BIST 9.949
DOLAR 35,15
EURO 36,69
ALTIN 2.978,12
HABER /  GÜNCEL

Fakir turist iddialarına sert tepki

Öger Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öğer, Irak savaşının Türk turizmine etkilerini Almanya'dan bir örnekle açıkladı.

Abone ol

Öger Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öger, Irak savaşının başlamasıyla, rezervasyonların kesildiğini, ancak, savaşın bitimi ile birlikte yeniden başladığını söyledi. Milli Prodüktivite Merkezi'nin, ''Yılın İşadamlar''ndan biri seçtiği Vural Öger, A.A muhabirinin sorularını yanıtladı. Öger, Irak savaşının, Türk turizmine etkisi konusunda, Almanya piyasasından örnek vererek açıklama getirdi. Almanya'da, broşürlerin, genellikle Kasım ayında piyasaya çıkartıldığını hatırlatan Vural Öger, rezervasyonların da, bu dağıtımın arkasından başladığını söyledi. Irak savaşının yeni rezervasyonlarda olumsuz etkisi olduğunu ifade eden Öger, ''Rezervasyonlar kesildi, eski rezervasyonlarda da bir takım iptaller yaşandı. Bu Şubat, Mart ayları böyle geçti. Harp bittikten sonra, rezervasyonlar yeniden artamaya başladı'' dedi. Günlük satışların, geçen seneki satışları yakaladığını, ancak, 2 aylık kayıp nedeniyle, sayısal olarak geçen seneye ulaşılsa bile parasal gelir olarak, durumun farklı olabileceğini bildirdi. Eylül ve Ekim aylarında daha iyi satışlar olursa, bir mucize yaşanabileceğini ifade eden Öger, ''Bakarsınız, parasal gelir olarak, bu aylarda bir sürpriz yakalanabilir'' diye konuştu. Türkiye'nin, diğer ülkelere göre, daha iyi satışlar yaptığını ifade eden Öger, şu bilgileri verdi: ''Mesela Yunanistan'da yüzde 40 düşme var. Türkiye'de verilen performansa göre, alınan para, diğer Avrupa ülkelerine göre çok iyi. Biliyorsunuz, Yunanistan ve İspanya, ortak para birimi Euro'ya girdikten sonra, çok büyük fiyat artışları oldu. Şu anda, Avrupa'daki ekonomik kriz ve Türkiye'nin fiyatlarının uygun olması nedeniyle, bizim ülkemiz daha cazip durumdadır.'' BAĞLANTI EURO ÜZERİNDEN.. ''Dolardaki düşüşün turizm gelirine etkisi'' konusunda Öger, Türkiye'nin, turizm gelirlerinin büyük çoğunluğunun Euro üzerinden yaptığını belirterek, bu konuda, şunları söyledi: ''Bizim gelirlerimiz çoğu Euro üzerinden, dolar üzerinden değil. Bu arada, Euro'nun değeri habire artıyor. İhracatcılar dolar olarak bağlantı yapıyorlarsa, olumsuz tesiri oluyor. Ama turizmciler, Euro olarak bağlantı yapıyor. Çünkü, bizim esas olarak bağlantımız Avrupa Birliği ülkeleridir. Doların düşmesinden dolayı dezavantaj yaşıyoruz. Ben aynı zamanda otelci olarak konuşuyorum; Bizim içerdeki masraflarımız enflasyonist nedenlerden ötürü giderek artarken, döviz karşılığı olarak aldığımız Türk parasının değeri giderek düşüyor. Turizm açısından doların değerinin düşmesi avantaj yaratmıyor. Gelen turist açısından da durum böyle.. Turist, geçen sene ile bu sene dolarını bozdurunca aynı parayı alıyor, ama geçen seneye göre fiyatlar yüzde 30-40 arttı. Yani Türk Lirası'nın değerlenmesi, turizm açısından çok negatif bir faktör olarak karşımıza çıkıyor.'' ''OTANTİK MİMARİ YOK Kİ'' Türkiye'ye gelen turist profilinin tanımlanması konusunda ise Öger, ''Türkiye'ye orta sınıf insan geliyor. Orta sınıf üstü zenginlerde geliyor. Denildiği gibi, hep fakir turistler gelmiyor. Yunanistan ve Tunus'a giden turist ile Türkiye'ye gelen turist arasında pek bir fark yok'' dedi. Romanya ve Bulgaristan'a ağırlıklı olarak Avrupa ülkelerinden işçi sınıfının gittiğini kaydeden Öger, ''Yani kısacası, biz orta sınıf turisti ağırlıyoruz'' ifadesini kullandı. Türkiye'nin, Fransız Rivierası'na veya İtalya'da Toscana'ya giden turist yakalayabilmesi için, birinci sınıf otellerinin dışında, şehirlerinin de görüntüsünün, birinci sınıf olması gerektiğini bildirdi. ''Yani bugün, Toscana'da, Floransa kenti var. Orta çağdan kalan bir mimari görüyorsunuz. Bütün bu güzelliklerin yanında, bir ambians yaratılıyor'' diyen Öger, Türkiye'de çok güzel oteller yapıldığını, ancak, ambians yaratılamadığını vurguladı. Öger, çirkin yapılaşma, betonlaşmasının yaygınlaşması, eski eserlerin ortadan kaldırılması ve otantik mimariye önem verilmemesinin, çok zengin turist grubunun, Türkiye'ye çekilememesinde etkili faktörler olduğunu sözlerine ekledi.