Referandum sonucu kadar şimdi herkes Kenan Paşa'yı merak ediyor. 12 Eylül'de 'Evet' çıkarsa Paşa ne yapacak?
Abone olKardeşin kardeşe kurşun sıktığı dönemin sembol ismi Kenan Evren'den çarpıcı açıklamalar geldi!.. 12 Eylül darbesine tam 8 ay çalıştıklarını belirten Evren, 'Ben idam taraftarıyım' dedi.
Referandumun da amacından şaştığını belirten Kenan Evren, eleştiri oklarını Erdoğan'a yöneltti!..
Bilindiği üzere, Anayasa değişikliği paketi, 12 Eylül darbecilerinin sembolik de olsa yargılanmasının önünü açıyor. Eğer referandumdan 'evet' çıkar ve savcılar 93 yaşındaki Evren'in kapısına dayanırsa tepkisi ne olacaktı? Böyle bir durumda yargılanmayı kabul etmeyen Evren, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada 'Kafama tek kurşun sıkarım' demişti.
Referandum sonucu kadar şimdi herkes Kenan Paşa'yı merak ediyor. 12 Eylül'de 'Evet' çıkarsa Paşa ne yapacak?
Sözcü Gazetesi'nden Ertuğrul Akbay, Kenan Evren'e o zaman 'Kafanıza kurşun sıkacak mısınız?' sorusu yöneltti.
Evren, bu soruya yine aynı kararlılıkla yanıt verdi: 'Eğer halk benim yargılanmamı istiyorsa, tabancamla şakağıma tek kurşun sıkar ve intihar ederim!..'
Ergenekon ve Balyoz darbe planı hakkında da hiç bir bilgisinin olmadığını vurgulayan Evren, 'Bu konularda hiç araştırma yapmadım' dedi.
İşte o söyleşiden ilgili bölümler;
HALKA ÖNCE ANAYASAYI ANLATIN
Referandumun amacından şaştığını açıklayan Evren, hükümetin yapması gerekeni şöyle özetledi.
"Anayasayı halka anlatın, ne var bu Anayasa'nın içinde? Değişiklikte ne var? Niçin bunu yapıyorsunuz? Bunların halka anlatılması gerekirken... 12 Eylül'de kimler cezaya uğramış, kimler idam edilmiş, kimler hapse düşmüş... Bunları konuşuyoruz"
Gördüğü bu manzara karşısında çok üzgün olduğunu ifade eden Evren, eleştiri oklarını Başbakan Tayyip Erdoğan'a yöneltti.
Erdoğan'ın grup toplantısında idam edilen gençlerin mektuplarını okuyarak ağlamasına tepki gösteren Evren, 'Vatandaşı bunlarla aldatmanın manası yok' dedi ve açıklamalarını sürdürdü;
"Şimdiye kadar hiç bir yerde beyanat vermedim. Bunu ilk kez açıklıyorum. Ben ondan çok üzüldüm. Çok canım sıkıldı. Biz yeni kanun çıkarmadık. O zamanın kanunlarına göre, sayısı tam aklımda değil... Sanımrım 34-35 kişi idama mahkum edildi. Peki... Bu idama mahkum edilenlerden bahsediliyor da, o idam edilen kişilerin yaptıklarından neden bahsedilmiyor. Hayatını kaybeden binlerce kişiden neden bahsedilmiyor?
O terör zamanında beş bin kişi hayatını kaybetmiş Türkiye'de sağ-sol çatışmalarından... Ondan neden bahsetmiyorlar? O öldürülenler, Başbakanlar, Milletvekilleri... Sendika Başkanları... Orgeneraller... Tümgeneraller... Gazeteciler... Bunlardan kaç kişi öldürüldü diye...
Milliyet Gazetesi'nin Genel yayın Müdürü Abdi İpekçi, çok sevdiğim bir arkadaşımdı. Onu da öldürdüler otomobilde giderken. Peki bunlardan bahsetmiyorlar da 12 Eylül'de idam edilen... Ki... İdamı biz yapmadık. Bilinen yeni bir kanun da çıkarmadık.
Mevcut kanuna göre ne gerekiyorsa o kanunlara göre karar verildi. Ve o zamanda idam yapılamaz diye bir kanun yoktu."
BEN İDAMA TARAFTARIM
Evren bu sözlerin ardından idama taraftar olduğunu söyledi ve bunun gerekçesini şöyle ifade etti;
"Bir kişiyi öldürüyorsunuz o aileyi mahvediyorsunuz. ondan sonra o öldüren kişiyi hayat boyu besliyorsunuz. Niye besleyeyim?.. Peki o ölenin kabahati ne idi? Niye öldürdü onu? Bunu sormuyorlar da... Öldüren kişiyi mesele yapıp acındırıyorlar. Bunlar beni çok üzüyor..."
"REFERANDUMU BENİM İÇİN YAPMIYORLAR"... AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Referandumun kendisinin yargılanması için yapılmadığını belirten Kenan Evren, bu nedenle referandumla ilgilenmediğini açıkladı.
Ertuğrul Akbay'ın, 'Evet çıkarsa kafama sıkarım' sözlerini hatırlatmasıyla yine aynı kararlılığını sürdüren Evren, "Ben halk oylamasında yüzde 92.5 oyla seçildim. Eğer benim bu mevkiden alınmam gerekiyorsa yine aynı şekilde... Bu konunun halkoyuna sunulması gerekiyor. Halk benim hakikaten mahkemeye verilmemi, cezalanmamı istiyorsa, böyle bir karar çıkarsa. Ona gerek kalmaz, 'tabancamla şakağıma tek kurşun sıkarak intihar ederim' dedim. Ama benim için yapılmıyor ki bu referandum. Anayasa değişikliği için yapılıyor. Demek bu konuda yazılanlar kamuoyunda yanlış yorumlandı." dedi.
Ergenekon operasyonu ve Balyoz Darbe Planı ile ilgili hiç bir bilgisinin olmadığını belirten Kenan Evren, bu konuda gelen tüm soruları kısa bir açıklama ile kapadı.
ERGENEKON VE BALYOZ'A KISA YANIT
Ergenekon ve Balyoz hakkında araştırma yapmadığını söyleyerek, "Kimseyle bu konuda konuşmadım. Yani bu Balyoz tatbikat mıydı? Bir harp oyunu muydu? Yoksa hakikaten böyle bir şey aralarında geçti mi, geçmedi mi? Bunu söyleyecek durumda değilim. Çünkü bu işlerin içinde değilim." dedi.
BİZ ATATÜRK'ÜN EVLATLARIYIZ
Evren, "Askerin yönetime el koyması ülkeye zarar vermez mi? sorusuna da şöyle yanıt verdi, "Tabii bir askeri rejim geldi o ara...Girmemesi lazımdı... Biz ister miyiz bir asker olarak ülkeyi yönetmeyi?
Bir gün bana bir Amerikalı gazeteci geldi dedi ki; 'Türkiye'de bir özerklik var. Kaç defa böyle askeri müdahale oldu. Asker müdahale ediyor, işi düzeltip çekip gidiyor. Bu diğer ülkelerin hiç birisnde yok. Siz nasıl yapıyorsunuz bunu? Çekinmiyor musunuz? Yapıyorsunuz, çekiliyorsunuz... Korkmuyor musunuz beni mahkmeye verirler, mahkum falan ederler diye...'
Ona dedim ki;
'Biz Atatürk'ün evlatlarıyız!.. Biz Atataürk'ten terbiye aldık, Atatürk'ün Türkiye'sinde yaşıyoruz. Onun için biz yönetime talip olmayız. Biz bozulan bir düzeni düzeltiriz. Kime teslim edilecekse ona teslim eder ve yine eski düzenimize döneriz' dedim.
12 EYLÜL'E 8 AY ÇALIŞTIK
1980 dönemindeki darbe harekatı hazırlığının 8 ay sürdüğünü belirten Kenan Evren o dönemde yaşadıklarını anlattı.
Evren Genelkurmay Başkanı iken, eski milletvekillerinin ve Senato Üyesi Parlamenterlerin kendisine gelerek, ülkeye askerin el koyması gerektiği konusunda tavsiyede bulunduğunu açıkladı.
Bu aldığı tavsiyelere rağmen bir süre dayandığını belirten Evren Paşa, o günleri şöyle özetledi;
"Cumhurbaşkansız bir Türkiye... 6 ay süreyle Meclis her gün toplandı. İki oturum yapıldı, cumhurbaşkanı seçilemedi.
Paydos...
6 ay Cumhurbaşkanı seçimiyle uğraştık biz... Öbür taraftan Türkiye'nin içinde bulunduğu o kargaşa dönemi aldı başını gitti. Ölümler gittikçe çoğaldı... Her gün 15... Bazen 20 kişi ölüyordu... Çok acı olaylar gördük, yaşadık... Dört vatandaşımzı solcu mu, sağcı mı onu söylemeyeceğim şimdi... Karşı tarafın gençleri yakalıyor, götürüyorlar İstanbul'un dağlık yerine, gözlerini oyarak, kulaklarını keserek, burunlarını keserek öyle öldürüyorlar. Bunlar artık dayanılacak gibi değildi."