Faiz indirimi, kredi kullanımında sınırlama ve IMF'nin uyarıları konut sektörünü nasıl etkileyecek? İşte soruların yanıtları...
Abone olMerkez Bankası'nın faiz indirimi kararın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun konut kredilerine sınırlama getirmesi ve IMF'nin konut sektöründe 'balon' riski tartışmaları konut sektörünü nasıl etkileyecek? 2011'de konut ve kira fiyatları yükselecek mi?
İşte uzmanından bu soruların yanıtı...
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Turgay Tanes, 2010 yılında konut fiyatları ve kiraların Türkiye genelinde durağan kaldığını belirterek, ''Konut fiyatları alım için uygun seviyelerde. 2011 yılında beklenen konut talebi ve yeni konut arzları çerçevesinde konut fiyatlarında ve kiralarda artış sınırlı kalır. 2011'de konut arzındaki artış yüzde 10'ları bulabilir'' diye konuştu.
Tanes, ofis talebine ilişkin olarak da ''Kiralar henüz kriz öncesi dönmedi. 2011 yılına ilişkin olumlu ekonomik beklentilere bağlı olarak kiralama talebinde artış devam edecektir. Yabancı şirketlerin Türkiye'ye ilgisinin artmasıyla ofis kiralama talebi de artış gösterebiliyor'' dedi.
Lojistik alan talebi açısından çok fazla gelişme görülmediğini söyleyen Tanes, AVM yatırımlarının yeniden canlandığını, ertelenen, iptal edilen projelerin tekrar hayata geçtiğini, orta vadede AVM arzında doygunlaşma beklendiğini, 2010'da 25 yeni AVM açıldığını ve düşündüklerinden daha büyük genişleme olduğunu kaydetti.
SORU İŞARETİ YARATAN RİSKLER
Gelişmiş ülkelerde büyüme performansının zayıflaması, gelişmiş ülkelerde kamu borç sorunu ve yarattığı finansal istikrarsızlıkları dünya ekonomisindeki ciddi riskler olarak sıralayan Tanes, ''Avrupa ülkelerinde borçların sürdürülebilirliği ve ülke iflas riskleri 2011'de kafalarda soru işareti yaratan risklerden. Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının ilave likidite yaratması ve bunun oluşturduğu sıcak para bir risk olarak öngörülüyor. Düşük faiz ve bol döviz likiditesinin yarattığı finansal balon riskleri 2011'de gündemde olacak risklerden'' dedi.
Türkiye'nin sağlam bir finansal sisteme sahip olduğunu ve çok düşük kamu borcu bulunduğunu belirten Tanes, şunları kaydetti:
''Batılı ülkelerin, AB'nin üyelik kriterleri arasında koyduğu borçluluk oranlarını artık kendileri tutturamazken, Türkiye tutturur hale geldi. Gelişmiş ülkelerde, Avrupa ekonomilerinde kırılgan ve yavaş, güven vermeyen bir büyüme var. O nedenle de Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere artan bir ilgi var. Türkiye de burada çok ciddi şekilde ön plana çıkıyor. Batıda, 'kriz nedeniyle varlık fiyatlarının oldukça aşağı düşmüş olması, hazır yatırımcıları belki de olgunlaşmış Avrupa piyasasındaki gayrimenkulleri almaya itebilir ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin gayrimenkul piyasaları hareketsiz kalabilir' gibi bir argüman ileri sürülüyordu. Ama Batılı ülkelerde, özellikle Avro bölgesindeki büyümenin güven vermemesi ve çok kırılgan olması, bu konuyu da gündemden düşürdü. Türkiye ve Türkiye benzeri ülkeler yoğun yatırımcı ilgisini çekmeye başladı.''
BALON RİSKİ VAR MI?
HABERİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ....
''CARİ AÇIK EN ÖNEMLİ RİSK''
2010 yılında inşaat sektörünün yüzde 16-18 büyüme göstereceğini belirten Tanes, ''2011 istikrarlı büyüme dönemi. 2011 yılında Türkiye ekonomisi sürdürülebilir bir büyüme süreci içine girecektir. 2011 yılında ekonominin genelinde yüzde 5 büyümesi halinde inşaat sektöründe yüzde 8-10 arasında büyüme öngörülmektedir'' dedi.
2011 yılında inşaat sektörünün ilave istihdam yaratmaya devam edeceğini anlatan Tanes, Merkez Bankasının 2011 yılında fiyat istikrarının yanı sıra ekonomide aşırı ısınma, cari açık riski ve sıcak para girişlerine karşı hassas olacağını, 2011 yılında faizlerin yüzde 6-7 arasında kalacağını, Türk Lirası'nın da güçlü konumunu korumaya devam edeceğini tahmin ettiklerini vurguladı.
Turgay Tanes, ''Cari açık 2011 yılında en az 45 milyar dolar olarak gerçekleşecek. Cari açığın giderek daha kısa vadeli kaynaklar (portföy yatırımları) ile finansmanı 2011 yılı için olumsuz gibi görünen tek risk, tek gösterge. 2011 yılında cari açık ekonomik ve finansal istikrarın önünde en önemli risk veya engel olarak adlandırılabilir'' diye konuştu.
BALON RİSKİ EN AZ ÜLKE TÜRKİYE
Gelişmiş ülkelerin konut finansman sisteminde sıkıntıların sürdüğünü ifade eden Tanes, buna karşılık gelişmekte olan ülkelerin inşaat sektörlerinde hızlı büyüme yaşandığını, gelişen ülkelerin gayrimenkul varlık fiyatlarında artışın balon endişesi yarattığını kaydetti.
Tanes, şunları belirtti:
''Burada Türkiye'yi ayırıyoruz. Türkiye, gayrimenkul fiyatları ve finansal sisteminin yapısı itibari ile balon riski en az olan ülke. 2003 yılı ile başlayan süreçte alternatif yatırım araçlarının getirilerinin düşmesi ile insanların ertelemiş oldukları gayrimenkul talepleriyle piyasaya gelmeleri, konut fiyatlarını yukarı çıkardı. Fiyatların yer yer 2,5 katına çıktığı bölgeler olmuştu. Daha sonra krizde herkesin frene basmasıyla o ısınma biraz gevşedi. Bu arada Türk inşaat sektörünün güçlü yanı devreye girdi. Bir anda yukarı giden fiyatlar dengede kaldı. İnşaat sektörünün çok süratle pozisyon alarak yaygın arza başlaması olası balon riskini de hemen hemen tamamen ortadan kaldırdı. Zaten ekonomik durumdan bağımsız olan hazır talep olduğu yerde duruyor. Türkiye balon riski en az olan ülke durumunda. elişmiş ülkelerde konut piyasası baskı altında kalmaya devam edecek. Gelişmiş ülkelerde ticari gayrimenkul finansman sisteminde sıkıntı yaşanabilir. Gelişen ülkeler gayrimenkul piyasalarındaki aşırı ısınma ve fiyat balonlarına karşı hassas olacak. Türkiye'de gayrimenkul varlık fiyatları seviyesi ve finansal kurumların taşıdıkları yükümlülükler itibari ile 2011'de balon riski sınırlı kalmaya devam edecek.''
SATIŞLARDA SORUN VAR MI?
Yapı ruhsatlarında 2010 sonu beklentisinin 550-600 bin adet olduğunu söyleyen Tanes, 2010 yılının ilk 9 ayında konut satışlarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37 gerileme olduğunu, markalı konut satışlarının gerçekleşmeyen tapu işlemleri nedeniyle istatistiklere henüz yansımaması, geçen yılki tapu harcı etkisinin burada etkili olduğunu, ''konut satışlarında problem var'' denemeyeceğini vurguladı.
Turgay Tanes, konut kredileri hacminin 3 Aralık itibariyle yüzde 30 artışla 55,2 milyar liraya çıktığını, yıl sonu beklentisinin 57 milyar lira olduğunu, 2011 yılında konut talebinde istikrarlı artış olmasını beklediklerini belirtti.
Tanes, ''Yabancıların gayrimenkul net alımları, 2010 yılı ilk 10 ayında, 2009'un aynı dönemine göre yüzde 43 artışla 2 milyar dolar oldu. Yıl sonu beklentisi 2,3 milyar dolar'' dedi.