Irak'ta işgal güçlerine karşı birtürlü bitmek bilmeyen direnişte en önemli faktörün eski istihbarat birimleri olduğu vurgulanıyor.
Abone olZaman'da yer alan habere göre yeraltı faaliyetlerinde büyük tecrübeye sahip on binlerce üyesi olan Irak eski istihbarat ve güvenlik birimlerinin bir anda yeraltına çekildiği, ellerinde bulunan milyarlarca dolarla birçok şeyi yapabilecekleri ifade ediliyor. Iraklı sosyolog Falih Cabbar’ın BBC’de yayınlanan araştırmasına göre, Irak’ta Amerikan ve İngiliz güçlerine yönelik saldırıların siyasi, ekonomik, kültürel ve ideolojik sebepleri bulunuyor. Araştırmada, ülkeye hakim genel memnuniyetsizlik havasının, Iraklıların işgal altında yaşıyor olmasının, Arap medyasının etkisinin, etkili para temininin ve Irak’taki Geçici Konsey’in çalışmalarında yetersiz kalmasının saldırıları destekleyen unsurlar olduğu belirtiliyor. Bağdat düşmeden yağma emri verildi Şiddet eylemlerinin Bağdat’ın batısındaki Felluce ile doğusundaki Diyala bölgesinde yoğunlaştığı ifade edilen araştırmada, saldırıların en önemli kaynağının eski Irak istihbarat ve güvenlik birimleri olduğu vurgulanıyor. İstihbarat Bürosu –Muhaberat El Amme– başkanı tarafından, Bağdat’ın düşmesinden kısa bir süre önce imzalanan gizli bir mektuba göre, bütün görevlilere, resmi belgeleri yok etmeleri ve delil sağlayacak ofisleri ortadan kaldırmaları emri verildiği öne sürülüyor. Ayrıca bu kişilerin Irak’taki bölünmenin her iki tarafında yer alan İslami partilere katılma konusunda da yönlendirildiği iddia ediliyor. Sosyolog Falih Cabbar, saldırıların arkasında Saddam döneminde sahip olduğu ayrıcalıkları yitiren grupların bulunduğunu kaydediyor. Bu bölgede yaşayanların Baas Partisi'nden nemalandıklarını söyleyen Cabbar, “Zira, bu bölgenin, savaşla kaybettiği çok sayıda kabine üyesi, yüzlerce askeri kumandanı ve yüzlerce zengin işadamı vardı.” diyor. Araştırmaya göre saldırıların arkasındaki bir başka merkez ise radikal İslami gruplar. Iraklı sosyolog Cabbar, güçlü Amerikan karşıtlığıyla güdülenen bu grubun görüşlerini “İslam topraklarına giren her ‘kafir’ işgalcidir; onlarla mutlaka savaşılmalıdır. İşgalcilerle savaşmak akıl ve beden sağlığı yerinde olan her Müslüman'ın görevidir.” şeklinde değerlendiriyor. Bu grubun diğer Müslüman ülkelerden de destek bulduğu öne sürülürken, Irak’ta bu amaçla 6–7 bin kişinin olduğu kaydediliyor. Savaş sırasında büyük kayıplar veren ve koalisyon güçlerinden intikam almak isteyen Iraklı aşiretlerin de saldırıların tertipçileri arasında olduğu belirtilen araştırmada, koalisyon güçleri yetkililerinin öldürülen yakınları için kan parası ödemeyi reddetmesinin Iraklı aşiretleri intikam almaya yönlendirdiği de ifade ediliyor. ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld geçtiğimiz ay yaptığı bir açıklamada, Irak’taki saldırıları ‘dağınık ve bireysel’ olarak nitelendirmişti. Ancak ABD Merkez Kuvvetler Komutanı John Abizaid, görevi devralırken yaptığı açıklamada Irak’ta sistemli bir gerilla savaşıyla karşı karşıya olduklarını söylemişti.