BIST 9.368
DOLAR 34,53
EURO 36,15
ALTIN 2.963,06

Ey Özgürlük

“Özgürlük sadece hoşça kal demeyi kolaylaştırır,” der bir ezgi…

“Özgürlük sadece hoşça kal demeyi kolaylaştırır,” der bir ezgi…

 

Hangi özgürlük bilinmez; özgürlüklerin bile renkleri ve şekilleri var çünkü.

Hayal edilen özgürlük olduğu gibi, hayalleri kaybettiren özgürlüklerde var çünkü.

 

Vazgeçmelerin dayandığı, vazgeçilmelerin yaşandığı özgürlükler…

Hayatınızdan olmasa da hayallerinizden vazgeçtiğiniz özgürlükler…

Umutlarınızı kimselerin görmeyeceği bir yerlere sakladığınız; umutlarınızı umutsuzlaştırdığınız özgürlükler…

 

Bazen mecburiyetlere mahkûmiyetiniz yüzünden, bazen de o mecburiyetlerinin üstünüze yapışmış korkusu yüzünden boşu boşuna ve ömrünüzü heba edercesine yaşadığınız sevdasız özgürlükler.

 

Tercih yapmak zorunda kaldığınız, kalmak zorunda hissettiğiniz için vazgeçtiğiniz özgürlükler.

Konuşmaktan, dokunmaktan, gülmekten, ağlamaktan, tek olmaktan ve en önemlisi sevgiden; sevip, sevilmekten vazgeçtiğiniz özgürlükler.

 

Gönül bu; tarifi gönlünüzdekidir.

O yüzden gönlünüzden vazgeçtiğiniz özgürlükler…

 

Özgürlük bazen sadece “hoşça kal,” demeyi kolaylaştırır.

Kuru hoşça kal…

Bazen bir hoşça kal; bin görünmez, iyileşmez yaralar açar içinizde. Ve siz o yaraları kimseye söylemezsiniz, söylemek istersiniz belki ama söyleyemezsiniz; vazgeçmelerden vazgeçmemek için.

Ama yanar içiniz. Yandığını iyi bilirsiniz.

Özgürlükmüş; içine tüküresiniz gelen özgürlüktür yaşadığınız.

Çünkü kendinizi özgür bırakarak kaybettiğiniz özgürlüktür yaşadığınız.

 

Ötesi teferruat olan sevdadan vazgeçiştir, yürek yarasıdır…

 

İçiniz yanar.

Kaybettiğiniz kendinizdir çünkü.

Kendinizi iyi hissetmeyi kaybetmişsinizdir çünkü.

 

O yüzden özgür olsanız kaç yazar.

Kendinizi kendinize hapsetmişsinizdir artık.

Umutları umutsuzlaştırırcasına…

 

Eski bir ezgideki gibi “Özgürlük sadece hoşça kal demeyi kolaylaştırır,”…