Fahrelnisa Zeid'in resimleri müzayedede

Türkiye resim tarihinde önemli bir yeri olan Fahrelnisa Zeid'in daha önce bilinmeyen resimleri açıkartırmada satılıyor.

Türkiye resim tarihinin önemli isimleri arasında görülen Fahrelnisa Zeid'in daha önce bilinmeyen resimleri açıkartırmada satılıyor.

Londra'daki Bonhams açıkartırma salonunda 2 Ekim'de yapılacak olan satışta Fahrelnisa Zeid'in 150'den fazla karakalem, suluboya, yağlıboya resmi ile not ve mektupları satışa çıkarılacak.

Bunlar, Zeid'in yakın arkadaşı ve eski yardımcılarından birine taşınırken bıraktığı bir kutudan çıkan eserler.

Müzayede'de ayrıca Zeid'in oğlu Nejat Devrim ile Fikret Mualla ve Aliye Berger'in de birer resimleri yer alacak.

Hayatın serenadına dans eden ressam

BBC Türkçe'ye konuşan müzayede salonu Bonhams'ın İslam ve Hint eserleri bölümü sorumlusu Alice Bailey bu eserlerin çoğunluğunu hazırlık çalışması niteliğindeki suluboya ve guaj resimlerin oluşturduğunu, ama bazı yağlıboya resimler ve karakalem çalışmaları ile mektupların da yer aldığını belirtiyor.

Müzayedede satılacak eserlerin Zeid'in Londra'da yaşadığı 1940-70'li yıllara ait olduğunu belirten Bailey, soyut çalışmalarıyla tanınan ressamın bu eserlerde çok çeşitli tarzları denediğini ve zaman içerisinde gelişimini görmenin mümkün olduğunu söylüyor ve ekliyor:

"Bazı eserlerinde Fauvist olarak ortaya çıkan ve kübizmden etkilenen, soyut resimler sunan Zeid, bazılarında da figüratif ve Matisse tarzıyla öne çıkıyor. Tarzını sık sık değiştirebiliyor. Ama bu eserlerde onun ne kadar üretken olduğunu, renk kullanımının olağanüstü olduğunu görüyoruz."

Eserlerin Türkiye'den özel koleksiyoncular kadar uluslararası sanat kurumları tarafından da ilgiyle karşılanacağını tahmin ettiklerini belirten Bailey, 150'den fazla eseri 73 parça halinde satışa sunacaklarını ve fiyatların 600-20.000 sterlin arasında değişeceğini vurguluyor.

Zeid'in Londra'daki Çağdaş Sanatlar Enstitüsü'nde tek başına sergi açan ilk kadın ressamlardan biri olduğunu vurgulayan Bailey, "Onun bugün Türk ressam olarak öne çıkmasının yanında, 1950-60'larda önemli bir Avrupalı soyut ressam olarak tanındığını unutmamak gerekir." diyor.

Eşinin diplomatik görevi nedeniyle 1930'ların sonunda Londra'ya taşınan ve 1970'lere kadar bu kentte yaşayan Zeid resimlerinden birinin arkasına şunları yazmış: "Hayat bana serenadını çaldı ve ben de ona uygun dans ettim."