Ankara’da 1 Haziran’da Gezi Parkı eylemine destek gösterileri sırasında Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin dava bugün başlıyor. Sanık polis memuru Ahmet Şahbaz, hâkim karşısına 'meşru savunma sınırının kasıt olmadan aşılması' suçlamasıyla çıkacak.
Abone olAnkara’da 1 Haziran’da Gezi Parkı eylemine destek gösterileri sırasında Çevik Kuvvet polisi Ahmet Şahbaz’ın silahından çıkan mermiyle hayatını kaybeden Ethem Sarısülük davasının ilk duruşması bugün başladı.
6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma öncesinde Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri bir basın toplantısı düzenleyerek dayanışma çağrısında bulundu. Sarısülük ailesinin de katıldığı toplantıda, davada siyasi iktidarın “aklanma çabası” içinde olduğu öne sürüldü.
Ethem Sarısülük’ün ölümünden bugüne kadar her aşaması tartışmalara neden olan davada sanık polis memuru Ahmet Şahbaz, hâkim karşısına “meşru savunma sınırının kasıt olmadan aşılması” suçlamasıyla çıkacak ve ifade verecek.
Polis memuru hakkında 1 yıl 4 aydan 5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
‘Telafi edilemeyecek zararlara neden olabilir’
14 Haziran’da beyin ölümü gerçekleşen Ethem Sarısülük’ün vurulmasıyla ilgili çok sayıda iddia gündeme geldi. MOBESE kameralarının olay anında gökyüzüne çevrildiği anlaşıldı. Başlatılan soruşturmada olay yerinde, ancak yedi gün sonra keşif yapılabildi. Yapılan otopsi ve ortaya çıkan video görüntüleri sonrasında Sarısülük’ün, Çevik Kuvvet polisi Ahmet Şahbaz’ın silahından çıkan merminin başına isabet etmesi sonucu öldüğü kesinleşti.
Kimliği uzun süre açıklanmayan polis memuru Şahbaz, olaydan 23 gün sonra adliyeye getirildi ve savcılık tarafından tutuklanması talebiyle Nöbetçi 13. Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Şahbaz ifadesinde, linç edilmekten kurtulmak için havaya ateş ettiğini söyledi.
Mahkeme olayı, “meşru müdafaa sınırları içinde” kabul ederek sanığı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı. Mahkeme, kararında ayrıca Şahbaz’ın tutuklanmasının telafi edilmeyecek zararlara neden olabileceğini savundu.
Soruşturma kapsamında açılan dava sürecinde de tartışmalar yaşandı. Sarısülük’ün ölümünü soruşturan Cumhuriyet Savcısı ifadeler, görüntü kayıtları ve deliller ışığında polis memuru hakkında iddianame hazırladı. İddianamenin gönderildiği Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi ise sanığın “idari izin alınmadan” yargılanamayacağı gerekçesiyle davanın “durmasına” ve “gereğinin yerine getirilmesi için dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verdi.
Başsavcılık ise incelemesinin ardından suçun “adli yargılama” kapsamında olduğuna kanaat getirerek “iade” edilen dosyaya itiraz etti. Üst mahkeme dosyayı inceledikten sonra başsavcılığın itirazını yerinde bularak davanın iddianamenin gönderildiği mahkemede görülmesine karar verdi.
Cenazeye katılanlara da dava
Davaya ilişkin tartışmalar yine sonlanmadı. Sarısülük’ün vurulduğuna tanıklık eden Mehmet Can Tayşan gözaltı listesine alındı, aranmaya başlandı. Tanık olarak bildirilen Şahin İmga önce tutuklandı, sonra serbest bırakıldı. Keşifte dinlenen tanık Burhan Çoban’ın ise telefonla tehdit edildiği öne sürüldü.
Öte yandan Ağustos ayı başında bu kez de Sarısülük'ün cenaze töreni sırasında yapılan eyleme ilişkin Basın Savcılığı soruşturma başlattı ve 35 kişi hakkında iddianame düzenledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından onaylanan, Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından da kabul edilen iddianamede, bu kişilerin, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu uyarınca 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması istendi.