti kurmaya hazırlanan Fatih Erbakan'a çarpıcı bir soru geldi?
Abone olYeni bir parti kurmaya ve 2019'da Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazırlanan Fatih Erbakan ile eniştesi Mehmet Altınöz, Saadet Partisi'nin hesaplarına ve Genel Başkan Temel Karamollaoğlu'nun makam aracı dahil parti araçlarına haciz koydurdu.
Saadet Partisi'inde hem yeni parti haberleri hem de bu haciz nedeniyle büyük şok yaşanırken, Habertürk yazarı Fatih Altaylı'dan, oğul Erbakan'a sert bir eleştiri geldi.
BABAM HAYATTA OLSA NE DERDİ? 'AFERİN' Mİ YOKSA!..
Fatih Erbakan'a "Bak adaşım, babanın başlattığı bir hareketin devamına, kuruluşunda babanın imzası olan bir partiye, senin gibi pek çoğu baban tarafından yetiştirilmiş insanların yürüdüğü yola 'haciz' koymuşsun" diye seslenen Fatih Altaylı şöyle devam etti:
"Bir düşün, 'Acaba babam hayatta olsaydı bu yaptığıma ne derdi?' diye. 'Aferin oğlum Fatih, çok iyi yaptın' diyeceğine inanıyorsan devam et."
BABAMI MEZARINDA ZIPLATACAK ŞEYLER YAPMIŞIMDIR!
Eleştirisini daha da sertleştiren Fatih Altaylı yazısını şöyle bitirdi: "Ben de mutlaka babamı mezarında zıplatacak hatalar yapmışımdır. Ama en azından o hatalardan hızla dönmeyi de bilmişimdir farkına vardığım zaman. Yine de sen bilirsin!"
Baban ne derdi Fatih?
Babamı kaybedeli hemen hemen 7 yıl oldu. Öldüğü gün farkına vardım ki, hayatımda yaptığım pek çok şeyi aslında kendimi ona beğendirmek için yapmışım.
Bunu bazen becermişim, bazen becerememişim. Bilmiyorum.
Ama namuslu ve onurlu bir adamın oğlu olmak şerefini bana yaşattığı için ona minnettar oldum hep.
Ölümünden sonra tanımadığım, adını bile duymadığım insanlardan gelen onunla ilgili mektuplar, ömrümün sonuna kadar saklayacağım, aile yadigârı onur madalyaları gibi duruyor kasamda.
Bugün hâlâ sanki beni görüyormuş ve izliyormuş gibi yaptığım her şeyi “Babam hayatta olsaydı” süzgecinden geçirmeye çalışıyorum, “Babam olsaydı ne derdi?” diye düşünüyorum. Diyeceksiniz ki, “Bize ne senin babandan?”.
Zaten derdim babamı anlatmak değil.