BIST 9.420
DOLAR 34,41
EURO 36,31
ALTIN 2.841,73
HABER /  GÜNCEL

Ezginin Günlüğü İlk Aşk'la geldi

Özgün müziğin önemli gruplarından Ezginin Günlüğü, son albümleri 'İlk Aşk'la dinleyicilerine yeniden merhaba diyor.

Abone ol

Sınırlı ama tutarlı bir dinleyici kitlesi olan Ezginin Günlüğü, 1982 yılından bu yana aralıksız müzik yapmaya devam ediyor. Grup belli zamanlarda birçok televizyonda yayınlanan klipleriyle geniş kitleler tarafından tanındı; sonra geri çekildi ama hiçbir zaman medyatik olmadı. Ezginin Günlüğü'nün albüm satışları hiçbir zaman astronomik rakamlara ulaşmadı. Kuruluş dönemindeki ekiple, 1990'lı yılların başlarına kadar çalışan grup, bu tarihten sonra değişen ekibiyle şimdi de "İlk Aşk" adlı albümle dinleyicileri ile buluştu. Hüsnü Arkan ve kurulduğu günden bu yana grupta yer alan Nadir Göktürk ile Ezginin Günlüğü'nü, popüler müzik dünyasını ve yeni albümleri "İlk Aşk"ı konuştuk. Yıllardır müzikle uğraştığınız halde popüler kültür içerisinde yer almadınız. Popüler kültüre tepkili misiniz? Hüsnü Arkan: Şarkılarımızı yaparken, albümlerimizi hazırlarken, hiçbir zaman ticari bir etkinlik olarak bakmadık olaya. Ama albümlerimizi piyasaya sunuş biçimi bakımından, şarkılarımıza klipler çekerek, dağıtım ağını kullanarak bir şekilde popüler müzik dünyasına girmiş oluyoruz. Yani, müzik piyasasının araçlarını kullanarak, popüler kültür içerisine girmek zorunda kalıyoruz. Nadir Göktürk: Popüler ürünler, daha geniş kesimlerin kolayca algılayabileceği, anlayabileceği bir şey. Aslında türküler de popüler kültür içindedir. Biz, hiçbir zaman, nasıl yaparız da daha çok satarız, gibi bir düşünce içinde olmadan müzik yaptık. Bir müzik endüstrisi var Türkiye'de; onların birtakım talepleri var ve biz onların peşinden koşmadık. Eğer bu anlamda düşünürsek, hiçbir zaman popüler kültür içerisinde yer almadık. Birçok gruba göre biraz daha sınırlı ama tutarlı bir dinleyici kitleniz var... NG: Evet. Yani daha seçici ve aynı zamanda eleştirici. Konserlerde olsun, albümlerde olsun, giyimimizde olsun, yani her zaman bizi kıyasıya eleştiren, acımasız ve seçici bir dinleyici kitlemiz var. Ama biz bundan şikayetçi değiliz. Elbette ki isteriz, bizi daha çok insanın dinlemesini. Ama yaptığımız işi daha geniş bir kitleyle paylaşmayı, ekonomik bir etkinlik için düşünmüyoruz. Aslında dinleyicilerimizin az bir kitle olduğunu zannetmiyorum. Ve her kuşaktan, yaştan ve çeşitli sosyal tabakalardan dinleyicimiz var. Şarkılarınızda da genellikle derinliği olan şiirleri kullanıyorsunuz. Müzikte içeriğe önem vermenizin nedeni nedir? NG: Bizim müziğimiz daha çok söze dayalı bir müzik. Bunun için de sözlere önem veriyoruz. Bir dönem ağırlıklı olarak şiirleri müzikledik. Bir şeyler söylüyoruz müzik yaparken ve söylediğimiz şeylerin de bir anlamı olması lazım. Çok fazla medya desteği de almadınız. Özellikle reklam kampanyaları da yürütmeden tanınmak, dinleyiciye ulaşmak zor olmuyor mu? NG: Evet medyadan pek destek almadık. Bir de ben hep şunu söylüyorum: televizyonun olmadığı dönemde, Ezginin Günlüğü olsaydı, bence daha farklı bir yerde olacaktı. Yani halk televizyonda gördüğü kişileri benimsiyor. Mesela filancanın programına çıkarsanız, demek ki değerlisiniz. Medyanın, desteklediği kişilerden beklentileri var; ama biz bu beklentilere cevap vermedik. Dolayısıyla, onlar da bize destek vermiyor. Biz onların beklentilerine göre bir oluşum, ya da yapı içerisinde olmadık. Ezginin günlüğü hiçbir zaman angaje bir grup olmadı. Sessiz sedasız yeni bir albüm daha çıkardınız: İlk Aşk. Oysa dinleyici yeni bir albüm çıkardığınızın farkında olmalı. Hiç reklama gerek duymuyor musunuz? NG: Tabi bu tanıtım işleri bizim dışımızda cereyan ediyor. Kaseti yapan firmanın yapması gereken şeyler bunlar. Gerçi biz de üstümüze düşeni yapmıyoruz. Yani önümüzdeki günlerde basında falan yer alacağını zannediyorum. Bir de tabi, kasetin iyisi, kendi tanıtımını kendisi yapıyor. Yani dinleyenler beğenirse, ağızdan ağıza dolaşıp duyulur. Çok ilkel bir yöntem bu, ama... Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz, hangi tarza yakın? NG: Türkiye'de müzikte Arap ve Hint etkisi var; yani doğudan gelen bir akım var. Çok olmamakla beraber Anglosakson akımlar var. Türkiye'de popüler müzikler bunları kullanarak oluşturulmuş şeyler. Ezginin Günlüğü çıkışından itibaren daha farklı bir yol denedi. Bizim tarzımız, elbette ki bütün müziklerden etkileniyor; ama biz, daha çok Anadolu'daki geleneksel müziği, şarkıları, türküleri müzik altyapısı olarak temel aldık. Yani Ezginin Günlüğü için en temelde Anadolu müzikler var. Yeni albümünüzde, son yıllardaki çizginize yakınsınız yine? Ama ilk albümler daha farklıydı. Ezginin Günlüğü, geçmişten bugüne ne kadar değişti? NG: Kendimiz çok içinde olduğumuz için, değişimi de çok fazla algılayamıyoruz. Çeşitli eleştiriler falan oluyor dinleyicilerden. Mesela ilk dönemlerde yaptığımız müziği çok akademik buluyorlardı. Şimdi son albüm çok daha yalın bir müzik, fazla öyle kafa karıştıran şeyler yok. Değişim tabi ki önemli. Belli süreç içinde biz de değişiyoruz. Biz değiştiğimize göre yaptığımız iş de değişiyor. Dünyada acayip değişiklikler oluyor. Biz hayatımızda bir sürü şey yaşadık. Tabi bunlar yaptığımız işe her yönüyle yansıyor; hem içerik olarak, hem biçimsel, hem de anlayış olarak. Başlangıçtan bu yana yirmi sene geçti, mesela en basiti, ben yirmi sene daha yaşlandım. "İlk Aşk"taki şarkıların tümü söz ve müzik olarak Hüsnü Arkan ve Nadir Göktürk imzası taşıyor. Sadece kendi şarkılarınız söylemek gibi bir ısrarınız mı var? NG: Aslında yaptığımız şarkılar o kadar çok ki. Albüm yaparken bunların bir kısmını seçiyoruz, artan da çok fazla miktarda şarkımız oluyor. Yani öyle başkalarından şarkı alma gibi bir ihtiyaç duymuyoruz. Ama söz olarak ne bileyim bazen bir şiir oluyor; eğer şartlar uygunsa onu şarkı yapıyoruz. Aşkı politik ele alıyoruz... Geçmiş dönemdeki albümlerinizde, politik şarkılar da, anonim içerikli şarkılar da vardı. Son albümde ise, politik ve anonim şarkı yok gibi. HA: Genellikle aşk şarkıları var. Ama aşkı ele alış biçimimizin de politik olduğunu düşünüyorum. En azından başkalarının ele alış biçimini eleştiren politik bir karşı çıkış olarak algılıyorum. Yani sözlerde özellikle dikkat ediyoruz. Nadir de öyle, ben de. Yani bir eleştiri geliştirmeye çalışıyoruz. KAYNAK: YENİDEN ÖZGÜR GÜNDEM GAZETESİ