BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Esnaf PKKdan dertli

Kepenk kapatmadıkları için dükkânları taşlananlar terör örgütüne ateş püskürüyor.

Abone ol

"Birdenbire ortaya çıktılar, camlara saldırdılar. Müşterileri arkaya sakladık. Böyle bir şeyle daha önce hiç karşılaşmamıştık. Bir daha bunların olmasını istemiyoruz." Bu sözler 28 Mart günü Diyarbakır'da işyeri tahrip edilen esnaftan Hanifi Türk'e ait.

Bir başka esnaf, Ekrem Arcagök anlatıyor: "Öyle söylendiği gibi kalabalık değillerdi. En fazla 2 bin kişi. Yeniköy Mezarlığı dediğimiz varoştan yürüyüşe geçtiler, oradan Bağlar'a (Bağlar, Diyarbakır'da PKK'nın en güçlü olduğu semt-MY), oradan da Ofis semtine geldiler, durmadılar, şehir merkezine, Suriçi'ne girdiler. Polis bu yürüyüşü, bu hale gelmeden durdurabilirdi. Güvenlik güçleri yetersiz kaldı."

Vali Yardımcısı Hıdır Kahveci, güvenlik güçlerinin yasaları, olaylarda fazla can kaybına yol açmayacak şekilde uyguladığını söylüyor. "İyi niyetle çıkarılmış yasalar, istismar ediliyor" görüşünde. Tercümesi, PKK'nın reformlarla gelen demokratikleşme ortamını kendi propagandası için kullanması. Yani sorun yasalardan değil, PKK'nın niyetlerinden kaynaklanıyor. Diyarbakır'ın gözde Ofis semtinin hedef alınmasının nedeni, buradaki esnafın, PKK'nın 'kepenk kapatma' tehdidine uymaması. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanmasının ardından bir şey değişmedi diyenler yanılıyor. Diyarbakır'da o zamandan beri ticaret hayatı canlandı. Güvenliğin değil, ekonominin kuralları hâkim olmaya başladıkça, orta sınıfı hayata bağlayan unsurlar arttıkça, PKK'nın bir emriyle kepenklerin kapatılıp açılması mümkün olmamaya başladı. Eylemlerin daha yoğun olduğu Bağlar semtinde dükkânların tahrip edilmemesinin nedeni, ticaret hacmi çok düşük olan Bağlar esnafının PKK eylemine boyun eğmiş olması.
Dicle Üniversitesi'nin iki öğrencisi, Ankaralı Tarık ve Bitlisli Necdet, "Olaylara katılanlar hep işsiz ve cahil kesimden" diyor ve ekliyorlar: "Haberler yanlış verildi. Üniversitede boykot falan yoktu. Bir grup zorla derslere girip bizi dışarı çıkarttı. Devlette de hata var, buraların daha çok işe ihtiyacı var."

Ofis'teki en işlek caddeyi tahrip eden, çoğu çocuk yaştaki grubun içine tepkili işsizlerin yanı sıra, adi suçluların da karıştığını pek çok esnaf gibi, güvenlik yetkilileri de söylüyor. Semtteki Teknosa mağazasının kepenkleri demir kesme makasıyla zorlanmış; yani kendiliğinden bir patlama değil yalnızca söz konusu olan. İş Bankası şubesi yakılmakla kalmamış, içindeki bilgisayarlar ve değerli malzeme çalınmış. Banka yetkilileri camlı ön cepheyi çelik levhalarla kapatmışlar, hapishane gibi görünüyor. Olaylardan önce, yaz için üç-dört aylık odalarını önceden satan otellerin bütün rezervasyonları iptal edilmiş.

Esnaf satışların düşmesinden şikâyetçi. Dükkân sahibi Metin Gezici, "Toptancılar uzun vadeli mal vermek istemiyor" diyor. İyi örnekler de var. Özellikle büyük şirketler arasında, PKK eylemiyle gelen şiddetten zarar gören Diyarbakır esnafına destek olmak için borç erteleyen, vade uzatan, kredi açan da olmuş. Tek değişiklik bu değil. En önemlisi, esnafın artık adını vermekten çekinmeden terör eylemlerine karşı seslerini yükseltmeye başlaması. Esnafın PKK eylemine karşı durması, daha önce görülmemiş bir örnek. Yani Diyarbakır esnafı artık yalnızca şikâyetçi değil, tepkili de. Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Kudbettin Arzu'nun çıkışları, cesaret örneği olarak nitelenmeyi hak ediyor. Arzu, "Çok destek aldım. Şehirdeki çok kişi arayıp, tebrik etti, destek verdi. Bir daha bunları yaşamamalıyız" diyor.

Dün Diyarbakır'da zarar gören ticaret erbabını ziyaret eden TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kentin teröre teslim olmama isteğini ilk defa açıkça göstermeye başladığını söylüyor. Diyarbakır-Batman eylemler, PKK'nın ve onun görünür yüzü DTP'nin halkın bir kesimini karşısına almasına neden oldu. Bir kırılmayı ve buna bağlı direnişi başlattı. Hisarcıklıoğlu, bu eğilimi ilk kez Şemdinli olaylarının ardından Van'da yaptıkları bölge toplantısında gözlemlediğini, Diyarbakır'da ise bu durumun iyice görünür hale geldiğini söylüyor. Hisarcıklıoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: "Terör yatırımları bitiriyorsa, yatırımlar da terörü bitirir. O yüzden bu eylemlerden yılmadan bölgeye yatırım, istihdam götürmek lazım. Girişimci orta sınıfı güçlendirmek, işe sahip çıkarmak lazım. Yalnız özel sektöre değil, daha çok devlete düşen işler de var. Yarım kalan Güneydoğu Anadolu Projesi'nin tamamlanmasıyla 4 milyon kişiye iş sağlanması, ayrıca tarım ve sanayinin canlandırılması mümkün. Bu yolla bölge göç veren değil, göç alan hale gelir."

Hisarcıklıoğlu'nun sözleri, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, "Halkın aidiyet duygusu artırılmalı" sözüyle uyumlu. Ama hükümetin net politikaları yok, ya da var ve bizlerin haberi yok. Bir yandan terörle mücadele ederken, diğer yandan hukuki, ekonomik, sosyal adımlar atmak gerekli görünüyor.

Murat Yetkin
Radikal