BIST 9.916
DOLAR 35,04
EURO 36,42
ALTIN 2.938,27
HABER /  GÜNCEL

Etnik siyaseti canlandırmak yanlış

Cumhuriyete sahip çıkılması gerektiğini belirten Baykal, etnik siyaseti yeniden canlandırmanın yanlış olacağını söyledi.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, etnik siyaseti yeniden canlandırmanın yanlış olacağını bildirerek, ''Türkiye bu konudaki yanlışları yenmeye çalışacak, büyük mesafe alacak, köşeye sıkışmış birileri (acaba bana hayat suyu olur mu?) diye onun peşine takılacak? Türkiye'nin 80 yıllık uluslaşma sürecine zarar vermekte hiçbir tereddüt yaşamayacak, yazıklar olsun...'' dedi. Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, yerel seçimler dolayısıyla gündeme gelen ittifak tartışmalarını değerlendirdi. Deniz Baykal, bugüne kadar farklı siyasetler içinde yer alan insanların ''ANAP'lıyım, DYP'liyim, DSP'liyim'' demeden ''Bu seçimde Türkiye'ye sahip çıkacağız'' anlayışı içinde CHP safları içinde elele verme kararı aldıklarını söyledi. Bunun herkesi mutlu ettiğini kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Türkiye'nin buna ihtiyacı var ve bütün toplumu kucaklamak istiyoruz. Kimsenin geçmişiyle ilgili kafamızda dışlayıcı anlayış kesinlikle yoktur. Herkesin Türkiye'ye yeni bir anlayışla sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Hep birlikte yeni siyaseti ortaya koymak gerektiğine inanıyorum. Bunun için kimseyi dışlamıyor, herkesle kucaklaşmak gereğine inanıyorum.'' KİMLİK SİYASETİ Siyasetin fikirler üzerinde yapıldığını belirten Baykal, Türkiye'nin bugün ihtiyaç duyduğu fikrin ''Türkiye'ye, Cumhuriyete sahip çıkmak'' olduğunu bildirdi. Bunu yaparken siyaseti ''kimlik siyaseti''ne dönüştürmemeye dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Baykal, şöyle konuştu: ''En çok üzerinde durmamız gereken konunun bu olduğuna inanıyoruz. Siyaset fikirle yapılır, kimlikle yapılmaz. Siyaset; etnik kimlikle, dinle, mezheple yapılmaz. Senin siyasetin ne? Etnik kimliğim, ırkım, mezhebim, dinim dersek, demokrasiyi yaşatabilir miyiz, ulusal bütünlüğü ayakta tutabilir miyiz? Laiklik artık, siyasette din istismarını ve mezhep istismarını bırakmak demektir. Laik anlayışı özümsemek demek, insanların dine, mezhebe sahip olmamasını öngörmek değil... Türkiye'de mezhebe dayalı siyaset yapma girişimleri hep başarısızlıkla sonuçlandı. Türkiye, din temelinde siyaset yapma anlayışını da başarısız kılmalıdır, kılacaktır, inşallah... Ve o olduğunda Türkiye'nin önü açılacaktır.'' ETNİK SİYASET Etnik temelde siyaset yapma anlayışını da çok sakıncalı bulduğunu, bütün etnik gruplara saygı duyduğunu bildiren Baykal, ''Hepsinin başım üstünde yeri var'' dedi. Bunun yanlış olduğunu ifade eden Baykal, Türkiye'nin bunu da aşacağını söyledi. Baykal, etnik siyaseti yeniden canlandırmanın yanlış olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Buna destek vermenin bir anlamı var mı? Türkiye bu konudaki yanlışları yenmeye çalışacak, büyük mesafe alacak, köşeye sıkışmış birileri (acaba bana hayat suyu olur mu?) diye onun peşine takılacak? Türkiye'nin 80 yıllık uluslaşma sürecine zarar vermekte hiçbir tereddüt yaşamayacak, yazıklar olsun... Bu model CHP'yi ilgilendirmiyor, dediğim zaman bir de CHP'yi suçlayacaksın, hayırlı olsun sana kardeşim, hayırlı olsun. Bu CHP... Biz CHP'yi hiç kimseye kiralamayız, leasing yoluyla da vermeyiz... Biz Türkiye'yi kucaklamak istiyoruz, ama o temelde değil.'' ''HERKESLE KUCAKLAŞMAK İSTİYORUZ'' Baykal, herkesle kucaklaşmak istediklerini, ancak bunun için ''Cumhuriyet'e inanma, Atatürk'ü sevme ve yüreğinde sosyal adalet duygusunun bulunma'' koşullarını aradıklarını da bildirdi. Türkiye'yi bağımsız bir devlet olarak onurla başının üstünde tutabilenleri ''Geçmişte ANAP'lıymışsın, falan seçimde DYP'liymişsin, MHP'ye oy verdiğini biliyorum, DSP'ye gitmişsin, Aramızda yerin yok'' anlayışıyla reddetmeyeceklerini bildirdi. Namuslu, Türkiye'nin geleceğinde etkin olmak isteyen ve aradıkları koşulları taşıyan herkese ellerini uzattıklarını kaydeden Baykal, çağrısının partileri, siyasetçileri de kapsadığını ancak daha çok vatandaşlara yönelik olduğunu da belirtti. Baykal, bu insanlarla kucaklaşmak, elele vermek istediklerini bildirerek, ''Biz ayrışmanın değil, kaynaşmanın siyasetini yapıyoruz. Dışlamanın değil, bütünleşmenin siyasetini yapıyoruz. Biz Cumhuriyet'in, Aatütürkçülüğün, çağdaşlaşmanın siyasetini yapıyoruz, öyle de yapmaya devam edeceğiz. Kimse kusura bakmasın, bu yolda kararlıyız'' diye konuştu.