BIST 9.949
DOLAR 35,14
EURO 36,75
ALTIN 2.977,80
HABER /  GÜNCEL

Evinde saldırıya uğrayan Sarar çifti yaşadıkları soygun olayını anlattı

ESKİŞEHİR 'de evlerinde hizmetçisinin de yardım ettiği soygun şokunu yaşayan Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ve eşi Zehra Sarar basın toplantısında o geceyi anlattı.

Abone ol

18 Mayıs'ta gece saatlerinde Sarar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ve eşi Zehra Sarar'ın Sümer Mahallesi'ndeki konutlarına gelen şüpheliler, çifti rehin alarak soygun gerçekleştirmişti.

Yakalanan şüpheliler gözaltına alındı.Sarar çifti, bir basın toplantısı düzenleyerek yaşadıkları olayı anlattı.

İlk başta şaka sanmış

Olay anını anlatan Zehra Sarar, siyah giyimli adamları gördüğünü ve Cemalettin Sarar’ın ‘sus sus’ demesiyle ‘şaka mı yapıyorlar acaba’ diye düşündüğünü söyledi.

Ellerinin ve ayaklarının bağlanmasının ardından bileğini plastik kelepçeden çıkardığını, makasa ulaşıp keserek kurtulduklarını aktaran Sarar, “Saat 11’e 5 kala ben camiden geldim. Kış bahçesinde oturuyoruz. Oturduk, sularımızı haplarımız içtik. Başımı çevirdim, iki tane simsiyah giyinmiş, simsiyah eldivenli sadece gözleri gözüküyor. ’Cemalettin bunlar ne’ dedim, ’sus sus’ dedi. Sus deyince Cemalettin’e ’şaka mı yapacaklar acaba, böyle şaka mı olur’ dedim. İrkildim bir tuhaf oldum. Ondan sonra Cemalettin döndü. Bir tanesi de yukarı çıkıyor dedim.

Ellerimizi bağladılar, siyah kelepçelerle ellerimizi bağladılar

Orada bizim vitral camlar var oradan gözüküyor. Bir tanesi de yukarıdan çıkıyor derken, bir tanesi Cemalettin beyi, bir tanesi de beni etkisiz hale getirdi. Ellerimizi bağladılar, siyah kelepçelerle ellerimizi bağladılar, ellerimiz kesildi. Ben tabi direndim, ne yapıyorsunuz dedim.

Teravihten geldim

Tam teravihten geldim, abdestimle duruyordum. Bu mübarek günde bunlar da mı gelecekti başımıza, siz ne yapıyorsunuz, bunlar da mı gelecek başımıza sizde hiç Allah korkusu yok mu diye direnmeye başladım. Tabi onlar ayaklarımı ellerimi bağladılar. Ayaklarım bağlı olduğu halde ben yine bir kalkmaya çalıştım. Dizlerimin, dirseklerimin üstüne düştüm. Her yerim çok kötü oldu. Ondan sonra Cemalettin Beyi yukarı çıkardılar.

Paralar fabrikanın kasasında dedim

Bana kasanın anahtarını sordular. Yok, burada değil, fabrikanın kasasında evde değil dedim. Sonra artık kasayı olduğu gibi alın götürün dedim. Tabi o kadın bizde çalıştığı için anahtarı da kasının yerini de biliyordu. Orada 4-5 tane kapı var, direk kasanın olduğu yere gitmiş. Kasanın yerini anahtarları da biliyor. Hepsini boşaltmışlar. Kasanın dışındakileri de götürmüşler. 4 tane daha çekmece vardı. Onları da olduğu gibi boşaltıp götürmüşler. Sonra tabi biz bağladılar. Sonra beni de yukarı çıkardılar.

Biraz direndim

Cemalettin beyi yatırmışlar yüzükoyun. Ben biraz direndim, Cemalettin ‘yat işte yat diyorlar’ dedi. Elimizi arkadan bağladılar, ayaklarımızı bağladılar sonra birbirimize bantladılar ayaklarımızı. Sonra üstümüzden kilitlediler ve ses kesildi. Ben biraz sağ tarafım gevşek oldu herhalde sağ kolumu kurtardım. Cemalettin gel bu çekmecede makas var o makası alalım da keseyim ben dedim. Kesip doğru telefona gittim. Hemen güvenliği aradım

5 dakika bile sürmedi elimi çıkardım

Siz neredesiniz eşkıyalar bastı bizi soyulduk, neredesiniz dedim. O da dedi ki, ‘efendim burada 3 kişi var kovalıyorum, onları takip ediyorum, Enveriye istasyonuna doğru gittiler’ dedi. Sonra kim geldi kim açtı kapıyı hiç bilmiyorum. Ondan sonrasını hatırlamıyorum ama öncesini hatırlıyorum. Onların gittiğini anladım. 5 dakika bile sürmedi elimi çıkardım” ifadelerini kullandı.

1 milyon euro istediler

Ellerinde silah görmediğini söyleyen Zehra Sarar, “Ben silah görmedim, ama ellerinde kama gibi bir şey vardı. Ben çok sıktı dedim kelepçeyi kesti onunla yeniden bağladı”ifade ederken, Cemalettin Sarar ise çalınan para ve ziynet eşyalarından bahsederek, “1 milyon Euro istediler, Euro diyor, dolar diyor. Hepsi fabrikada dedim. Kasada ne varsa al git dedik. Kasada vardı dolarımız Euro’muz. Ben de bilmiyorum Zehra hanımın ne kadarı olduğunu. Zehra hanımın ziynetleri vardı. Onların hepsini alıp gittiler. İki ay çalıştılar karı koca çalıştılar. Bizim bağ evinde çalışıyorlardı. Hizmet ediyorlardı.” açıklamalarında bulundu.