Sosyal paylaşım platformu Facebook sosyolog ve psikologların da araştırmalarının ilgi odağı oldu.
Abone olTüm dünyada 500 milyonu aşkın kişi gününün önemli bir kısmını Facebook’ta geçirmeye başlayınca, bu sosyal paylaşım platformu sosyolog ve psikologların da araştırmalarının ilgi odağı oldu.
Sağlık problemlerine yol açmasından, gelecekteki iş fırsatlarının kaçmasına neden olmasına, kullanıcılarının kıskançlık duygusunu derinleştirip 'canavar'a dönüştürmesinden, narsistleştirmesine kadar birçok bilimsel iddianın hedefindeki Facebook kullanımı hakkında son aylarda yapılmış bilimsel araştırmalar, ilginç sonuçlara ulaştı.
YA NARSİST YA DA ÖZGÜVEN YOKSUNUSUNUZ
Kanada York Üniversitesi'nden uzmanların yaptığı araştırmalara göre, Facebook’taki sayfalarını sık sık güncelleyenlerin çoğu ya narsist eğilime sahip ya da özgüven sorunu yaşayan kişiler. Georgia Üniversitesi psikologlarının 2008 yılına ait araştırması da, Facebook’a çok fazla güncelleme yapanların narsist eğilimde olduğu sonucuna varmıştı. Narsizmin sadece ilgi çekme ve sevilme isteği olmadığına dikkat çeken psikologlar, bu eğilimin, uzun süreli sağlıklı ilişki yeteneksizliğini beslediğine dikkat çekiyor. York Üniversitesi araştırması, kızların çekici fotoğraf koymaya yoğunlaşmalarına karşın erkeklerin ise, "About me" kısmında kendilerini methetmeye yoğunlaştıklarına dikkat çekiyor.
CUMA SABAHI EN İYİ ZAMAN
Özellikle arkadaş sayısı fazla olanlar için Facebook’ta güncelleme yapmak, ya popülariteyi daha da artırmaya ya da birçok güncelleme içinde sizinkinin kaybolup gitmesine neden oluyor. Sosyal medya pazarlama şirketi Virtrue uzmanları, güncellemelerinizin en iyi dikkati çekeceği zamanın Cuma sabahı öğle vaktine kadar olan zaman olduğunu şöyle açıklıyor:
"Facebook’ta fotoğraflar videolardan yüzde 22, sadece yazıdan oluşan girdilerden yüzde 54 daha fazla tıklanıyor. Öğleden önce yapılan güncellemelerin tamamı, öğleden sonrakilerden yüzde 65 daha fazla tıklanıyor. İstatistiklere göre dikkat çekmek için en iyi gün Cuma. Haftasonları ise en kötü zaman."
FACEBOOK ARKADAŞLIĞI POLİTİK TARTIŞMAYA KADAR
Sosyal araştırmalar, insanların ‘kendilerine benzeyen’ insanlarla aynı yerde çalışmayı, yaşamayı ya da eğlenmeyi tercih ettiğini gösteriyor. Cornell Üniversitesi uzmanları, Facebook kullanıcılarının, bütün arkadaşlarının kendileriyle aynı düşüncede olduğunu varsayma eğiliminde olduğunu tespit etti. Araştırma sırasında Facebook kullanıcılarına kamplaştırıcı politik konularda tercihlerini belirlemeleri istendi. Ardından, arkadaş listelerindekilerin bu konularda ne düşündüklerini tahmin etmeleri istendi. Ancak, sonuç hiç de düşündükleri gibi çıkmadı. Araştırma, ‘insanlar, arkadaşlarının da kendileriyle hemfikir olduğu konusunda çok yanılıyor’ diyor.
FAZLA ONLINE OLANIN DERS NOTLARI AYNI ORANDA DÜŞÜYOR
Hollandalı psikolog Paul Kirschner, ders çalışırken bir yandan da ara ara Facebook sayfasını kontrol eden öğrencilerin oldukça başarısız olduğunu tespit etti. 219 Amerikan üniversite öğrencisi üzerinde çalışma yapan Kirschner, Facebook kullanıcılarının not ortalamasının 5 üzerinden 3.06 olmasına rağmen Facebook kullanmayanların ortalamasının 3.82 olduğunu tespit etti. Ohio Üniversitesince 2009 yılında yapılan psikolojik araştırmalar da Facebook kullanımının öğrenim başarısını ciddi şekilde etkilediğini belirlemişti. Buna göre, "Facebook’tan eski sevgilinizi gözleyip durmak sınıfta kalmanıza yol açıyor" sonucu ortaya çıktı.
SABAHLARI ÖNCE FACEBOOK’A SONRA TUVALETE GİRİYORLAR
Oxygen Media ile Lightspeed Araştırma Merkezinin, sosyal medya kullanıcısı 18–34 yaş arası kızlar üzerinde yaptığı araştırma çarpıcı sonuçlara ulaştı. Yüzde 34’ü sabahları uyandıklarında tuvalete gitmeden önce Facebook’a girdiklerini itiraf ederken, yüzde 39’u kendilerini Facebook bağımlısı olarak tanımladı. Yüzde 49’u erkek arkadaşının hesabını hackleyerek kontrol etmeyi normal bir davranış olarak görüyor.
"HER ŞEYE RAĞMEN BELKİ DE FACEBOOK SİZİ DAHA MUTLU YAPAR"
İngiliz Bilgisayar Topluluğu(BCS), sosyal ağlarda çok fazla zaman geçirmenin insanları izole ederek gerçek hayattan kopardığı mitine karşı çıkıyor. BCS araştırmasına göre, Facebook gibi sosyal ağların kullanımı da hayattan tatmin olma yolunda istatistiki olarak kayda değer bir pozitif etki yapıyor. Kadınlar, düşük gelirliler ve düşük eğitim seviyesindekiler de online yaşamın bu pozitif etkisi daha yüksek.