Akşam gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan, 'Affedersiniz bana Ermeni dediler' diyen Başbakan Erdoğan'dan açıklama bekliyor.
Abone olAkşam gazetesi yazarı Etyep Mahçupyan, 'Affedersiniz bana Ermeni dediler' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan açıklama beklediğini söyledi.
Mahçupyan, "Bir başbakanın bunu söylemesi tabii ki bir haberdir, bir olaydır. Kabul edilmesi öyle kolay bir mesele de değildir. Ve Başbakan'a bu yapışır kalır. Bunu düzeltmek de kendi görevidir." dedi.
Cüneyt Özdemir tarafından sunulan CNN Türk'teki 5N1K programına katılan Mahçupyan, 'Bu bir dil sürçmesi mi yoksa arkasında bambaşka bir anlam mı var' sorusunu cevapladı.
HEPİMİZİN PAYLAŞTIĞI BİR ÇİĞLİK BU
Etyep Mahçupyan, şunları söyledi: "Yani bir dil sürçmesi olarak alınabilir. Çünkü maalesef kelimesini biz de kullanım. Çok uzun zamandan beri çok sık rastladığımız bir dil, bir cümle bu. Ve de sadece bir başbakan veya siyasilerin ağzından duymuyoruz. Çok yaygın bir olay. Bir tür aşağılama, bir tür dışlama içeriyor, bir tür yabancılaşma içeriyor. Ve Türkiye'nin cemaatçi yapısı içinde de her cemaatin, bütün diğer her cemaate yönelik böyle bir aşağılaması kendi içinde var. Eğer samimiysek, eğer açık yüreklilikle kendimize bakıyorsak bunu görmek durumundayız. Bir başbakanın bunu söylemesi tabii ki bir haberdir, bir olaydır. Kabul edilmesi öyle kolay bir mesele de değildir. Ve Başbakan'a bu yapışır kalır. Bunu düzeltmek de kendi görevidir. Yani kimse de Başbakan'ın avukatı olacak hali yok. Bir tür çiğlik gibi yorumlamak mümkün. Hepimizin paylaştığı bir çiğlik bu. Ama bunu ağzından çıkarken durdurabilmeyi de artık hepimizin öğrenmesi gerekiyor. Şunu söyleyebilirim; en azından kamusal alanda bunun kullanılmaması ile belki başlayabiliriz.
KENDİ İÇ DÜNYAMIZDA TABULARI YIKMAMIZ GEREKİYOR
Daha önemlisi, kendi iç dünyamızda, kendi zihnimizin içinde bu tabuları yıkmamız gerekiyor ve benim şu anda gözlemlediğim şey, sadece tek taraflı bir olay da değil bu. Maalesef kendi cemaatimin içine de baktığım zaman, benim cemaatimin içinde de benim cemaatimin dışına doğru bakışta buna çok yakın olan, ama seslendirilmesi çok zor olan anlayışlar var. Sadece kendi içimizde söyleniyor bu. Ama dışarıya geldiğinde söylemiyor, çünkü biz azınlıktayız. 'Çoğunluk olsaydık ne olurdu' diye sorduğumda çok da farklı bir şey olacağını hiç sonmuyorum. Çünkü burada bir insan malzemesi var. Çok birbirine benziyor. Sorumluluk açısından birbirinden çok bir farkı yok. Sosyal anlamda ama. Siyasal anlamda tabii ki Başbakan'ın bununla ilgili bir şey söylemesi gerekiyor ve bekliyorum."