BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  MEDYA

Fatih Altaylı fena patladı : 'A be dangalak!'

Habertürk yazarı Fatih Altaylı bugünkü yazısıyla medya dünyasında günün konusu oldu. 'A be utanmaz' diyerek bir gazeteciye saydırdı. O gazeteci de bakın nerede çıktı?

Abone ol

İNTERNET HABER -  FREEDOM House'un "Türkiye'de medya özgür değil" raporu için bir gazeteci 'baskı yok' diye yazınca Fatih Altaylı'nın tepesinin tası attı.

"A be utanmaz!" diyerek ağır bir yazı kaleme alan Habertürk si yazarı isim vermeden zehir zemberek bir dille saydırdı.

A BE DANGALAK!

Altaylı, "A be dangalak, iktidarın yaptığı her şeyi översen, Suriye politikasını bile doğru göstermek için çırpınırsan, iktidar sözcülerinin bile savunmakta zorlandığı hataları canla başla savunursan, ileride Başbakan'a "başdanışman" olacak kadar cansiperane bir tavır takınırsan sana tabii ki baskı yok. Sen baskıcıdan yana olursan, kim senin neyine baskı yapsın?" diye yazdı.

DANGALAK DEDİĞİ BAKIN KİM ÇIKTI?

Altaylı'nın fırçaladığı köşe yazarını herkes muhafazakar medyada aramaya başladı. Ancak bu kişi de bir Habertürk yazarı çıktı. Fatih Altaylı'nın 'dangalak' diye hitap ettiği o gazeteci Özcan Tikit'ten başkası değil.

İlginç bir not daha... Tikit, Habertürk'te yazmaya Fatih Altaylı'nın Genel Yayın Yönetmenliği döneminde başlamış.

İşte Altaylı'nın yazısından çarpıcı bölümler;

"İktidar, "Baskı yok" diyor, gazeteciler ise "Baskı altındayız" diyor.
Emin olun iktidarı anlıyorum.
"Baskı yapıyoruz" diyecek halleri yok.
Ama "Baskı yok" diyen gazetecileri gerçekten anlamıyorum.
Dün gazeteci demeye dilimin varmayacağı birisi, "Baskı falan yok. Ne baskısı?" demiş.

A be dangalak, iktidarın yaptığı her şeyi översen, Suriye politikasını bile doğru göstermek için çırpınırsan, iktidar sözcülerinin bile savunmakta zorlandığı hataları canla başla savunursan, ileride Başbakan'a "başdanışman" olacak kadar cansiperane bir tavır takınırsan sana tabii ki baskı yok.
Sen baskıcıdan yana olursan, kim senin neyine baskı yapsın?

ALTAYLI'DAN ZOR SORULAR

O zaman sorayım bu "başdanışman" adayına veya adaylarına:

- Çok değil 5 sene önce çuval dolusu parayla transfer edilebilecek gazetecilerin büyük bölümü, normalde alacaklan maaşın dörtte birine niye tek bir gazetenin çatısı altına sığınmak zorunda kaldılar?

- Fazla okunmasa bile varlığıyla bulunduğu gazeteye prestij kazandıran Hasan Cemal veya benzeri yazarlar niye bilabedel internet sitelerinde yazmak zorunda kaldılar?

- Yüz binlerce dolara bir kanaldan diğerine geçen televizyonların çok önemli isimleri, niye maaş bile ödeyemeyen televizyonlarda program yapıyorlar?

- Niye "Alo'Lar var?
- Niye uçaklarda, otobüslerde, iç ve dış gezilerde akreditasyonlar var?
- Niye kürsülerde medyaya ağır hakaretler ediliyor?

VARLIĞIN BİLE BASKININ EMARESİ

Bu yazdıklarıma yanıt vermek için "Ama bak, her şeyi yazanlar var" diyecektir başdanışman adayları
Yazılıyor da ne pahasına yazılıyor biliyor musun? Hadi bunların hiçbirinin farkında değilsin, çevrende, etrafında olan biteni de görmüyorsun diyelim.
Yahu senin varlığın bile başlı başına baskının emaresi.
O baskı olmasa, sana değil bir gazetede, el ilanında köşe yazdırırlar mı, aynaya bakmıyor musun!

İŞTE ALTAYLI'YI KIZDIRAN ÖZCAN TİKİT YAZISI

screen-shot-2014-05-06-at-11.03.46-am.png