Ey! Kontrollü darbe diyen zatlar! Kesnizani'yi bilir misiniz?
Irak’ı ABD’ye teslim edip Saddam’ı astıran şerefsizliğin mimarı kimse ’Yatakta basıp şafakta asacaklar’ dedirtende onlar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti için FETÖ’nün ne kadar tehlikeli bir yapı olduğunu ve bu tehlikenin boyutunu hala birilerinin ciddiye almaması çok düşündürücü!
Çünkü FETÖ uluslararası bir yapı!..
Bakın size ders niteliğinde bir yapıyı anlatmak istiyorum.
Belki FETÖ’nün ne olduğunu daha iyi anlarsınız!
O yapının adı “Kesnizani”
Kürtçede “Kimse bilmiyor” anlamına gelen ve Irak’taki Saddam rejimi döneminde çok yaygın olan bir tarikattı!..
Bugün FETÖ’ nün kim olduğunu anlamak için bu tarikatın Irak’ın parçalanmasında nasıl ABD’nin eli olduğunu görmek gerek..
O nedenle;
Kesnizani’ de bir FETÖ projesiydi…
Nasıl mı?
Doç. Dr. Ramazan Kurdoğlu'nun "Hollywood ve Kabala'nın 13. Havarisi Evanjelizm" adlı kitabını çok iyi anlatıyor.
Nasıl mı?
Hatırlayın…
ABD Irak'a vurduğunda, Irak ABD'ye adeta altın tepsi içinde
teslim edilmişti.
Hatırlayın…
Herkes "Esas savaş Bağdat'ta olacak" derken Bağdat savaşmadan teslim edilmişti.
Tarih 10 Nisan 2003'ü gösteriyordu.
Teslimatı yapan, gerçekte Irak'ta herkesin bildiği ama ortalıkta gözükmeyen KESNİZANİ tarikatıydı.
Nasıl mı?
Tarikat "Körfez Savaşı"ndan sonra Saddam'ın
etrafını örümcek ağı gibi sarmıştı. Saddam'ın karısı, çok güvendiği
generalleri ve istihbarat kuruluşlarının başındakiler...
Hepsi tarikat "müritleriydi."
KESNİZANİ TARİKATI, MOSSAD ve CIA tarafından Saddam'ı içten
yıkmak, Irak'ı kolayca teslim almak için organize
edilmişti.
Saddam 33 yıllık diktatörlüğünde, birçok karşı ihtilal, suikast
vartalarını atlatmıştı. Ancak "tarikatın" metodu
hepsinden farklıydı. Tarikatın "müritleri"
Saddam’ın en yakınında olanlardı.
Onun her hareketini, her adımını an be an tarikat şeyhinin oğlu
Nehru'ya aktarıyorlar, sonra da bilgiler kuş olup MOSSAD ve CIA
istasyonlarına doğru uçuyordu.
Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani, zikirden ziyade, siyasete
meraklıydı. Müritlerine de Kur'an eğitimi yerine adını zikretmeden
Kabala öğretilerini /mistizmini anlatıyordu.
Kesnizani tarikatı, baba Abdülkadir zamanı da dâhil Saddam'a
bağlılıkta kusur etmiyordu. Kürt, Türkmen, Arap rejim muhaliflerini
anında BAAS Parti istasyonlarına bildiriyordu.
Şeyh Muhammed kitap yazmaktan da geri durmamıştı.(FETÖ kitaplarını hatırlayın)
Tarikatın dönüşümü şeyh efendinin etrafındaki İslam âlimlerince, gerçekte MOSSAD ajanı hahamlarca hızlandırılmıştı.
Şeyh'in kitabı, Kabala öğretilerini İslam mistizmi adı altında
imanlı müritlerin beyinlerine ve kalplerine ince ince enjekte etmek
için başucu kitabı olarak kullanılmaktaydı.
Müritlere MOSSAD'ın hahamlıktan tövbekâr hocaları ders
veriyordu.
Aslında tarikatın asıl hedefi Irak ordusuydu. Öncelikle
generaller ve subaylar Keznizani tarikatının müritleri haline
getirildiler. Genelkurmay Başkanı, Genel Askeri İstihbarat Başkanı,
Hava Kuvvetleri Komutanı, hepsi Şeyh Muhammed Abdülkerim
Kesnizani'nin ayağını öperek müridiler arasına girmişti.
Irak'ın acımasız El-Muhaberat'ının sivil-asker elemanları da
tarikatın müritleri olmuşlardı.
Müridiler arasında bir isim vardı ki, Saddam'dan sonra BAAS'ın en
kudretlisiydi: İbrahim İzzet El Duri.
Duri bütün karanlık odaklarla ilişki kuruyor, Saddam'ın bütün
pis işlerini organize ediyordu. Duri şeyhin ayağını öpenler arasına
çoktan dâhil edilmişti.
Öte yandan Saddam'ın karısı Sacide Hayrullah, Saddam'ın kardeşleri
Vatban ve Barzan ile oğul Uday da müridiler arasındaydı.
Birinci körfez savaşında Baba Bush, Bağdat'ı işgali reddetmişti.
İsrail bu duruma çok bozuldu. Irak hızlı bir şekilde
parçalanmalıydı. Gözüne kestirdiği Kürt tarikatı Kesnizani'lik
üzerinden Irak'ın İslami hayatını da kontrol altına alacaktı.
MOSSAD Kesnizani tarikatının önde gelenleriyle muhtelif
yollardan temasa geçti ve ilişkileri hızla geliştirdi.
Irak Devleti'nin mekanizması içinde yer alanlar, medya
mensupları uhrevi yollardan ikna edilemezlerse MOSSAD'ın cömertçe
tarikata aktardığı dolarlarla ikna ediliyor, mürit yapılıyordu.
Saddam'ın yatak odası dâhil, istihbaratçı müritlerden
derlenen bilgiler oğul Nehru'da toplanıyor, Nehru da bunları
MOSSAD'a aktarıyordu.
Artık Saddam ve çevresinde neler olup bittiğinden Kesnizani
tarikatı ve şeyhi vasıtasıyla MOSSAD anında bilgi sahibi oluyor ve
gereği yapılıyordu.
Tarikatın içine MOSSAD iyice yerleşmişti. Şeyh adına rahat rahat
operasyon yapar hale gelmişti.
Kısaca, Güneyde Şii Müslümanlar Kuzeyde ise Türkmenlerin
büyük çoğunluğu hariç sivil Araplar, Kürtler ile Irak devlet
mekanizmasını elinde bulunduranlar Kesnizani tarikatı kullanılarak
MOSSAD ve CIA tarafından devşirilmişler ve psikolojik harbin
kurbanı olmuşlardı.
Saddam en yakınlarının bile tarikat tarafından mürit yapıldığını,
her hareketinin CIA ve MOSSAD'a ulaştırıldığını fark ettiğinde iş
işten geçmişti.
Amerika, İngiliz birlikleri Irak'a saldırdılar. Güneyde müthiş
bir dirençle karşılaştılar.
Dünya medyası, bu arada Türk medyası, akademisyen, emekli asker,
strateji uzmanları asıl savaşın Bağdat ve çevresinde olacağını dile
getiriyorlardı!..
Ne oldu?
Hâlbuki Bağdat ve çevresi Saddam'ın askerleri tarafından hiçbir direnç gösterilmeden Amerikan askerlerine teslim edildi!..
Niçin böyle olmuştu?
Tarikat yoluyla Irak devlet mekanizması devşirilmişti. Şeyh
Muhammed müritlerine Amerikan askerlerine direnmemelerini
öğütlemişti.
Şeyhin emrindeki mürit generaller vatanlarının bağımsızlığı için
savaşmak yerine Şeyh Muhammed'in emrine uymuşlardı..
Bu arada İzzet El Duri de boş durmamış, Bağdat'ın Kuzeyini de o teslim etmişti Amerikalılara.
Şeyhin isteğinde mutlaka bir keramet vardı. Bağdat Bağdat olalı böyle bir şerefsizlik görmemişti.
Sevgili okurlar FETÖ’ nün kim olduğunu bilmek istemeyen hala kontrollü darbe diye tutturanlara uyanmaları için bir ders değil mi Irak’ı ABD’ye teslim eden Saddam’ı astıran Kesnizanı tarikatı!..
Ne diyordu Fetöcüler;
‘Şafakta basacaklar, yatakta asacaklar’
O nedenle Irak’ı altın tepsi ile ABD’ye sunan, parçalatan
"Kesnizani Tarikatı Operasyonu" bugünkü FETÖ
projesiydi..
Türkiye'de devlet mekanizmasını ele geçirenler, geçiremedikleri kesimlere savaş açanlar, Türk Ordusu'nu hedefe oturtanlar…
Ordu'nun kalbine girip en mahrem bilgileri ele
geçirenler, devletin gizli bilgilerini "iddianame adıyla" ortalığa
saçanlar…
İletişim, Milli Eğitim, Polis İstihbarat Şube gibi önemli
birimlerin ezici çoğunluğunu ele geçirenler…
Devlet mekanizması içinde kanserli bir hücre gibi METASTAS yapan dindar görünümlü örgüt…
FETÖ’ydu!..
TıpkıIrak devletin içine uzun yıllardır sızan CIA ve MOSSAD’ın kontrolünde Irak’ı paramparça edip Saddam’ı astıran Kesnizani gibi!..
Ha Kesnizani he FETÖ…
Onlar da Kuran okumuyor. Okudukları; tek kişinin adını
taşıyan kitaplar içinde ne kadar Kabala öğretisi var
bilmiyoruz.
Taraftarları gece gündüz bu kitapları hatmetti.
Kelimelerin tekrarı beyinleri esir aldı…
Efendileri Amerika'da. Onlar Amerika'da olmasını "hicret",
yani Peygamberimizin sünnetini işlemesi olarak kabul
etti!
Dinler arası diyaloğun öncüsü de olan FETÖ (Hoca efendilerinin)
buyruğunu Allah'ın buyruğu gibi kabul ettiler!
10 yıllık süre içinde gördük ki, hedef yaptıkları kurum ve
kişileri bertaraf ederken, hiçbir ahlaki kurala
uymadılar!
En ahlaksız yöntemlerle saldırdılar!
Acımaları yoktu! Hedeflerine karşı imha edici bir silah gibi oldular!
O Irak’ı ABD’ye teslim eden tarikatın içine MOSSAD iyice yerleşmişti. Şeyh adına rahat rahat operasyon yapar hale gelmişti. Türkiye'de cemaat görünümlü FETÖ adına MOSSAD ve CIA ne kadar operasyon yaptı acaba?
Hepsi ortada!
FETÖ’nün Türk devletlerinde ve Türkiye'de açtıkları okul ve
dershaneler aslında MİSYONER okulları değil de neydi?
Amaçlarının küresel elite hizmet edecek "tek dinli- tek
dilli-mankurtlaşmış" köle nesiller yetiştirmek olduğu ortaya
çıkmadı mı?
O nedenle;
Türkiye’nin çok büyük bir tehlike atlattığını ve halen
de tehlikenin sürdüğünü görememek,‘Kontrollü darbe’ demek gaflet,
dalalet ve hatta hıyanet değil de nedir?
Sormak gerekir;
Cumhurbaşkanı Erdoğan neden ABD ve AB’nin hedefi konumundadır.
Kesnizani Irak'ı ABD'ye parçalatıp Saddamı astırırken 15 Temmuz arifesinde Fetöcüler kimin için ' Yatakta basıp şafakta asacaklar' diyordu?
Çürümenin ne kadar derinleştiğini anlamak için Türkiye'nin illa teslim olması mı gerekir!
Meselenin Recep Tayyip Erdoğan’ın meselesi olmadığı Türkiye’nin, Türk milletinin var olma meselesi olduğunu anlamak için ne bekliyoruz?
Ey kontrollü darbe diyen zatlar!..
Çünkü;
FETÖ, CIA VE MOSSAD’IN ELİNDEKİ BİR KESNİZANİ’DİR…
15 TEMMUZ GECESİ ALLAHIN ELİ TÜRK MİLLETİNİN,TÜRK MİLLETİNİN ÜZERİNDE OLMUŞTUR..
HAİNLERE KARŞI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN MİLLETİ İLE BÜTÜNLEŞEREK TÜRKİYE'NİN BİR IRAK OLMADIĞINI GÖSTERMİŞTİR..
FAKAT TEHLİKE GEÇMEMİŞTİR...
AÇIKÇA 'ERDOĞAN'I DEVİRMEDEN TÜRKİYEYİ TESLİM ALAMAYIZ' DİYENLERE KARŞI CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BU MÜCADELEDE ASLA YALNIZ BIRAKILMAMALIDIR…
Söz konusu Türk devletinin,Türk milletinin varlığıdır...
Gerisi teferruattır!..
Anladınız mı kontrollü darbe diyen zatlar!..