Galatasaray'ın efsane başkanlarından Faruk Süren, kulüpte yaşanan bir çok gerçeği ilk kez açıkladı!..
Abone olGalatasaray'ın efsane başkanı Faruk Süren, takımın son günlerdeki durumu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Lig TV’nin 2’ye 1 programına konuk olan efsane başkan şunları söyledi.
“ARDA’NIN FENERBAHÇE’YE GİTMESİNE ÇOK ÜZÜLÜRÜM”
Arda, Fenerbahçe’ye transfer olursa çok üzülürüm. Üzgün bir şekilde Fenerbahçe’ye gitmesine çok üzülürüm tabi ki. Mutsuzluk var işte. Takım değiller. Saha içindeki futbolcular mutsuz. Bunu incelemek lazım. Arda’nın kaptanlığının da payı var bunda işte. Yanlış karar alındı. İnsanları onurlandırmak tabi ki güzel bir şey ama o görevi verdiğiniz zaman yaratacağınız baskıyı da, kıskançlıkları da, dengeyi de hesap etmek lazım. Arda kaptanlığı taşıyamıyor değil. Güzel de taşıyor. Farkında mısınız, Arda oyundan çıkarken Ayhan oyundaysa bile bandı Sabri’ye veriyor. Böyle şeyler oluyor işte.
“GALATASARAY’DA MUTSUZLUK VAR”
Genelde bir mutsuz kesim var Galatasaray’da. Bir gayret var muhakkak. Mevcut başkanımız gayret gösteriyor ama istenen neticeler alınamıyor. Hem sportif hem idari hem de mali açıdan memnun olunmayan bir durum var. Bu sezon Ali Sami Yen’de oynadığımız Trabzonspor kupa maçı ve Kasımpaşa maçı hariç Galatasaray kendisi gibi oynamadı bu sene. Sivasspor maçı bir futbol maçından ziyade bir kör dövüşü gibiydi. Bence takım kurgusu yapılırken takımın ihtiyacına göre transfer politikası güdülmedi. Medyatik bir politika güdüldü. Alınan sporcular mutlaka yetenekli oyuncular ama takıma uyum sağlar mı, takımın onlara ihtiyacı var mı? Bu sorular tartışılmadı. Kağıt üzerinde bakınca süper bir takım var ama bugün averajla 3. sırada. Rakiplerine 7-8 puan fark atmış durumda birinci olması lazımdı şu sırada.
“FENERBAHÇE’YE 6 PUAN VERMİŞSİN, BİTTİ!”
Fenerbahçe’ye 6 puan vermiş bir kere Galatasaray bu sene. Bitti! Bursaspor’dan da geride Galatasaray. Takım olma oluşumu yapılmalı. Rijkaard iyi hoca ama ona iyi servis yapılamadı. Bence ara transferde yapılan en isabetli transfer Neill. Kaleci yanlış transfer. De Sanctis gönderilip, o’nun alınması yanlış. Leo Franco kötü kaleci mi? Değil. Ancak bir oyuncu gidiyorsa daha kalitelisinin gelmesi lazım. Ben bu transfer yanlışlarından dolayı ‘yönetim gitmeli’ falan demiyorum, katiyen. İnsan yapmış olduğu hatalardan ders almalı. İleriye dönük adımlarını da buna göre atmalı.
“EN İYİSİNİ BEN BİLİRİM MANTIĞI YANLIŞ”
Benim endişem, sportif açıdan başarısı durumun kabahatini dış etkenlerde aranması. Öncelikle kabahati kendinizde aramanız lazım. ‘Biz nerede hata yaptık?’ demek lazım. Galatasaray’ı bu pozisyona getirmemek lazım. Şu an da bizler-sizler diye ayrım var kulüpte. Tenkit edenlerde diyalog kurulmuyor. Bir icraatın başında olduğunuz zaman muhakkak eleştirileceksiniz. Yüzde 100 verim hiçbir yerde olmaz. Böyle bir kulübü yönetirken mutlaka eleştirileceksiniz. E siz bu insanlarla diyalog kurmazsanız olmaz. ‘En iyisini ben biliyorum’ felsefesi yanlış.
“RIJKAARD BENCE MUTSUZ”
Bence Rijkaard iyi bir teknik adam. Ondan verim alınmalı. Bana göre Rijkaard mutsuz. Bir kere ailesi burada değil. Antrenmandan sonra evine gitmek, ailesiyle olmak ister insan. Aile yapısı çok önemli. Huzur bulabilmek çok önemli. Mutlu olmak için illa evli, çocuklu olması gerekmiyor. Bekarken de mutlu, huzurlu olabilirsiniz ama ben o’nun mutsuz olduğunu düşünüyorum. Kafasında neler var bilmiyorum ama performansından dolayı ağır tenkit ediliyor. Talipleri olduğuna göre iyi bir teknik direktör. Biz bu iyi teknik direktörden verim alamıyorsak yönetim sorunu vardır.
“TRİBÜNDE OLANLAR YÖNETİMDEN HABERSİZ OLAMAZ”
Ben yönetimde ‘futbolu herkesten iyi biliyorum’ havası seziyorum. Tribünlerle olan ilişki de yanlış. Ben bunları seziyorum. Tribündeki hadiselerin yönetimin bilgisi haricinde oluşmuş olacağına beni kimse ikna edemez. Ben bunu yutmam. Başkası olabilir ama ben bunu yutmam. Kamuoyu oluşturup futbolcudan kurtulmak için yapılır bu tip şeyler. Bir günah keçisi lazım. Arda’ya yapılan son derece yanlış. Genç yaşına rağmen son derece olgun bir reaksiyon gösterdi Arda. Alelacele kaptan yapılması da yanlıştı Arda’nın. Takımdaki ahengi bozar böyle şeyler. Ağabey faktörü vardı, o sistemi bozmamak lazımdı.
“TARAFTAR TARAFTARLIĞINI BİLECEK”
Kapalı tribünde ultraslanda forma üretme, basma ve satma yetkisi verilmiş duyduğum kadarıyla. Bu daha önceki yönetimlerden verilmiş. Taraftar taraftarlığını bilecek, yönetim yönetimliğini bilecek, futbolcu futbolculuğunu bilecek. Kimse bu işin siyasetini yapmaya çalışmayacak, yönetim taraftarı silah olarak kullanmayacak… Bunlar olmaması gereken şeyler. Arda sakat sakat oynayan, sağlığını tehlikeye atan bir oyuncu. Yapılan son derece yanlış. Suçlanacak birisi varsa Arda en son gelir herhalde. Kaldı ki futbolcular düşük performans gösterse de bunu kasten yapmazlar. Zannetmiyorum.
“DOS SANTOS’UN BONSERVİSİ ÇOK BÜYÜK PARA”
Futbol açısından, sportif açıdan çok iyi şeyler yaptığını söyleyemem Polat yönetiminin. Tabelaya bakmak lazım bu durumda çünkü. Böyle bitirirsek geçen seneden sonra 5. olmuşken 3. olmuş olacağız. Dos Santos’a 6 milyon Pound’a anlaşılmış bonservisi varmış. Çok büyük rakam. Takımın omurgasını oluşturmadan bu yapılan transferler doğru transferler olmuyor. Göz boyamak için yapılıyor bu tip transferler. O zaman Rijkaard’ı da göz boyamak için mi getirdik? Arda’nın kaptanlığı da böyle. Gündem değiştirmek için yapıldı. Ben olsam asla yapmazdım kaptan Arda’yı. Kaçıyor mu Arda? Çocuk zaten ‘Ben Galatasaraylıyım’ diyor.
“BEN FERRARİ TESLİM ETTİM”
Bu takım Ferrari’ydi ben teslim ederken. Bu takım Maserati şimdi. Benim bıraktığım Ferrari’ydi, o ayrı şey. Sadece yıldız toplamak değil mesele işte. Real Madrid, Ronaldo’ya neler verdi, e ne oldu? Performans alamıyorlar. Hem teknik direktörden hem de oyuncudan performans almak lazım. Oraya baskı yapılırsa, ‘şunu oynat-bunu oynat’ denirse, futbolu herkesten iyi biliyormuş gibi davranılırsa olmaz bu işler. Adnan Sezgin olsun başka isimler olsun bunu iddia ediyorlar. Gizli gizli ediyor tabi ki. Çünkü yüksek sesle söyleyince inanmıyor insanlar.
“BU SEVİYEDEKİ İNSANLARA BU OLAYLAR YAKIŞMIYOR”
mesaj olayı bu seviyedeki insanlara yakışmayacak bir olay. Yıldırım Demirören ve Mahmut Özgener arasındaki olaylar yanlış. Hakem hata yapmış olabilir, hakem görmemiş olabilir… Bu, o an içinde sinirle mesaj gönderilerek halledilecek bir problem değil. Bir sorun varsa, o zaman kulüp başkanı gider Federasyon başkanı ile konuşur. Bu sorunlar diyalogla çözülür. Böyle şeylerle çözülecek durumlar değil. Federasyon iyi şeyler yapmaya çalışıyor ama noksan tarafları var. Halemler mesela. Son derece formsuzlar hakemlerimiz. Voleybolu görmemek formsuzluktur. Kasten yapmıyorlar ama çok formsuzlar. Yeni hakemler yetiştirmek lazım.
“BARIŞ’IN KIRMIZI KARTINDA HAKEMİ TAKDİR ETTİM”
Barış’ın Sivasspor maçında kırmızı kart gördüğü pozisyonda hakemi takdir ettim mesela. Çünkü niyete gösterdi kırmızı kartı. İlla kırması gerekmiyor rakibinin ayağını. Ama o zaman ben sarı kartlara yanıyorum gösterilen. Bizde futbol çok yavaş. Sürekli kesiliyor, sürekli kesiliyor oyun. Bizde futbolcular faul yapmayı da bilmiyor. Kavga eder gibi gidiyorlar rakiplerine. Hakemlere uluslar arası maçları izleme mecburiyeti koymak lazım. Bunlar ancak izleyerek, görerek hallolur. Hakem tabi ki hata yapacak, neticede insan ama genele baktığımız zaman daha akıcı, daha futbola benzer maçlar oluyor dışarıda. Sürekli oyun kesilerek futbol oynanmaz. O zaman faul veriyorsan, sarı kartı da göstereceksin. Göstereceksin ki futbol oynamayı öğrensinler. Kötü niyet aramıyorum kesinlikle ama formsuzluk var.
“AZİZ YILDIRIM’I TEBRİK ETTİM”
Bence Mahmut Özgener, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi finaline gitmekle çok iyi etti. Ben olsam ben de giderdim. Ben kaybedilmesine rağmen tebrik ettim zaten Aziz Yıldırım’ı. Son derece başarılı bir tabloydu bence. Futbol Federasyonu başkanının da oraya gitmesi gocunulacak bir durum değil. İşte bunu diyorum. Başarısızlığı önce kendimizde arayalım, hakemlere, federasyona bakacağımıza… Biz kendimize düşenleri yapmış mıyız? Orta sahamız Avrupa şartlarında mı? Topu alıp ileri taşıyabilir mi yoksa aldı mı geriye mi döner? Bunlara bakmalıyız.
“HAK MAHRUMİYETİ CEZASI KOMİK”
Hak mahrumiyeti cezası eskiden kalma bir sistem. Hak mahrumiyeti verdiğiniz zaman o dönem içinde kulübü resmen temsil edemiyor yani imza atamıyor. Bir de şeref tribününe giremiyor. Şimdi zaten kulüplerin kendi işletmesi statlar. Eski bir sistem bu tabi ki. Kendi stadına girememesi de yanlış. Protokol tribününde takımını temsil ediyor sonuçta. Ama kendi stadına adamı sokmazsanız bu kanun olamaz, kanuna aykırı zaten. Yönetmelik olur anca. Ceza uygulayacaksanız para cezası vereceksiniz şahsa. Çok ağır bir hakaret varsa saha kapatacaksınız, seyircisiz oynatacaksınız. Başkan veya üst düzey bir yöneticinin söyledikleri kulübü bağlar çünkü. Bu sistemde cezayı alan da veren de gülüyor.
“… O ZAMAN HERKES KENDİ HAKEMİNİ YETİŞTİRSİN”
‘Biz bu hakemi istemiyoruz’ söylemi çok yanlış bir söylem bir kere. O zaman kimse hakem beğenmesin, herkes kendi hakemini yetiştirsin onunla oynasın. Hakemleri eğitim, fizik bakımından yükseltmek lazım ve maddi bakımdan da desteklemek lazım. Özel sektör olarak bakmak lazım artık bu işlere. Yüz milyonlarca lira ciro yapan bir sektörde 2 bin küsur lira komik bir rakam hakemler için. Onları da ben yapacak değilim tabi ki ama yaratıcı olmak ve fikir üretmek lazım.
“BEŞİKTAŞ BİZİM KARDEŞ TAKIMIMIZ”
Fatih Terim şimdi gelirse yönetimi kurtarmak için gelir. Geleceğini zannetmiyorum. Çok değişik şekillerde gelebilir belki. Bilemiyorum doğru mu yapar. Bir kere yaptı çünkü. Rahmetli Özhan Canaydın döneminde geldi, netice hüsran oldu. Şu anda kaotik bir durum olduğu için bilemiyorum. Hala şans var şampiyonluk için kağıt üzerinde. Biz zaten bütün maçlarımızı kazanmamız lazım. Beşiktaş bizim kardeş takım gibi şu anda. Onların alacağı neticeler çok etkiler Galatasaray’ı. Fatih Terim gelecekse yönetim anlamında gelmesi lazım bence. Bu profesyonel anlamda olur veya olmaz… Öyle bir geri dönüş bence daha iyi olur. Bu dönem içinde zaten mümkün değil çünkü seçim bitti artık.
“ADNAN ÖZTÜRK’ÜN ALDIĞI OY SAYISI ÇOK İLGİNÇ”
Adnan Öztürk’ün aldığı oy son derece ilginç. Öztürk’ün açılımını ve profesyonel yapılanmasını daha fazla benimsedim açıkçası. Adnan Polat’ın da bunu benimsemesini isterim açıkçası. Adnan Öztürk gibi spor camiasında çok tanınmayan bir insanın bu kadar oy alması son derece ilginç bir mesaj. Bence mesaj şu, ‘Tecrübeli bir aday çıksaydı seni seçmezdik’. Galatasaray’ın önünde önemli projeler var. Riva arazisi var, şirketlerin birleşmesi var, stat olayı var. Adnan Polat’a görev verildi ama ‘gözümüz üstünde’ mesajı verildi bence.
“UNUMU ELEDİM, ELEĞİMİ ASTIM”
Ben artık unumu eledim, eleğimi astım. Ben olmam artık. Benimle mutsuz oluyorlar. Galatasaray benimle mutsuz oluyor. Derin Galatasaraylılar benimle mutsuz oluyorlar. Öyle oldular zamanında. Çok derindeler. Etkin çevre mutsuz oluyor.
“DENİZLİ GOL YEMESİN DİYE 16 DAKİKA DUA ETTİK”
Ben derbiyi izleyeceğim. Futbol benim hoşuma gidiyor. Her hafta sonu da Premier Lig’i izliyorum. Bizim maçlarımızı da izliyorum tabi ki. Keyifli bir maç olsun istiyorum bir futbol adamı olarak. Ama işin matematiğine girdiğimiz zaman Beşiktaş’ın yenmesini isterim bir Galatasaraylı olarak. Benim gönlüm başkasının gayretiyle şampiyon olmaktan yana değil. Ben kendi gayretimle şampiyon olmalıyım. Benim Denizli’de Fenerbahçe berabere kaldıktan sonra aldığımız şampiyonluktan da mutlu olmadım. Mutlu oldum tabi ki ama mutlu olmadım. Çatır çatır alınan şampiyonluk ayrı. Denizli gol yemesin diye dua ettik 16 dakika. Şampiyon olduk da ne oldu Şampiyonlar Ligi’nde? Aut!
“ARDA ÇOK OLGUN DAVRANDI”
Arda, bütün bu nahoş olaylara rağmen son derece olgun davrandı. Öncelikle onu tebrik ederim. Sonra da bu tip şeylerden etkilenmemesini öneririm. Zor tabi ki ama etkilenmemesi lazım. Şahsi ilişkilere girdi olay, kız arkadaşına kadar… Bu rezalet artık! Böyle bir saygısızlık olabilir mi, buna tahammül edilebilir mi? Aklı başında bir taraftar böyle bir şey yapmaz. Takıma kızıyorlar, gidişattan memnun değiller, bunun reaksiyonunu ortaya koyuyorlar ama bir protestonun da derecesi olur. Bizim zaten problemimiz o. Biz ölçüyü bilmiyoruz. Yererken de, överken de bilmiyoruz. O insan aramızda olmadığı zaman da göklere çıkarıyoruz ama o adam duymuyor artık, bitmiş oluyor iş!
“MALİYETTE BU KADRO BAŞARIDA O ZAMANKİ KADRO ÖNDE”
Bizim dönemimizdeki kadroyla bu takım kıyaslanıyor. Burada bir sportif konuda kıyaslama yapacaksınız bir de maliyet kıyaslaması. Maliyet bakımından bugünkü takım açık ara önde gidiyor. Başarı olarak ise o zamanki kadro açık ara önde. O takım 4 sene üst üste şampiyon oldu, 5. şampiyonluk da elimizden alındı. O zaman değirmen taşlarının arasında beni de öğütüyorlardı. Bunu herkes biliyor artık. O takım UEFA Şampiyonu oldu. Bu takım ne yaptı? Geçen sene 5. bitirdi ligi, bu sene de şampiyon olacaksak başkasının sayesinde olacağız. Böyle bir durum var. Mukayese etmek bence yanlış. Bugün bu takımla daha başarılı olmak için önce şampiyon olmak lazım, UEFA Avrupa Ligi’ni almanız lazım, o takımı geçmek istiyorsanız da Şampiyonlar Ligi’ni almanız lazım. Final oynamak değil, kupayı almak lazım. Final oynamak hedef olursa eğer, finale çıktığınızda kazanma şansınız sıfırdır.
“TARAFTAR UMUTSUZ OLMASIN”
Galatasaray taraftarının umutsuz olmaması lazım. Geçmiş sezonlarda yapılan olumsuz işleri kulübümüz irdeleyip, ders alacaktır. Ekip yine zayıf tabi ki yönetim anlamında. Işın Çelebi şimdi biraz daha devreye giriyormuş, bu iyi bir şey. Futbol yönetimi bence yanlış ama sonuç olarak.