BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Eskiler hala yolların hakimi

Yollarda son on yıl içinde hızlı bir model değişimi yaşanıyor; geçmişte sadece birkaç farklı araç gören insanlar şimdi yüzlerce model arasında ‘ayrım’ yapmakta zo

Abone ol

Türkiye yollarında son on yıl içinde hızlı bir model değişimi yaşanıyor; geçmişte sadece birkaç farklı araç gören insanlar şimdi yüzlerce model arasında ‘ayrım’ yapmakta zorlanıyor.

Otomobil endüstrisinde birkaç yılda bir yapılan model yenileme operasyonlarının bunu etkilemesi bir yana ‘kabuğunu kıran’ Türkiye’nin kendi değişimi bu tabloyu daha çok etkiliyor. Avrupa’da yola çıkan birçok otomobil aynı tarihlerde Türkiye’de de müşteriye ulaşabiliyor, ithal otomobiller yerli modellerden daha çok satıyor. Ancak, geçmişi ‘tekdüze’ bir mantığa dayalı, rekabete kapalı Türkiye yollarında daha uzun yıllar değişmeyecek bir tablo var. Halen trafiğe kayıtlı olan otomobilleri markalara göre değerlendirdiğimizde bu tabloyu çok net görebiliyoruz.

Edirne’den Hakkari’ye uzanan Türkiye yollarının yarısından fazlasını Renault (bir buçuk milyon) ve Tofaş-Fiat (1 milyon 625 bin) araçların oluşturduğunu söyleyebiliriz. Yoldaki iki otomobilden biri bugün üretimi yapılmayan artık güncelliği kalmayan Şahin, Doğan, Kartal, Serçe, Renault 12, Broadway, Renault 19 gibi modellerden oluşuyor. Opel, Ford, VW, Toyota, Hyundai ve Peugeot gibi son dönemde otomobil satışlarında öne çıkan markaların toplamı söz konusu iki markadan birine ancak ulaşabiliyor. Sanılanın aksine Türkiye’de Anadol marka araç sayısı yüzbinde kalırken lüks marka olarak bilinen Mercedes’lerden 115 bine yakın otomobil bulunuyor.

Trafikteki araç sayısının ciddi olarak tutulmaya başladığı 1963 yılından bugüne Türkiye’nin otomobil parkında büyük değişimler yaşandı; o yıllarda koskoca bir ülkede bulunan otomobil sayısı yüzbinin altında iken bu rakam bugün 5,5 milyonu aştı. Geçen 40 yıl içinde otomobil parkı 62 kat büyüdü. Bu büyüklüğü küçümsememek gerekiyor. Çünkü, aynı dönem içinde otomobilden traktöre kadar (motosiklet dışındaki) tüm araçlarda görülen büyüme 37 kat ile sınırlı kalmış, yani otomobildeki artış neredeyse genelin iki katı olmuş. Türk insanı iş dışında aile hayatı, gezip tozma gibi ihtiyaçları için daha fazla gelişim göstermiş ve ‘refah düzeyi’ni yükseltmiş. Otomobil sahipliği bütün dünyada bir bakıma ‘medeniyet’ olarak da değerlendiriliyor.

Özellikle şehirlerarası yollardaki manzaralara bakarak ‘kamyon ülkesi’ olduğumuzu düşünenler için 40 yıl içindeki değişim oranı şaşırtıcı gelecek; kamyon sayısında 13 kat artış sergilenmiş, bu raka da sizi yanıltmasın çünkü zaman içinde kamyona alternatif olabilecek farklı küçük araçlar yola çıktı. Sözkonusu süreçte traktör sayısında 22 kat artış olması da dikkate değer bir konu. Büyüme rakamı Türk çiftçisinin makineli tarıma geçişinin önemli bir belgesi.

Kaynak: