Faik Çetiner Vatan'dan Arda Uskan'a verdiği röportajda çok ilginç açıklamalar yaptı. Çetiner, Hıncal Uluç'u topa tuttu, Sabah Gazetesi'ni ağır sözlerle eleştirdi.
Abone olFaik Çetiner'le buluştuğumuz mekân, sık karşılaştığımız ama sadece selamlaştığımız Çiçek Bar. Ekrandaki görüntüsü ile gerçek Faik Çetiner'in çok farklı iki portre olduğunu biliyordum. Çünkü Çiçek Bar'da Aydemir Akbaş, Kemal Sunal, Aykut Oray'larla oturduğu masalarda kahkaha eksik olmazdı. Televizyonlarda ise bambaşka görünümlü bir insan vardı. Karşı karşıya geldiğimizde uzaktan tanık olduğum o neşeli hali yoktu. Hakkında yapılan bazı eleştirileri sorduğumda tabanca gibi konuşmaya başladı.
- atv'den TRT'ye geçtikten sonra medyadaki en yakın dostlarımın bile kuyumu kazdığını gördüm. Herkes TRT ile anlaştığım için atv'den ayrıldığımı sanıyor. Doğru değil. Orada kızgınlıklar, kırgınlıklar, ihanetler yaşadım.
* Neydi bütün bu olaylar?
- Ali Kırca ve ekibi Star'a geçene kadar her şey iyiydi. O günlerde Star'dan gelen servet değerinde bir teklifi reddettim. Ama yeni ekip gelince problem başladı.
* "Bizim Stadyum" son derece başarılı bir programdı. Neden önünü kessinler?
- Öyle düşünmediler herhalde.
* Ne ihtilaf vardı aranızda?
- Hükmedebilecekleri bir spor müdürü arıyorlardı. Benim onlara bağlanıp çalışmam söz konusu olamazdı. Uğur Dündar, Reha Muhtar ya da Ali Kırca'ya bağlı çalışabilirdim. Ama yeni ekiple hayır.
* Neden?
- Kendi ölçüme göre bir firmayım. Onların kariyeri, geçmişi beni yönlendirmeye yetmezdi. Bir de işin içinde art niyet vardı.
* Nasıl?
- Bir gün atv haber genel yayın müdürüyle Hıncal Uluç yüzünden büyük bir kavga ettik. Lucescu şampiyon olduktan sonra ilk Bizim Stadyum'da ekrana çıkarmıştım. Aynı gece program öncesindeki spor bülteninde bunun tanıtımını yaptım. Hıncal abi "Bizim Stadyum" neden spor haberlerinde kendi reklamını yapıyor diye bir yazı yazdı. Bunun üzerine yeni ekiple aramda kavga çıktı.
* Yumruk yumruğa mı geldiniz?
- Değil ama karşılıklı çok ağır hakaretler içeren bir kavgaydı. Haksız olanın gitmesi lazımdı. Ortayı buldular. Gerginlik ondan sonra had safhaya geldi. Gazetenin spor servisi ile de aramızda hep ikilik oldu. Spor bültenini 8 dakikadan 1,5 dakikaya düşürdüler. Kendi haber bültenlerine 15 dakika spor haberleri koydular.
* Haber bülteni, spor haberleriyle reyting yapmayı amaçlıyor. Bu kötü mü?
- Ama senin süreni 1,5 dakikaya indiriyor, fırsat tanımıyor. O binadan çıktığım zaman rahatlıyordum. Halkın sevgisini gördüğüm zaman.
Hiç mi iyi yanı yok?
* Bu sevgi ekran sayesinde oluyor. Bir spor yazarı olarak kalsaydınız bu kadar popüler olmazdınız...
- Öyle. Benim söylemek istediğim başka şey. Yedi yıl orada kaldım Hıncal ağabey bir gün olsun benim lehime yazmadı.
* Ama Hıncal Uluç herkesi eleştiriyor...
- Hıncal Abi bile destek vermedi demek istiyorum. Grubun televizyon eleştirmenine gelelim... Yüksel Aytuğ üç yıl yardımcım oldu. Efendi bir insandır ama televizyonu kıvıramadı. Yazarlık yönü daha baskındı. Bunu görünce yollarımızı ayırdık. Şimdi o grupta televizyon eleştirmenliği yapıyor. Geçen gün "Ben atv'de, Ali Kırca, Uğur Dündar, Reha Muhtar'ı bir arada canlı yayına çıkardım" diye yazmış.
* Bizim Stadyum'daki buluşmayı söylüyorsunuz.
- Evet. Üçüne de sorabilirsin. Bunu Türkiye'de başaran adam benim. TRT'ye geçtikten sonra beni sürekli eleştiri bombardımanına tutuyor. Bunlara üzülüyorum. Mesela gazetenin spor müdürü, kendisini ekrana çıkarmıyorum diye bana gazetede yazı yazdırmadı. atv'nin spor müdürüyüm, Sabah'ta yazamıyorum.
* Onu neden ekrana çıkarmıyordunuz?
- Reyting almıyorlardı. Ömer Çavuşoğlu, İhsan Kalkavan, Aziz Üstel'in reytingini onlar almadılar. İyi gazeteci olabilir. Ama televizyon ayrı şey. Bu nedenle atv defterini kapadım. Şimdi TRT'ye geldim hâlâ bu hazımsızlık sürüyor.
* Ama bazı eleştiriler sadece Sabah grubundan gelmiyor ki?
- Tabii. Mesela Milliyet'ten Sina Koloğlu sevdiğimiz bir arkadaşımız. Durmadan eleştiriyor. 10 yıldır Bizim Stadyum diye bir program var. Ben gittikten sonra devam etmek istediler, iki haftada yayından kalktı. Bunu niye yazmıyorlar. Dört saat canlı yayın yapıyorum. İki kere dilim sürçüyor, Sina bunu eleştiriyor. Kendisi üç satır yazı yazıyor, üç tane hata var. Merkez Hakem Komitesi Başkanı Sabri Çelik'i, Şaban Çelik diye yazdı.
Başka kimler eleştiriyor?
- TRT'deki programda pozisyonları göstersin diye Bülent Yavuz'un eline sopa verdik, Kanat Akkaya da ona takmış. Mesela Kenan Onuk. TRT'yi eleştirenlere çanak tutuyor. TRT olmasaydı Kenan Onuk olur muydu? Geçmişini inkâr ediyor. Burhan Ayeri ve Cengiz Semercioğlu da eleştiriyor ama programın iyi yanlarını da gözardı etmiyorlar.
* Kenan Onuk'un TRT'den yetişmiş olması TRT'yi eleştirmesine engel mi?
- Ama hiç mi iyi yanını görmezler, bunu anlamıyorum. Bir ara beni Trabzonsporlular'la kapıştırmaya çalıştılar. Ben programa o hafta lider kimse o takımla başlıyorum. Ekranı dörde bölecek halim yok ki. Bütün bunlar Faik Çetiner kompleksi ya da kuyruk acısından.
Bir numara Maraton
* Ekrana çıkmayan pek çok insanı ilk kez siz çıkardınız. Bu bir ilişki meselesi herhalde?
- 10 yılda ekrana bir Mandrake'yi çıkarmamışız, bir de Süleyman Demirel'i. Onların da sporla ilgileri yok. Türkiye'de Ali Kırca, Uğur Dündar, Reha Muhtar'ın biraraya geldiği görülmüş mü? Üçünü ben çıkardım ilk kez. Başkası palavra atmasın. Önce Reha Muhtar'ı aradım. 10 saniyede kabul etti. Sonra Ali Kırca'ya söyledim, "Sadece Reha ile çıkmam, Uğur da gelsin" dedi. Uğur Abi'yi aradım, olay bitti.
* Neden sizi seçiyorlar?
- İnsani ilişkilerden dolayı. Bir gün bir Galatasaraylı yöneticinin kaseti geldi. Bir kadınla görüntülemişler. Adam evli barklı. Bu bantı yayınlamadım. Aradan üç ay geçince o yönetici birden gündeme geldi. Herkes onun peşinden koşarken bir telefonumla canlı yayına katıldı.
* Diğer spor yorumcularını nasıl buluyorsunuz?
- İşimi iyi yaptığıma inanıyorum. Ama işin bir numarası Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu. Şansal Büyüka bu meslekte önümüzü açtı. Önce gazeteci sonra televizyoncu olan ikinci adam benim. Maraton'la benim kıyaslanmam bile onur verici. Spor programı yapan çok insan var. Ama bu işin er meydanı reyting ölçümü yapılan televizyonlar. "90 Dakika çok iyi program" diyorlar. Ama reyting ölçümünde yok.
* Ölçüme girmeyen programlar da iyi olamaz mı?.. Siz de CNN Türk'te veya NTV'de program yapabilirdiniz.
- Keşke yapsam. O zaman stresim olmaz ve çok başarılı olurum. Reyting savaşına girdiğinde performansın etkileniyor.
* Ekranda fazla konuştuğunuz için de eleştiri alıyorsunuz.
- Aksine. Televizyondayken normal hayattan çok daha az konuşurum. Çok fırlama bir yanım vardır. Bu ekrana yansımaz. Öğrenciyken yedi ayrı liseden kovuldum. Aydemir Akbaş bana "neden talkşov yapmıyorsun" diye takılır. Geçenlerde Kadir İnanır'la oturuyoruz. O, bu yanımı iyi bilir, bazen gülmek için çağırır. O gece çok gırgır yaptık. Yanında dizinin oyuncularından Jülide Kuran da var. Kadıncağız ertesi gün telefon etti. "Sizi televizyonda seyrettim, bir de dün geceki halinizi düşündüm, şaşırdım. Hangisi Faik Çetiner çıkamadım işin içinden" dedi. Benim fırlama tarafım ciddi yanıma daha ağır basar.
Reyting kavgası beni başka bir insan yaptı
* Fenerbahçeli misiniz?
Fenerbahçeli olarak biliniyorum. Ama artık takım konusunda kendimi renksizleştirdiğime inanıyorum.
* Neden? Spor programı yapan bir insan takım tutamaz mı?
Bu reyting kavgası beni başka bir insan yaptı. Fenerbahçe ile Galatasaray oynarken bile ben bu maçın programa getirisinin ne
olabileceğini düşünüyorum artık
* Fenerbahçeli olduğunuzu açıkça söylemeniz sakınca mı yaratıyor?
Fenerbahçeli'yim dediğim zaman "Onun için Galatasaray'a az yer veriyorsun" diye abuk sabuk eleştiriler geliyor. Ama geçen yıl Aziz Yıldırım'la sürtüşmeye giren de benim. O zaman kimse bir şey söylemiyor.
Röportaj: Arda Uskan
Kaynak: Vatan Gazetesi