Müslüman aleminin heyecanla beklediği Ramazan ayı başladı. İlk sahura kalkındı, bugün ilk iftarlar açılacak. Ramazan boyunca merak edilenden biri de ezan bitene sahurda yemek yenir mi, su içilir mi sorusu oldu. Peki Diyanet bu konuda ne diyor, ezan bitene kadar yemek yenir mi?
Abone olMübarek Ramazan ayı ilk sahurla 5 Mayıs gecesi başladı. Ramazan ayı boyunca merak edilen sorulardan biri de ezan bitene kadar yemek yenir mi, su içilir mi sorusu oldu. Diyanet bu konuda ne diyor, Diyanet'e göre sahurda ezan bitene kadar yemek içmek olur mu, oruç kabul edilir mi?
Ramazan ayı öncesinde en çok merak edilen konulardan biri de sahurda yiyecek ve içecek tüketimiyle ilgili oldu. Ezan saatine göre, yemek yiyecek veya su içecek olan vatandaşlar, oruç ibadetini hakkıyla yerine getirmek istiyor. Peki, ezan bitene kadar yemek yenilebilir ve su içilebilir mi?
Oruç ibadetini hakkıyla yerine getirmek isteyen vatandaşlar, orucu bozan veya tehlikeye sokan durumları araştırıyor. Peki, ezan bitene kadar yemek yenilebilir ve su içilebilir mi?
Diyanet’in “sahurda ezan bitene kadar yemek yenilebilir mi, su içilebilir mi? sorusuna verdiği yanıt.
Takvimlerde gösterilen “imsak”, oruca başlama vaktini ifade eder. İmsak vakti aynı zamanda gecenin sona erdiği, yatsı namazı vaktinin çıkıp sabah namazı vaktinin girdiği andır. Ezan da imsak vaktinin başlaması ile okunmaktadır. Bu sebeple ezanın başlaması ile yemeyi içmeyi terk etmek gerekir. Ezan başladığı sırada ağızda bulunan lokmanın yutulmasında ya da su içilmesinde bir sakınca görülmemektedir.
Sahur yemeğinin dindeki önemi nedir: Sahur yemeği, oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemektir. Hz. Peygamber (s.a.s.) sahura kalkmış ve bunu ümmetine de tavsiye etmiştir (Buhârî, Savm, 19, 20).
Resûl-i Ekrem (s.a.s.), sahur yemeğinde “bereket” (Buhârî, Savm, 20) olduğunu ifade etmiş ve sahur yemeğinin, müslümanların orucu ile ehl-i kitabın orucu arasındaki en önemli farklardan biri olduğunu belirtmiştir (Müslim, Sıyâm, 46). Onun sahurla ilgili söz ve uygulamalarından hareketle fakihler, sahura kalkmanın ve sahuru geciktirmenin sünnet olduğunu söylemişlerdir (Kâsânî, Bedâî’, II, 105).
Âlimler, sahurun oruca dayanma gücü verdiğini, maddi-manevi bereketlere vesile olacağını bildirmişlerdir. Çünkü kişi sahura kalkmakla seher vaktini uyanık geçirmiş ve bu vakitte hem dua hem de istiğfar etmek suretiyle cennet ehlinin özelliklerine sahip olmuştur (Zâriyât, 51/18). Bu şekilde manevi lezzetlerle başlanan oruç daha canlı, daha şevkli tutulur. Bu tür maddi-manevi bereketleri olan sahur, ihmal edilmemelidir.