BIST 9.660
DOLAR 34,57
EURO 36,37
ALTIN 2.912,07
HABER /  SPOR

Fanatiklere ÇİN İŞKENCESİ

Taraftar taraftar olalı böyle çile çekmemiştir. Polisler böyle işkence yaptı.

Abone ol

Fortis Türkiye Kupası çeyrek final maçında geçen hafta karşı karşıya gelen Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde, taraftar taraftar olalı böyle çile çekmedi dedirten bir "polis işkencesi" yaşandığı ortaya çıktı.

Ancak işkenceye maruz kalanlar, Fenerbahçe Stadı’ndaki taraftarlar değil; maç öncesi olay çıkartıp, polis tarafından aynı nezarethaneye konulan bir grup Fenerli-Cimbomlu fanatik...

İtiraf com’a yazılınca ortaya çıktı

Tarihe geçecek komik işkence itiraf.com’a yazılan bir itirafla kayda geçti.

Manitoba rumuzuyla siteye yazan kişi, Cimbom fanatiği arkadaşının "maç kaç kaç bitti?" sorusuyla Türk polisinin işkence konusunda nasıl devrim yaptığını öğrendiğini söylüyor.

İşte o işkence: Haftasonu oynanan F.Bahçe-G.Saray maçı öncesi birkaç küçük sorun sebebiyle karakola alınan ve maç boyunca karakolda tutulan arkadaşımın anlattıklarını size aktarmak ve herkesi yepyeni bir işkence tekniğiyle tanıştırmak istedim. Fenerli, Cimbomlu ayrımı yapılmadan aynı nezarete kapatılanların önce saat, telefon ve kimliklerine el konulmuş.

Fanatikleri çıldırtan çığlıklar

O sırada maçın başlamasını bahane eden bütün polisler ortadan kaybolmuş. Aradan 10 dakika geçmeden içeriden ‘Goool!’ çığlıkları yükselmiş.

Tabii nezarethanedekiler parmaklıklara yapışıp "Kim attı? Kim attı?" diye bağırmaya başlamış. Cevap veren olmamış. 10-15 dakika geçmiş ortalık yine "Goooll!" nidalarıyla yıkılmış. Nezarettekiler çıldırmış tabii. "Abi Allah rızası için kim attı söyleyin" diye yalvaranlar olmuş. Yine cevap verilmemiş. Bu durum gollerin sayısı beşi buluncaya kadar sürmüş.

Gol sesleri hep aynı polislerden çıkınca içerdekiler 5 golü de aynı takımın attığını düşünmüş. G.Saraylı arkadaşım düşünmeye başlamış, “Biz Kadıköy’de Fener’e beş atabilir miyiz? Sanmam. Öyleyse golleri biz yedik’ diyerek içleri içlerini yemiş. Hatta paranoyadan birbirlerine saldırma noktasına gelmişler. Bazıları kendileri-ni iyice kaybetmiş, ’Kaç kaç lan bu maç?’diye başlarını parmaklıklara vuruyorlarmış. İçlerindeki şüphe hepsini öldürüyormuş. Nihayet işkence hakemin düdüğüyle birlikte sona ermiş. Polisler gelip arkadaşımı ve diğerlerini serbest bırakmış. Çıkar çıkmaz aradı arkadaşım ve skoru sordu. ‘0-0’ dedim. Cevabı duyunca kendinden geçti. Her ne kadar arkadaşıma çok üzülsem de polise hayran kaldım. Hem işe de yaramış. Arkadaşım bir daha maç öncesi en ufak tartışmaya karışmamaya yeminli.”