Türkiye'deki kadınların yüzde 40'ı görücü usulü ile evlenirken, yüzde 20'si erkekle nikahsız bir beraberlik yaşıyor..
Abone olSamsun Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Birgül Bilgin, "Türkiye'deki kadınların yüzde 40'ı görücü usulü ile evlenirken, yüzde 20'si nikahsız yaşamaktadır" dedi. Bilgin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasında, cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılmasında yasal düzenlemelerin önemine değinerek, "Yasal düzenlemeler çok önemli, ancak yeterli değildir. Toplumsal anlayış ve davranış biçimlerini gözden geçirmemiz, sorgulamamız, değiştirmemiz ve toplumun bilinç düzeyinin yükseltilmesi gerekmektedir. Türkiye'de hala kadınların yüzde 40'ı görücü usulü ile evlenirken, yüzde 20'si nikahsız yaşamaktadır" diye konuştu. 8 milyon kadınının okuma yazma bilmediğini de hatırlatan Av. Bilgin, şöyle devam etti: "100 kadından sadece ikisi, yüksek öğrenim görebilmektedir. Berdel, başlık parası, töre ve namus cinayetleri, dayak ve baskı, cinsel istismar kadını hedef almaya devam etmektedir. Yani 21. yüzyılda bir çok ülkede hala kadının adı yoktur. Toplumun yüzde 50'sini oluşturan kadınların karar mekanizmalarında kendi oylarıyla yarı yarıya temsil edilmeyi başardıklarında, bir çok sorun çözülebilecektir. İnsanlar eşit ve özür olmalıdır. Hiçbir ayırım gözetilmeksizin temel hak ve özgürlüklere sahip olmalıdır. Cinsiyete dayalı ayrımcılık kabul edilemez. Bugün dünyada ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ne olursa olsun kadınların eğitim, sağlık, çalışma, siyaset ve karar alma mekanizmalarına katılma açısından erkeklerden çeşitli düzeylerde geride olduklarını görmekteyiz. Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri sadece ekonomik göstergeleriyle değil, toplumun sosyal kültürel yapısı ve insani gelişme ölçütleri ile ifade edilmektedir." "ŞİDDET ÖNLENMELİDİR" Samsun Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Birgül Bilgin, ekonomik ve sosyal açıdan gelişmiş ülkelerde, kadın ve erkek emeğinin birlikteliğine önem verildiğine dikkat çekerek, "Geri kalmış ülkelerde, kadınların toplumsal ve sosyal yaşamdan dışlandıklarını görmekteyiz. Eşitlik kalkınmanın temel unsurlarından biridir. Kadınların iş gücüne katılmaları artırılmalıdır. Değişik sektörlerde istihdam edilmeli, eğitim imkanlarından daha fazla yararlandırılıp, sağlık sorunları azaltılmalıdır. İş hayatında cinsel istismar ve aile içi şiddet önlenmelidir" dedi.