BIST 9.390
DOLAR 34,46
EURO 36,34
ALTIN 2.865,00
HABER /  GÜNCEL

Eyvah! İkinci dalga mı geliyor?

Küresel krizde ikinci bir dalga endişesi dünyayı sardı. Bu krizin de tüketici kredilerinden patlayacağı konuşuluyor.

Abone ol

ABD’de kredi kartı borçları yüzde 6,6 ile tarihin en yüksek seviyesine çıktı. Konut kredisi borçlarında da ödeme sorunlarının artması dünya borsalarında düşüşlere yol açtı.

ABD ekonomisi bir kredi kartı kriziyle karşı karşıya mı? Piyasalar şimdi bu soruya yanıt arıyor.

Ödenmeyen kredi kartı borçlarının yüzde 6,6’ya yükselerek tarihin en yüksek seviyeye çıkması, bu korkuyu artırıyor. Krizin doruk noktasına çıktığı ekim ayında bu oran 5,52 olmuştu.

Aynı şekilde mortgage kredilerinde de gecikme oranı yüzde 3,03’ten yüzde 3,52’ye yükseldi. Daha ziyade yüksek gelirlilerin kullandığı diğer konut kredilerinde bile kredi taksitlerinde gecikme oranı yüzde 1,89’a çıktı.

Küresel ekonomik krizden hızlı çıkış bekleyen ve bu tahminle mart başından bu yana yüzde 40 yükselen New York borsası, bu haberin duyulmasıyla yüzde 2’ye yakın değer kaybetti.

60 bin doları aşan kişi başına borçlulukla dünyanın en borçlu halkı olan amerikalıların yeniden harcamaya başlaması krizden çıkış için büyük önem taşıyor.

Ancak kredi kartı borçlarının bir soruna dönüşmesi hem amerikalıların harcamalarını yakın bir zamanda artırmayacağını göstermesi açısından, hem de finans kuruluşlarının üzerindeki riskleri artırması bakımından kötü haber niteliği taşıyor.

”EN KÖTÜSÜ DAHA GELMEDİ”

”Krizde dip göründü mü, iyileşme başladı mı?” tartışmaları sürerken, küresel finans kuruluşlarından temkinli açıklamalar gelmeye devam ediyor. Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Pascal Lamy, küresel ekonomik krizin en kötü sosyal ve siyasi etkilerinin daha yaşanmadığını söyledi.

"FİNANS TOPARLAMAZSA 2'NCİ DALGA GELİR"

2001 krizinin kilit ismi Kemal Derviş, mevcut küresel kriz ortamında Türkiye'nin kırılganlığına, "Cari açığı büyük tutan ülkelerin krizde zorlandığını gördük" sözleriyle dikkat çekti. Derviş, küresel krizde ikinci dalganın gelebileceği uyarısında da bulundu.

Derviş, küresel ekonomik krizde gelinen noktayı CNN TÜRK Washington temsilcisi Ahu Özyurt'a değerlendirdi.

* Kriz 1930'lu yıllardan bu yana en ciddi kriz olarak görülüyor. Küçülmenin boyutları çok ciddi. Gelişen ülkelerde yüzde 1.6 büyüme bekleniyor.

* Çin, son IMF tahminlerine göre yüzde 6.5 büyüyecek. Yani bu bir kriz büyümesi. O halde bile 6 buçuk. Hindistan 5 buçuk. Hatta Çin şu son 2 günde 6 buçuğun da ötesinde büyüyebileceği tahmin ediliyor.

* Doğu Asya'daki ülkelere baktığımız zaman özellikle Çin ve Hindistan'ın durumu farklı, Güney Amerika'nın durumu farklı. Güney Amerika aşağı yukarı yüzde 0 civarında yani biraz eksi olabilir ama sıfıra yakın. Çok büyük bir çözülme, felaket olarak gözükmüyor şu anda.

* En zor durumda olan Doğu Avrupa ülkeleri. Cari açıkları çok büyük olan ülkelerde en ciddi sorunlar gözüküyor. Çok kısa bir ders almak gerekiyorsa cari açığın çok büyük seyretmemesi gerekiyor. Cari açığı yıllardır fazla büyük tutan veya büyük olmasına göz yuman ülkeler, bunu önleyemeyen ülkeler çok daha zor durumda.

KRİZ DAHA SÜRECEK Mİ?

* Önümüzdeki aylarda piyasalarda olsun, tüketicilerin güven endekslerinde olsun hafif bir iyileşmenin olması bence doğal. Fakat bu sürecek mi? Bence burada en önemli sorun bu olayın nasıl gideceğini belirleyecek olan sorun bankaların durumu ve finans sektörünün durumu.

* Eğer bankalardaki durum düzelmezse, geniş anlamda bütün finans sektöründeki durum düzelmezse, o zaman bugün gördüğümüz iyileşme belirtileri çok geçici olabilir ve ikinci bir kötü dalga başımıza gelebilir.

* Bankalarda bir toparlanma, finans sektöründe bir düzelme olursa ve bu finans sektöründeki düzelme maliye politikasındaki genişlemeyi destekler biçimde gerçekleşirse o zaman iyileşme daha sağlam olabilir ve ikinci kötü bir dalgayı belki dünya önleyebilir.

KEMAL DERVİŞ'TEN TAVSİYELER!
* Bu öyle bir bunalım ki hiçbir ülke tek başına atlatamıyor. Bunu bütün dünya el ele verip bir şekilde atlatması lazım. Yani bir ülkenin tek başına yapabileceği hakikaten kısıtlı.

* Biz dış satıma çok önem veren bir ülke olduk. Bütün dünyada kimse bir şey almıyorsa o zaman bizim de yapacağımız çok fazla bir şey yok. Dolayısıyla bütün dünyadaki çabayı görmek ve o çabayı bir şekilde desteklemek, güçlendirmek çok önemli.

* Bunalımlar bazen ciddi toparlanmalara da fırsat veriyor. 2001 - 2000 yılında da öyle olmuştu. Bir sürü kronik sorunlar vardı. Bir şekilde kriz sayesinde bunlar düzeltilebildi.

* Bir ülkede iç barış olduğu zaman toplumda tabiki yarışmalar olacak ama toplum olarak birbirimizi desteklediğimiz zaman ve dünyadaki yarışma açısından Türkiye'nin işvereniyle, işçisiyle, sivil toplumuyla, siyasi sistemiyle birlikte hareket etmesi, birbirimize yardımcı olmamız bence çok önemli.